Büyüklerden biri şöyle anlatıyor, - Birgün Mescidi Harama girdim. Orada bir gençle karşılaştım. Zayıflamıştı. Açlığını renginden anladım. O anda beni bir acıma hissi kapladı. Cebimde yüz kadar altın vardı. Yanına yaklaştım; o altınları kese ile beraber o gence vermek istedim:- Dostum şunu al, ihtiyaçlarına sarfet...Dedim... Yüzüme bile bakmadı. Israr ettim. Aynı sözü birkaç kez daha tekrar ettim. Neden sonra başını kaldırdı ve şöyle dedi:- Ey efendi, benim şu anda içinde bulunduğum hali, cennet ve onun içinde bulunan nimetlere bile değişmem. Benin verdiğin bu adi dünyalığa nasıl değişirim?..* * *Bir zat vardı. Bayezidi Bestami hazretlerine hizmet ederdi. Bu zat işittiği bir sözü değerlendirerek şöyle diyor:- Ben Bistam'da büyük bir zattan işitttim. Şöyle diyordu:- Bir rüyada Allahü Teala'nın kelam sıfatı tecellisine mazhar oldum. Bana şöyle buyurdu:- Siz hepiniz Benden çeşitli şeyler istemektesiniz, fakat Bayezid müstesna... O, yalnız Beni istiyor. Ben de onu istiyorum...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.