Siyaset dünyasında eski bir konu yeniden ısıtılıp kamuoyunun önüne konuldu.
MHP lideri Devlet Bahçeli yazılı bir açıklama yaparak, idam cezasının getirilmesini istedi. Önceki yıllarda da, seçim propagandası sürecinde konuşma yaptığı kürsüden, idam sehpasını işaret eden nice ipler fırlatarak, ölüm cezası için söz vermişti.
Geçmişle yüzleşme adına soralım kendisine: Üçlü koalisyondan oluşan Ecevit hükûmetinde üç liderden biriydiniz. Hükûmet ortağı olarak, Abdullah Öcalan hakkında verilen idam cezasını neden uygulayamadınız?
Ekonominin, siyasetin dibe vuruşundan mı, yoksa hukukun dibe vuruşundan mı, bu gündem değişikliği?
Leyleğin ömrü deyip geçeceğiz ama;
Gazeteler, televizyonlar kana bulanmış durumda. Saniyesi saniyesine cinayet görüntüleri neredeyse haber standardı haline geldi.
Ya Meclis… Yasa koyucular bile küfrediyor, tekmeliyor, dövüyor birbirini. Tepeden tırnağa kötülüğün dili nefrete bulaşmışız.
Ceza adaletinin işlemediği, yargının çöktüğü bir ortamda hangi yaptırım, hangi ölüm cezası toplumda huzur ve barışı sağlayabilir!
Peki, idamı geri getirdik diyelim de, bunun yolu yordamı nedir, nasıldır?
Sorunun yanıtını vermeden önce Türkiye'nin yakın tarihine bakalım:
27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleşen askeri darbenin ardından, Başbakan Adnan Menderes ile bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 12 Mart 1971 askeri muhtırasından sonra Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 12 Eylül 1980 darbesinden sonraki süreçte de 50 kişi için ölüm cezası verilmişti. 1984'te İlyas Has ve Hıdır Aslan için ölüm cezasının infazı, Türkiye'de bu cezanın uygulanmasının son örneği olmuştur.
Türkiye ölüm cezasını 2002'de kaldırmış, Anayasa'nın ilgili maddesini değiştirmiş, Yeni Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) buna yer vermemiş ve ölüm cezasını reddeden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile bunun 6 No.lu Protokolü'nü kabul etmişti.
Bu protokolün ardından Türkiye, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek Ölüm Cezasının Her Durumda Kaldırılmasına Dair 13 Sayılı Protokol'ü imzaladı.
Protokole göre; ölüm cezası kaldırılmıştır. Hiç kimse bu cezaya çarptırılamaz ve idam edilemez. İstisnası yoktur.
06.10.2005 kabul tarihli 5409 sayılı 13 No.lu Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Resmi Gazetede (12.10.2005 tarih ve 25964 sayılı) yayımlandı.
Uluslararası Af Örgütü'nün 11 Nisan 2017 tarihli raporuna göre, dünyada yer alan bütün devletlerin 141'inde ölüm cezası hukuken ya da uygulamada yasaklanmış bulunmaktadır. 23 Devlet ölüm cezasına yer vermektedir.
Uluslararası hukuk düzleminde ve iç hukukumuzda kabul ettiğimiz idam cezası yasağını kaldırıp, ölüm cezasına yeniden yer verebilmemiz için;
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 58.maddesine uygun bir şekilde feshi ihbarda bulunarak sözleşmeden çekilmemiz gerekir.
Öncelikle yapacağımız bu işlemden sonra Anayasal değişiklik ve sonrasında da Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yoluna gidilmesi icap eder.
İnfaz mevzuatında ölüm cezasının nasıl uygulanacağı konusunda düzenlemeler de gerekecektir.
Suçlu doğulmaz, suçlu olunur gerçeği karşısında, cezadan ziyade suçun önlenmesi için alınacak tedbirlere öncelik vermeliyiz.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023