Onlar Allah ne emrettiyse onu yapmışlardır

Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen 7. Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumunda "Hak-Batıl Mücadelesinde İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in Duruşu" adlı bir tebliğ sundum.Tebliğimin tamamını aktarmak mümkün değil ama önemli birkaç noktasını sizlerle paylaşmak istiyorum.İmam Hasan ve İmam Hüseyin, Ehl-i Beyt'in Cennet gülleridir. Onlarsız hayatın ve imanın tadı olmaz. Onlar Allah'ın Sevgilisinin reyhaneleri yani güzel kokulu çiçekleridir.Peygamber Efendimiz (SAV), "Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendileridir" buyurmaktadır. Tathir ayetiyle Cenab-ı Hak, İmam Hasan ve İmam Hüseyin Efendilerimizin tertemiz olduklarını ilan etmiştir: "Yüce Allah ancak ve ancak siz Ehl-i beyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister" (Ahzab, 33) İmam ve İmam Hüseyin'in adları Cebrail Aleyhisselam vasıtasıyla bizzat Cenab-ı Hak tarafından konulmuştur.Bütün bu gerçeklere rağmen, gerek Onların döneminde, gerekse sonraki dönemlerde bir takım aklıevveller çıkmış, bazıları "İmam Hasan neden kıyam etmedi?" bazıları da "İmam Hüseyin öleceğini bile bile neden kıyam etti?" gibi hadlerini aşan eleştirilerde bulunmuşlardır.Esasen, temizlikleri Allah tarafından ilan edilmiş, cennetlik oldukları, hatta cennette efendi oldukları Peygamber Efendimiz tarafından defalarca ifade edilmiş olmasına rağmen, Onlar ve diğer İmamlar hakkında mesnetsiz suçlamalar yapanlar, içlerindeki küfürlerini dışa yansıtmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar. Onların itirazı, Ehl-i Beyt İmamlarının şahsında Onları seven, seçen ve tertemiz kılan Cenab-ı Hakk'adır.Peygamberimiz (SAV), "O ikisi (Hasan ve Hüseyin) ayakta olsalar da (kıyam etseler de), otursalar da imamdırlar" buyurmaktadır. (Ahmet b. Hanbel'in Müsned'i, Cami-i Tirmizi, Sünen-i İbni Mace). Yani İmam Hasan'ın kıyam etmemesi, (haşa) korkaklıktan değildir, İmam Hüseyin'in kıyam etmesi de (haşa) taht ve makam hırsından değildir.Onlar Allah ve Resulü (SAV) neyi emrettilerse onu yapmışlardır. İmam Hasan'ın kıyam etmemesini, İmam Hüseyin'in kıyam etmesini bizzat Cenab-ı Hak istemiştir.Muhammed bin Kesir, Cafer Sadık Hazretlerinden şöyle rivayet etmiştir:"Vasiyet Muhammed (SAV)'e gökten yazılı olarak inmiştir. Vasiyetin dışında hiçbir yazı gökten Muhammed (SAV)'e mühürlü olarak inmemiştir. Cebrail dedi ki: "Ey Muhammed! Bu senin Ehl-i Beyt'inin yanında bulunup ümmetine yönelik vasiyetindir."Resulullah (SAV): "Hangi Ehl-i Beyt'in ey Cebrail!"Dedi ki: "Allah'ın seçtiği zat Ali ve O'nun soyu?"(Bu vasiyetin İmam Hüseyin ile ilgili kısmını kısaca ifade ediyorum.)Hasan (as) vefat edince, Hüseyin (as) üçüncü mührü açtı ve orada şöyle yazılı olduğunu gördü: "Savaş, öldür. Sen de öldürüleceksin. Bir topluluğu da kendinle beraber şehadete ulaşmak için götür. Onlar için seninle beraber olmalarından başka şehit düşme imkanı yoktur."Şimdi, asılsız iddialara İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in ifadeleriyle cevap verelim.İmam Hasan, Muaviye ile barıştan sonra kendini kınayanlara şunları söyledi:"Bilmiyor musunuz ki, bizden hiç kimse yok ki, zamanının zorbasına biat etme yükümlülüğü omuzlarına bindirilmemiş olsun? Yalnız Meryem oğlu İsa Ruhullahın arkasında namaz kılacağı İmam müstesna? Yüce Allah O'nun doğum tarihini gizleyecek ve şahsını görünmez kılacaktır. Ta ki, ortaya çıktığında hiç kimseye boyun eğme ve biat etme yükümlülüğü altına girmemiş olsun. Bu İmam, kardeşim Hüseyin'in dokuzuncu göbekten torunu ve cariyelerin önderinin oğlu olan bir şahsiyettir. Yüce Allah gaybet döneminde ömrünü uzatacak, ardından kudreti ile O'nu kırk yaşından küçük bir genç sıfatı ile çıkaracaktır."İmam Hüseyin'in Kerbela yolculuğunu engellemek isteyenlere verdiği cevapla bitirelim:"Bana gitme diyorsunuz fakat Ben gideceğim. Öleceksin diyorsunuz, bir erkek için ölmek kötü bir şey midir? İnsanın hedefi alçak şeyler olursa, makam ve büyüklük taslamak için ölürse, "hedefine ulaşmadı" derler ve böyle bir ölüm kötü bir şeydir. Fakat Hakk'ı yüceltmek uğrunda, Hak yolunda ölen birisi için hiç de kötü bir şey değildir. Çünkü o öyle bir yolda yürüyor ki, Allah'ın Salih ve layık kulları da o yoldan yürümüşlerdir." Ne mutlu Onların yolunda sapmadan yürüyenlere?