Oku bakayım! Kriz

Araştırmacı gazeteciliğim tuttu.

Şu anda gece yarısını iki saat oldu geçeli. Sizin anlayacağınız saat 01:47 ve ben İstanbul-Bursa karayolunun 55. km'sinde bir kamyoncu durağındayım.

İstanbul'dan yola çıkarken Seferihisar-Topçular arasını feribotla geçmek için birkaç saat sırada nasıl bekleyeceğim diye boşuna düşünmüşüm.

Ben rıhtıma varınca feribot araba bekliyordu.

Görevliye niye alan boş diye sordum.

Tek kelimelik cevap vermekle yetindi:

Kriz!

Cevap tek kelimelikti ama, efradını cami, ağyarini mani bir cevaptı.

Geçen seneye nispetle ne kadar fark var diye sorunca da yarı yarıya hatta üç misli azalma var dedi.

Yani geçen sene bu vakit, bu saatlerde üç misli araç vardı burada, sıra bekleyen, Topçular'a varmak için.

Gecenin saat 01:47'sinde beklediğim mola yerinde konuştuğum kamyoncuların dertleri daha da fazla.

İş yok.

Olsa da maliyet yüksek.

Nakliyeler çok pahalı.

Akaryakıta, mazota her gün zam.

Parça pahalı.

Uğraşmak değmiyor. En iyisi kamyonu satıp köyde bir şeylerle uğraşmak.

Bir çok arkadaşın tercihi böyle.

Bursa-İstanbul yolu mevsim itibariyle trafiğin en yoğun olması gereken bir zamanda tek tük geçen arabaları saymazsan neredeyse boş.

Geçen sene bu vakitler meyve sebze nakliyesi yapan onlarca kamyon olurdu bu yollarda diyor kamyoncu arkadaş.

Şimdi otobüsler bile boş.

Ümidini özellikle kamyonculara bağlayan tesis sahipleri, Allah'tan yaz mevsimi de avlamak için sivri sinek bulabiliyorlar.

Yaklaşık iki saate yakın bir zaman bekledim aynı tesiste, yemek için iki kişi uğradı.

Ne mi yediler?

Birer çorba içtiler sadece.

Güzel ülkemin güzel insanı bunlara layık değil diye düşündüm.

Çok söylediğim bir sözü kamyoncu arkadaş tekrar etti.

"Bir yerde bir yanlış yaptık. Yoksa Allah asla zulmetmez."

İnsanımız arif.

Ülkenin halini görmek için tenis kortları yerine kamyoncu durağına gitmek yeterli ama yolu düşmüyor Kemal'imin.

Millet şu tekerlemeyi ezberlemeye çalışıyor.

Kemal'im Kemal'im, aslan Kemal'im.

Sayende dibe vurdu servetim malım.

Hükümet çalışıyor vesselam

Ülkeyi daha da yukarılara çıkarmak, hortumcuların gelir seviyesini yükseltmek için ha bire yeni vergiler keşfediyorlar.

İyi koku alan kaynaklara göre yeni vergi paketi de yolda.

"Çorap giyenden, çorap vergisi.

Kravat takandan kravat vergisi.

Gülenden gülme vergisi.

Don giyenden don vergisi. (Bu yoldan fazla gelir beklenmiyor.)

Bakandan bakma vergisi.

Ah çekenden ah vergisi.

Oh çekenden oh vergisi.

Esneyenden esneme vergisi.

Hapşırandan hapşırma vergisi.

Islık vergisi.

İsilik vergisi.

Metelik vergisi.

Metalik vergisi.

Kelle vergisi.

Sakatat vergisi.

Şikayetçi olandan, şikayet vergisi.

Muhalefetten, muhalefet vergisi.

İtiraz edenden, itiraz vergisi.

Ve daha bir sürü vergi..."