Yeni anayasa ile ilgili gündem söylem boyutundan eylem boyutuna geçiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa çalışmaları kapsamında bir komisyon kurulacağını ilan etmiş ve sonra da bu komisyondaki isimler açıklanmıştı.
AKP yönetiminden üst düzey isimlerin yer aldığı komisyonun ilk toplantısının 4 Haziran'da Beştepe'de gerçekleştirileceği belirtildi.
Bu yeni anayasa çalışmalarının, açılım süreçlerinin başladığı dönemlerde hep gündeme gelmesinin dikkat çektiğini daha önce ifade etmiştik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasayı cumhurbaşkanlığının devamı için istemediğini, derdinin bu olmadığını söyledi.
Evet, doğrudur, çünkü anayasanın, 2017 referandumunda 101. maddesindeki değişmeyen hükme göre, "Cumhurbaşkanı 2 dönemden fazla aday olamaz."
2017 referandumunda bu hüküm değişmediği için anayasal olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşen seçimlerde aday olamaması gerekiyordu.
Buna rağmen aday oldu ve ikinci turda seçildi.
Yani zaten anayasaya uyulmadığı için yeni anayasanın cumhurbaşkanlığı seçimleriyle akalası olmadığı açık.
Fakat burada dikkat çeken husus şu; hükümet yetkililerine hitaben "Anayasanın hangi maddesini değiştirmek istiyorsunuz, darbe anayasası derken, hangi maddeleri kastediyorsunuz, sizi rahatsız zeden maddeler hangileri?" diye sorduğunuzda, cevap hükümetten değil, DEM Parti'den, İmralı'dan, Kandil'den geliyor.
Anayasadaki Türk milleti kavramı tartışmaya açılıyor, "anadilde eğitim" deniliyor, "özerklik" deniliyor, "demokratik konfederalizm", "infaz yasası" deniliyor, deniliyor, deniliyor…
DEM Parti, 25-26 Mayıs tarihlerinde düzenlediği Demokratik Yerel Yönetimler Ara Dönem Toplantısı'na ilişkin bir bildirge yayımladı. Talepler şöyle sıralandı:
1- Tüm kayyumlar geri çekilsin. Seçilmişler görevlerine iade edilsin.
2- Belediyeler Kanunu'nun ilgili maddelerinde düzenleme yapılsın, kayyum atamaları son bulsun.
3- Eş başkanlık tanımı, Belediyeler Kanunu'nda da yer alsın.
4- Merkezi idarenin, yerel yönetimler üzerindeki idari ve mali vesayeti bitsin.
5- Temsili demokrasiyi aşarak halkın doğrudan karar süreçlerine dahil olduğu; mahalle meclisleri, kent konseyleri, köy komünleri yasal olarak güvence altına alınsın.
6- Bu kurumların yetkisini kısıtlayan yasa maddelerinin gözden geçirilsin.
7- Türkiye'nin, özerlik şartına koyduğu çekinceler kaldırılsın.
Burada en çok dikkatimizi çeken maddeler 4 ve 7'nci maddeler.
"Merkezi idarenin, yerel yönetimler üzerindeki idari ve mali vesayeti bitsin" demek, direkt olarak özerklik talebi demektir.
İdari vesayet dendiği zaman buna valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, emniyet müdürleri, yani devleti temsil eden her idari birim dahil.
"Mali vesayet bitsin" dendiği zaman ise, yerel yönetimlerin bağımsızlığını ifade ediyorlar.
Biz böyle bir yapıyı nerelerde görüyoruz? Elbette ki Irak'ın kuzeyinde Barzani ailesinin hakim olduğu bölgede ve Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG'nin kontrolündeki bölgede görüyoruz.
Barzani yönetiminin, başbakanı var, bakanları var, parlamentosu var, ordusu var, petrol gelirlerini kontrolünde tutuyor vs. Aynı durum şimdi Suriye'de de oluşturuluyor.
4. maddeyle talep edilen işte böyle bir yönetim tarzı.
7'nci maddede bu gerçeği daha açık ifade ediyorlar: "Türkiye'nin, özerlik şartına koyduğu çekinceler kaldırılsın."
Yeni bir anayasa için toplumsal bir mutabakat şarttır. Başta ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet partilerinin, "Bu şartlarda yeni bir anayasa hazırlanamaz" dediği bir atmosferde toplumsal bir mutabakat asla mümkün olmayacaktır.
"Biz DEM Parti ile yeni anayasayı yaparız" diyorsanız, onlar da toplumun talebini değil, yukarıda gördüğümüz gibi İmralı'nın, Kandil'in taleplerini sıralıyorlar.
Ve yeni anayasa bu taleplerle şekillenecekse, bu, "özerklik" adı altında vatanın ve milletin bölünmesine neden olacaktır.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), yaptığı basın açıklamasında, "Suriye'de adem-i merkeziyetçi, ayrılıkçı gündemlere, Suriye hükümetiyle işbirliği içinde müsaade edilmeyecektir" ifadesini kullandı.
Suriye'de müsaade edilmeyeceği ifade edilen özerkliğe, Türkiye'de de hiçbir şekilde kapı açılmaması gerekmektedir.
- Şara yönetimine hamilik Türkiye’nin çıkarına değil / 18.07.2025
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025