Beytülmal yani devlet malı yani kamu malı, demek. Peki, devlet malı nedir ki?
Devlet malı, devletin mülkiyetinde bulunan ve kamu hizmetlerinin yürütülmesi, toplumun ortak yararı veya devlet faaliyetlerinin devamı için kullanılan taşınır ve taşınmaz varlıklardır.
İktidar neden bugünlerde 'Beytülmal' kelimesi sıkça zikrediyor? Kendileri için bir farkındalık oluşturmak için mi yoksa gerçekten böyle bir şuura sahip oldukları için mi?
Maksat İslam anlayışı ise bir ölçü iğnedir, bir hurmadır. Zimmete geçirilemez, yenilemez, satılamaz, peşkeş çekilemez.
İslam'da beytülmale kastetmek, zarar vermek, haksız yere almak veya kötüye kullanmak, büyük günahtır, hem dini hem de ahlaki açıdan ağır bir vebaldir.
Öyle ki Yüce Peygamberimiz (s.a.a.v) bu icraatlara karışanların cenaze namazlarını kılmamış ve cehennemlik olduklarını vurgulamıştır.
Devlet malı aynı zamanda emanettir
İnancımızda devlet malı aynı zamanda yöneticilere millete ait bir emanettir ve Kur'an'da: "Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında adaletle hükmetmenizi emreder." (Nisa, 4:58) emanete riayeti emreder ve devlet malına zarar vermek, bu emanete ihanet olarak görülür.
Liyakatsiz, ehliyetsiz kişileri kamuda görevlendirmekte emanete ihanettir.
Devlet malı aynı zamanda kul hakkıdır
İnancımızda devlet malını çalmak, kötüye kullanmak veya israf etmek, kul hakkı ihlali sayılır. Çünkü kamu malı, toplumun ortak malıdır ve bunda her bireyin hakkı vardır.
Allah'ın (c.c) affetmeyeceği günahlardan birisi de ne idi? Kul hakkı, idi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: "Kim, devlet malından haksız yere bir şey alırsa, kıyamet gününde o malı, boynunda taşır." (Buhari, Hiyel, 7).
"Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin." (Nisa, 29)
"Kim, bir Müslümanın malını haksız yere alırsa, Allah onun namazını ve iyiliklerini kabul etmez, ta ki o malı sahibine geri verinceye kadar." (Müsned, Ahmed b. Hanbel, 3/305)
"Kimin üzerinde bir kul hakkı varsa, o hakkı kıyamet günü gelmeden önce ödesin. Çünkü o gün dirhem de yoktur, dinar da yoktur. Eğer kişinin iyi amelleri varsa, haksızlık yaptığı ölçüde ondan alınır; eğer iyi amelleri yoksa haksızlık yaptığı kişinin günahları alınır ve ona yüklenir." (Buhari, Rikak, 48)
1 hurma
O dönemde vergiler (ki, kimi hurma üzerinden, kimi hayvan üzerinden, kimi mal üzerinden) vergi veriyordu ve bunlar Mescid-i Nebevi'de toplanıyordu.
Toplanan hurmalardan birisini daha çocuk yaşta olan Hz. Hasan Efendimiz, ağzına almıştı. Bunun gören Peygamberimiz hemen parmağı ile torunun ağzındaki hurmayı çıkarmış ve kusturmuştu. Gördünüz mü ölçüyü? Bu konuda daha nice NAS'lar, kıssalar vardır.
Şimdi bir daha soralım; Sayın iktidarımız, 'beytülmal' kavramını İslam ölçüsünü hatırlatmak için mi kullanıyor yoksa fantezi olsun diye mi?
İslam dini bu satışa ne der?
İslam ölçüsü, diyorsanız! Devlete ait bu kadar mal, mülk, taşınmaz, fabrika, liman vs. nasıl satılabilir?
İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 1 Ocak 2002'den 19 Temmuz 2023'e kadar yabancılara 28 milyon 320 bin 28 metrekare arazi ve 289 bin 412 adet konut-işyeri satılmıştır. Bu dönemde satılan arazi satış adedi ise 15 bin 812 olmuştur.
2019-2023 dönemini kapsayan 5 yıllık süreçte ise toplam 129 milyon 220 bin metrekare büyüklüğünde 38 bin 763 arsa ve arazi kamunun elinden çıkarılmıştır.
İslam dini bu satışa ne der?
2002 yılında 26 milyon 579 bin hektar olan ekilen tarım alanı, 2020 yılında 23 milyon 144 bin hektara düşmüştür. Yani, 3 milyon 435 bin hektar tarım alanı heba olmuştur.
Bu emanete hıyanet değil midir?
1923'ten AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar 79 yılda toplam 1186 maden arama ve işletme ruhsatı verilmiştir.
AKP'nin iktidarında 2002'den 2023'e kadar bu sayı 386.000'e ulaşmıştır.
Siz söyleyin! Bu madenlerde 86 milyonun, fakir-fukaranın, garip-gurebanın, yetimin hakkı yok mudur?
Vergi
İslam'da vergi, halka hizmet ve ülke kalkınması için harcanmalıdır. Halka hizmet etmeden vergi toplamak bir zulüm olduğu gibi aynı zamanda devlete güveni zedeler ve zamanla vergi gelirini de düşürür.
İmam Ali (a.s) der ki; "Şunu unutma ki, vergi toplamaktan ziyade ülkenin kalkınması için çaba göstermelisin. Zira vergi halka hizmet ile elde edilebilir. Hizmet vermeden vergi toplama yoluna gitmemelisin.
Hz. Peygamber şöyle buyurur: 'Kim, ölü toprağı canlandırırsa o toprak onundur. Zâlim damar sahibine hak yoktur.' Bu bakımdan arazi ve emlakın gelişmesi için çaba göstermeyip sadece vergi tahsiline gidersen ülkeyi harbeye çevirir, insanların perişan olmasına neden olursun."
Şimdi beytülmal, diyenlere deyin ki, milletten toplanan vergileri faiz baronlarına vermek İslam'ın neresindedir?
Hz. Ali demişken
Hz. Ali'nin kamu kaynaklarını, Peygamber Efendimiz gibi kullanması, beytülmalden herkese eşit pay vermesi bazı menfaat çevrelerini rahatsız etmiş ve İmam Ali aleyhine propaganda başlatmışlardı. Yani fitne çıkarmışlardı.
Bu durumdan endişe duyan iyi niyetli bazı kimseler, Hz. Ali'ye gelerek; 'Siyaseti güçlü kimseleri tercih edip, iş başına getirmeniz, işlerin ilerlemesi için daha uygun olur" teklifinde bulundular.
Bu teklife sinirlenen Hz. Ali (a.s): "Yönetimim altındaki insanlara zulmederek, kendime dostlar edinmemi mi bana öneriyorsunuz?
Allah'a ant olsun ki, yer ve gök var olduğu müddetçe ben böyle bir şey yapmam. Eğer mal kendimin bile olsaydı, onu, insanlar arasında eşit olarak bölerdim; oysa ki mal, Allah'ın malıdır; ve benim bu konuda adâlet dışına çıkmam asla düşünülemez' şeklinde cevap verdi.
Ya!
Devlet malı, devletin mülkiyetinde bulunan ve kamu hizmetlerinin yürütülmesi, toplumun ortak yararı veya devlet faaliyetlerinin devamı için kullanılan taşınır ve taşınmaz varlıklardır.
İktidar neden bugünlerde 'Beytülmal' kelimesi sıkça zikrediyor? Kendileri için bir farkındalık oluşturmak için mi yoksa gerçekten böyle bir şuura sahip oldukları için mi?
Maksat İslam anlayışı ise bir ölçü iğnedir, bir hurmadır. Zimmete geçirilemez, yenilemez, satılamaz, peşkeş çekilemez.
İslam'da beytülmale kastetmek, zarar vermek, haksız yere almak veya kötüye kullanmak, büyük günahtır, hem dini hem de ahlaki açıdan ağır bir vebaldir.
Öyle ki Yüce Peygamberimiz (s.a.a.v) bu icraatlara karışanların cenaze namazlarını kılmamış ve cehennemlik olduklarını vurgulamıştır.
Devlet malı aynı zamanda emanettir
İnancımızda devlet malı aynı zamanda yöneticilere millete ait bir emanettir ve Kur'an'da: "Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında adaletle hükmetmenizi emreder." (Nisa, 4:58) emanete riayeti emreder ve devlet malına zarar vermek, bu emanete ihanet olarak görülür.
Liyakatsiz, ehliyetsiz kişileri kamuda görevlendirmekte emanete ihanettir.
Devlet malı aynı zamanda kul hakkıdır
İnancımızda devlet malını çalmak, kötüye kullanmak veya israf etmek, kul hakkı ihlali sayılır. Çünkü kamu malı, toplumun ortak malıdır ve bunda her bireyin hakkı vardır.
Allah'ın (c.c) affetmeyeceği günahlardan birisi de ne idi? Kul hakkı, idi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: "Kim, devlet malından haksız yere bir şey alırsa, kıyamet gününde o malı, boynunda taşır." (Buhari, Hiyel, 7).
"Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin." (Nisa, 29)
"Kim, bir Müslümanın malını haksız yere alırsa, Allah onun namazını ve iyiliklerini kabul etmez, ta ki o malı sahibine geri verinceye kadar." (Müsned, Ahmed b. Hanbel, 3/305)
"Kimin üzerinde bir kul hakkı varsa, o hakkı kıyamet günü gelmeden önce ödesin. Çünkü o gün dirhem de yoktur, dinar da yoktur. Eğer kişinin iyi amelleri varsa, haksızlık yaptığı ölçüde ondan alınır; eğer iyi amelleri yoksa haksızlık yaptığı kişinin günahları alınır ve ona yüklenir." (Buhari, Rikak, 48)
1 hurma
O dönemde vergiler (ki, kimi hurma üzerinden, kimi hayvan üzerinden, kimi mal üzerinden) vergi veriyordu ve bunlar Mescid-i Nebevi'de toplanıyordu.
Toplanan hurmalardan birisini daha çocuk yaşta olan Hz. Hasan Efendimiz, ağzına almıştı. Bunun gören Peygamberimiz hemen parmağı ile torunun ağzındaki hurmayı çıkarmış ve kusturmuştu. Gördünüz mü ölçüyü? Bu konuda daha nice NAS'lar, kıssalar vardır.
Şimdi bir daha soralım; Sayın iktidarımız, 'beytülmal' kavramını İslam ölçüsünü hatırlatmak için mi kullanıyor yoksa fantezi olsun diye mi?
İslam dini bu satışa ne der?
İslam ölçüsü, diyorsanız! Devlete ait bu kadar mal, mülk, taşınmaz, fabrika, liman vs. nasıl satılabilir?
İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 1 Ocak 2002'den 19 Temmuz 2023'e kadar yabancılara 28 milyon 320 bin 28 metrekare arazi ve 289 bin 412 adet konut-işyeri satılmıştır. Bu dönemde satılan arazi satış adedi ise 15 bin 812 olmuştur.
2019-2023 dönemini kapsayan 5 yıllık süreçte ise toplam 129 milyon 220 bin metrekare büyüklüğünde 38 bin 763 arsa ve arazi kamunun elinden çıkarılmıştır.
İslam dini bu satışa ne der?
2002 yılında 26 milyon 579 bin hektar olan ekilen tarım alanı, 2020 yılında 23 milyon 144 bin hektara düşmüştür. Yani, 3 milyon 435 bin hektar tarım alanı heba olmuştur.
Bu emanete hıyanet değil midir?
1923'ten AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar 79 yılda toplam 1186 maden arama ve işletme ruhsatı verilmiştir.
AKP'nin iktidarında 2002'den 2023'e kadar bu sayı 386.000'e ulaşmıştır.
Siz söyleyin! Bu madenlerde 86 milyonun, fakir-fukaranın, garip-gurebanın, yetimin hakkı yok mudur?
Vergi
İslam'da vergi, halka hizmet ve ülke kalkınması için harcanmalıdır. Halka hizmet etmeden vergi toplamak bir zulüm olduğu gibi aynı zamanda devlete güveni zedeler ve zamanla vergi gelirini de düşürür.
İmam Ali (a.s) der ki; "Şunu unutma ki, vergi toplamaktan ziyade ülkenin kalkınması için çaba göstermelisin. Zira vergi halka hizmet ile elde edilebilir. Hizmet vermeden vergi toplama yoluna gitmemelisin.
Hz. Peygamber şöyle buyurur: 'Kim, ölü toprağı canlandırırsa o toprak onundur. Zâlim damar sahibine hak yoktur.' Bu bakımdan arazi ve emlakın gelişmesi için çaba göstermeyip sadece vergi tahsiline gidersen ülkeyi harbeye çevirir, insanların perişan olmasına neden olursun."
Şimdi beytülmal, diyenlere deyin ki, milletten toplanan vergileri faiz baronlarına vermek İslam'ın neresindedir?
Hz. Ali demişken
Hz. Ali'nin kamu kaynaklarını, Peygamber Efendimiz gibi kullanması, beytülmalden herkese eşit pay vermesi bazı menfaat çevrelerini rahatsız etmiş ve İmam Ali aleyhine propaganda başlatmışlardı. Yani fitne çıkarmışlardı.
Bu durumdan endişe duyan iyi niyetli bazı kimseler, Hz. Ali'ye gelerek; 'Siyaseti güçlü kimseleri tercih edip, iş başına getirmeniz, işlerin ilerlemesi için daha uygun olur" teklifinde bulundular.
Bu teklife sinirlenen Hz. Ali (a.s): "Yönetimim altındaki insanlara zulmederek, kendime dostlar edinmemi mi bana öneriyorsunuz?
Allah'a ant olsun ki, yer ve gök var olduğu müddetçe ben böyle bir şey yapmam. Eğer mal kendimin bile olsaydı, onu, insanlar arasında eşit olarak bölerdim; oysa ki mal, Allah'ın malıdır; ve benim bu konuda adâlet dışına çıkmam asla düşünülemez' şeklinde cevap verdi.
Ya!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025