Ömer b. Hattab: ‘Ali olmasaydı Ömer helak olurdu'
Hz. Ali, Ebu Bekir döneminde olduğu gibi Hz. Ömer'in hilafeti döneminde de her konuda halifenin danıştığı bir merkez konumunda olmuştur
17.02.2023 18:29:00





Hz. Ali, Ebu Bekir döneminde olduğu gibi Hz. Ömer'in hilafeti döneminde de her konuda halifenin danıştığı bir merkez konumunda olmuştur.
Öyle ki, rivayetlere göre Hz. Ömer halifeliği boyunca 70 defa "Ali olmasaydı Ömer helak olurdu" demiştir.
Hz. Ömer döneminde, Hicret'in 14. yılında Kadisiyye'de İslam ordusu ile İranlılar arasında şiddetli bir savaş oldu. Müslümanlar galip geldi. İran ordusu komutanı Rüstem Ferruhzad öldürüldü. Bu zaferle Irak toprakları, İslam hâkimiyetine girdi.
İranlılar İslam ordusunun ilerleyerek ülkenin tamamını işgal etmesinden korkuyorlardı. İran hükümdarı, Firuzan komutasında 150 bin kişilik bir ordu hazırladı. Ve bu ordu teyakkuzda bekletilmeye başladı.
Bu haber Ömer'e ulaşınca, camiye gidip halkı topladı ve onlara şöyle dedi:
"Ey Muhacir ve Ensar topluluğu! Şeytan ordularını toplayarak üzerinize gelmek ve Allah'ın nurunu söndürmek istemektedir. Şimdi sözü daha fazla uzatmadan ne yapmam gerektiği hakkında bana yol gösterin."
Osman b Affan şöyle dedi:
"Ey mü'minlerin emiri! Bana göre Şam halkını Şam'dan, Yemen halkını Yemen'den hareket ettirin. Siz de, Mekke ve Medine halkı ile yola koyulup Kûfe ve Basra halkı ile birleşerek büyük bir ordu ile müşriklerle savaşın. Çünkü Arap yok olduktan sonra sizin için bir şey kalmaz. En iyisi sen, kendin savaşta hazır bulun."
Hz. Ömer yine, "Görüşünüzü bildirin" dedi.
Bu kez Hz. Ali ayağa kalktı ve şöyle dedi:
"Eğer Şam ahalisini Şam'dan hareket ettirirsen, Rumlar gerideki kadın ve çocuklara saldırır.
Yemen halkını hareket ettirirsen Habeşliler geride kalan kadın ve çocuklara saldırırlar.
Eğer Mekke ve Medine Müslümanlarını hareket ettirirsen fırsat gözleyen çevre Araplar Müslüman kadın ve çocuklara saldırır. Böyle olunca da senin sıkıntın şimdikinden çok olur.
Sen, Acem ordusunun çokluğu ve kalabalıklığını anarak endişelerini dile getirdin. Söylemem gerekir ki, Resulüllah zamanında bizler ordunun kalabalıklığı ile savaşmıyorduk. Allah'ın yardımları ile savaşıyorduk.
'Bütün Acem birleşerek Müslümanlar üzerine yürümektedir' haberine gelince, Allah bu işi senden daha çok sevmemektedir. Sevmediği işi bertaraf etmede O, daha layıktır.
Acemler, seni görünce işte Arab'ın kökü budur, eğer bunu yok ederseniz Arab'ın kökünü kazıyacaksınız diyerek, seni yok etmek için hırsları daha da artacak ve sertleşeceklerdir.
Sonuçta onları, kendin kışkırtacaksın, bir bütün olmalarını sağlayacaksın. Şimdiye kadar onlara yardım etmeyen de yardıma kalkışacaktır.
Benim görüşüm ise şu: Bu insanları yerlerinden oynatma. Basra halkına yaz. 3 grup olsunlar. Bir grup kadın ve çocukları korumak için Basra'da kalsın. İkinci grup anlaşmalı olan ehli zimme kâfirlerini anlaşmalarını bozmamaları için korumaya alsınlar. Üçüncü grup ise kardeşlerinin yardımına gitsin."
Halife, Hz. Ali'nin bu sözlerini ve görüşlerini çok beğendi ve şöyle dedi: "Ali'nin çözmek için hazır bulunmadığı bir sorunla karşılaşmaktan Allah'a sığınırım."
Hicri takvimin ortaya çıkması
Hz. Ömer'in hilafetin 3. yılına kadar, Müslümanların bir tarih başlangıçları yoktu. Bu ise bazı sorunlar yaratmaktaydı.
Halife İslam tarihinin başlangıcının belirlenmesi için sahabeyi topladı. Her birinin farklı bir görüşü vardı. Bazıları Peygamberin doğum gününü esas almak gerektiğini söylerken, kimi de Hz. Muhammed'in Peygamber olarak görevlendirildiği günün başlangıç tarihi olması teklifinde bulundu.
Hz. Ali ise Hz. Peygamberin müşrik topraklarını terk edip, İslam topraklarına ayak bastığı günün tarihin başlangıcı olarak alınması teklifini sundu.
Ömer, Hz. Ali'nin görüşünü beğendi ve Hz. Peygamberin hicretinin tarihi başlangıç olarak belirlendi.
O günden sonra tüm belgeler, mektuplar ve senetler hicri yıla göre yazıldı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Öyle ki, rivayetlere göre Hz. Ömer halifeliği boyunca 70 defa "Ali olmasaydı Ömer helak olurdu" demiştir.
Hz. Ömer döneminde, Hicret'in 14. yılında Kadisiyye'de İslam ordusu ile İranlılar arasında şiddetli bir savaş oldu. Müslümanlar galip geldi. İran ordusu komutanı Rüstem Ferruhzad öldürüldü. Bu zaferle Irak toprakları, İslam hâkimiyetine girdi.
İranlılar İslam ordusunun ilerleyerek ülkenin tamamını işgal etmesinden korkuyorlardı. İran hükümdarı, Firuzan komutasında 150 bin kişilik bir ordu hazırladı. Ve bu ordu teyakkuzda bekletilmeye başladı.
Bu haber Ömer'e ulaşınca, camiye gidip halkı topladı ve onlara şöyle dedi:
"Ey Muhacir ve Ensar topluluğu! Şeytan ordularını toplayarak üzerinize gelmek ve Allah'ın nurunu söndürmek istemektedir. Şimdi sözü daha fazla uzatmadan ne yapmam gerektiği hakkında bana yol gösterin."
Osman b Affan şöyle dedi:
"Ey mü'minlerin emiri! Bana göre Şam halkını Şam'dan, Yemen halkını Yemen'den hareket ettirin. Siz de, Mekke ve Medine halkı ile yola koyulup Kûfe ve Basra halkı ile birleşerek büyük bir ordu ile müşriklerle savaşın. Çünkü Arap yok olduktan sonra sizin için bir şey kalmaz. En iyisi sen, kendin savaşta hazır bulun."
Hz. Ömer yine, "Görüşünüzü bildirin" dedi.
Bu kez Hz. Ali ayağa kalktı ve şöyle dedi:
"Eğer Şam ahalisini Şam'dan hareket ettirirsen, Rumlar gerideki kadın ve çocuklara saldırır.
Yemen halkını hareket ettirirsen Habeşliler geride kalan kadın ve çocuklara saldırırlar.
Eğer Mekke ve Medine Müslümanlarını hareket ettirirsen fırsat gözleyen çevre Araplar Müslüman kadın ve çocuklara saldırır. Böyle olunca da senin sıkıntın şimdikinden çok olur.
Sen, Acem ordusunun çokluğu ve kalabalıklığını anarak endişelerini dile getirdin. Söylemem gerekir ki, Resulüllah zamanında bizler ordunun kalabalıklığı ile savaşmıyorduk. Allah'ın yardımları ile savaşıyorduk.
'Bütün Acem birleşerek Müslümanlar üzerine yürümektedir' haberine gelince, Allah bu işi senden daha çok sevmemektedir. Sevmediği işi bertaraf etmede O, daha layıktır.
Acemler, seni görünce işte Arab'ın kökü budur, eğer bunu yok ederseniz Arab'ın kökünü kazıyacaksınız diyerek, seni yok etmek için hırsları daha da artacak ve sertleşeceklerdir.
Sonuçta onları, kendin kışkırtacaksın, bir bütün olmalarını sağlayacaksın. Şimdiye kadar onlara yardım etmeyen de yardıma kalkışacaktır.
Benim görüşüm ise şu: Bu insanları yerlerinden oynatma. Basra halkına yaz. 3 grup olsunlar. Bir grup kadın ve çocukları korumak için Basra'da kalsın. İkinci grup anlaşmalı olan ehli zimme kâfirlerini anlaşmalarını bozmamaları için korumaya alsınlar. Üçüncü grup ise kardeşlerinin yardımına gitsin."
Halife, Hz. Ali'nin bu sözlerini ve görüşlerini çok beğendi ve şöyle dedi: "Ali'nin çözmek için hazır bulunmadığı bir sorunla karşılaşmaktan Allah'a sığınırım."
Hicri takvimin ortaya çıkması
Hz. Ömer'in hilafetin 3. yılına kadar, Müslümanların bir tarih başlangıçları yoktu. Bu ise bazı sorunlar yaratmaktaydı.
Halife İslam tarihinin başlangıcının belirlenmesi için sahabeyi topladı. Her birinin farklı bir görüşü vardı. Bazıları Peygamberin doğum gününü esas almak gerektiğini söylerken, kimi de Hz. Muhammed'in Peygamber olarak görevlendirildiği günün başlangıç tarihi olması teklifinde bulundu.
Hz. Ali ise Hz. Peygamberin müşrik topraklarını terk edip, İslam topraklarına ayak bastığı günün tarihin başlangıcı olarak alınması teklifini sundu.
Ömer, Hz. Ali'nin görüşünü beğendi ve Hz. Peygamberin hicretinin tarihi başlangıç olarak belirlendi.
O günden sonra tüm belgeler, mektuplar ve senetler hicri yıla göre yazıldı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.