15 Temmuz, Türk tarihinin yüz karası istisna günlerinden biri!
Kabil'in tekrar Habil'i öldürmeye niyetlendiği kahpeliğin, kalleşliğin zirvesi bir gün!
16?17 Temmuz günleri kahpe kalkışmaya karşı "Mukaddes Direniş"in şahlanışı!
İnsanlık tarihinin en kadim ve devletli milleti olan Türk Milleti o gün, fıtratının verdiği sahiplenme ve koruma içgüdüsüyle tarihi yeniden yapmaya karar verdi!
1940'lı yıllarda Altayları Çinlilerden temizlemek üzere tek başına mücadeleye başlayan Türkistan'ın ölümsüz kahramanı Osman Batur'un, Altay Dağlarının zirvesinde pusu atarak kementle helikopter düşürmesi destanının, benzerini yapmaya karar verdi Tarih Yapıcı Millet...
Tanka yumrukla saldırdı!
Helikopterlerden yağan mitralyöz mermilerine göğsünü siper etti!
Apartman terasına çıkarak elindeki çekiçle F?16 savaş uçaklarına pusu attı!
Ve tek kişilik kahramanlıklarla Türk Milletinin destansı karakterini ispatlayan müthiş bir zafer çıktı ortaya...
Kahpe kalkışmanın fark edildiği, ilk anlara dönmek istiyorum:
Türkiye'nin değişik yerlerinden meraklı, endişeli telefonlar aldım; "Hocam! Ne oluyor?" şeklindeki meraklı; "Hocam! Ne olacak?" şeklinde ne olduğunu, ne yapılması gerektiğini sorgulayan sorulara muhatap oldum.
Hemen hepsine cevabım aynıydı; "Silahlı bir kalkışma var ve silahı kuvvetli olan kazanacak!" demiştim, yanılmadım!
Türk Milletinin imanla teçhiz yumrukları; tankları, helikopterleri, F?16'ları, silahının markasıyla kendinde güç vehmeden psikopatları yendi!
En kuvvetli silahın Türk Savaşçı, en güçlü teçhizat ve mühimmatın iman olduğunu dünyaya bir daha gösterdi!
Bugün 11 Ağustos 2016...
15 Temmuzda; bütün milli değerlerine ve görevlendirdiği ümeraya sahiplenerek gökyüzünü ve sokakları kalkışmacılara dar eden Türk Milletini gördükten sonra yüreklenerek, çoluk?çocuğunu kanatları altına toplayıp, Devlet Konuk Evi'nden halkı sokağa çağıran Cumhurbaşkanı; dün itibarı ile meydanlardaki, "Demokrasi Nöbeti"ni sonlandırdı..
Milyonlarca Vatandaşın 27 gündür meydanlarda yaşadığı Zafer Şöleni süresince; Türk Milleti'nin hâinlerine karşı kazandığı galibiyetinin üzerine oturan AKP'nin Partili Cumhurbaşkanı ve AKP'li Eş?Başbakan; "Hâin Sürek?avı Süreci"ni başlattılar! İyi yaptılar, başlatılmalıydı ama "Önüm?arkam, sağım?solum tuu sobe!" şeklinde çocukça, acemice olmaaaz!
Condoleezza RICE'ın 2003'te; "İçinde Türkiye'nin olduğu 22 Müslüman ülke ile birlikte 23 ülkenin yönetim şekli ve sınırları değişecek" şeklinde açıkladığı, deşifre olmuş; "Şark Planı"nın yerini alan; "Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi?BOP" gereği, yine bir Müslüman ülkede; av ve avcının belli olmadığı herc ü merce girdik!
Tarihin en eski ve Devletli karakterine sahip olan Türk Milletinin yazılı olmayan ama binlerce yıldır geçerliliğini koruyan; "Yanlışa yanlışla mukabele iki yanlış eder ve iki yanlıştan bir doğru asla çıkmaz!" töresel yasası, sessiz sedasız devreye girdi!
Onlarca yıldır yapılan siyasi hatalar yüzünden, yer altından çıkmalarına ve devlet yönetiminin müstahdemlikten müsteşarlığa kadar ele geçirmelerine göz yumulan, hatta; "Ne istediler de vermedik?" sitemiyle itiraf edilen, geçmiş yıllara sâri bir hatalar silsilesinden günümüze geldik!
Öyle kahpe bir örgüt ki; her yerde var oldukları söyleniyor, hissediliyor ama hiç bir yerde yoklar!
İkinci Dünya Harbi 'ne sebep olan Hitler Almanya'sında yaşanan iğrenç olayları izlemeğe başladık! İkinci Dünya savaşı sırasında Hitler'in yayınladığı Milli Tasarruf Genelgesi üzerine; bir Alman Faşisti Gencin, çocuklarını birazcık ta olsa doyurmak için istihkakından fazla bir yumurta alan annesini, S.S. Yetkililerine ihbarını andıran yüz kızartıcı olayları inşallah yaşamayız!
15 Temmuz Kahpe Kalkışmasını yumruklarıyla ezen Kahramanlar; ya Şehîtler, ya da Gâzi...
Şehitler görevlerini yaptılar Allah razı olsun; Allah hepsini agûşuna atıldıkları Hz. Peygamber (s.a.a.)'e komşu eylesin.
Gâziler de görevlerini başarıyla yapmışlığın onuru ile yaralarını tedavi ile meşguller ve meydan ?ma'lesef? yeniden; korkaklara, ürkeklere; "Ekerken, biçerken bulunamayan ama harmanda kardeş!"liğe saldıran kurnazlara kaldı!
Şehit Aileleri, Gâziler ve Aileleri ve Ordu Türk Milletinin tek tek savaşçıları, önlerine koyulan dev siyah?beyaz Puzzle'ın?Yapboz'un parçalarını yerleştirmekle meşgul...
Bizim çocukluğumuzda yoktu ama çocuklarımız ve torunlarımızın yapıp bozarak, bozup yaparak büyüdükleri yapbozlardan; renkli yapbozların daha kolay olduğunu ve işe önce çerçeveyi hazırlamakla başlandığını, biz de öğrendik!
Gariptir, tuhaftır ve hayret vericidir ki Türk Milletinin galibiyet sonrası önüne koyulan Siyah?Beyaz Bozyap'ın çerçevesi belli değil!
Dolayısıyla bilerek dağıtılmış olan bu bozyapın, yeniden dizilmesi epey zor ve epey zaman alacak!
Orman yangını yıkıcılığında bir sosyal yangınla muhatabız!
Kurunun oduna yanan yaşların cızırtılarını, feryatlarını duymaya başladık bile!
Elbette biliriz ki; "Adâletle merhamet bir arada olmaz" ama adaletin zalimliği de olmaz!
Elbette biliriz ve inanırız ki; "Şeriatın kestiği parmak acımaz" ama şeriat yani yasa, yani adalet; Partili?partisiz Cumhurbaşkanına da, eş veya peş Başbakana da, bakanlara ve milletvekillerine de aynı ve eşit davranırsa adalettir!
"Yanıldık! Kandırıldık! Allah'a ve milletimize verilecek hesabımız var! Allah bizi affetsin azîz milletimizden özür diliyorum!" itirafının sahibi ve ekibinin; kandırılmaya, aldatılmaya çok daha müsait ve ?belki? pişman olmuş halktan insanları cezalandırmaya hakları olmamalıdır diye düşünüyorum!
Olursa ne mi yaparım?
Hz. Peygamber (s.a.a.)'in; "Bir kötülük gördüğünüzde elinizle düzeltin, buna gücünüz yetmiyorsa dilinizle ihtar edin, buna da gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğzedin ki, bu da îmanın en zayıf şubesidir" buyruklarına uyarım!
15?16 Temmuz'da elimle müdahele ettim; sonra dilimle?kalemimle gücüm kadar mes'elelere müdahil olmaya gayret ettim ve galiba artık sadece kalbimle buğzedeceğim; "Zulm ile âbâd olanın, âhiri berbât olur" Ata Öğüdünü ısrarla hatırlatarak...
"BİZ DÜNYAMIZI, ÂHİRETİMİZ İÇİN YAŞARIZ.." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Kabil'in tekrar Habil'i öldürmeye niyetlendiği kahpeliğin, kalleşliğin zirvesi bir gün!
16?17 Temmuz günleri kahpe kalkışmaya karşı "Mukaddes Direniş"in şahlanışı!
İnsanlık tarihinin en kadim ve devletli milleti olan Türk Milleti o gün, fıtratının verdiği sahiplenme ve koruma içgüdüsüyle tarihi yeniden yapmaya karar verdi!
1940'lı yıllarda Altayları Çinlilerden temizlemek üzere tek başına mücadeleye başlayan Türkistan'ın ölümsüz kahramanı Osman Batur'un, Altay Dağlarının zirvesinde pusu atarak kementle helikopter düşürmesi destanının, benzerini yapmaya karar verdi Tarih Yapıcı Millet...
Tanka yumrukla saldırdı!
Helikopterlerden yağan mitralyöz mermilerine göğsünü siper etti!
Apartman terasına çıkarak elindeki çekiçle F?16 savaş uçaklarına pusu attı!
Ve tek kişilik kahramanlıklarla Türk Milletinin destansı karakterini ispatlayan müthiş bir zafer çıktı ortaya...
Kahpe kalkışmanın fark edildiği, ilk anlara dönmek istiyorum:
Türkiye'nin değişik yerlerinden meraklı, endişeli telefonlar aldım; "Hocam! Ne oluyor?" şeklindeki meraklı; "Hocam! Ne olacak?" şeklinde ne olduğunu, ne yapılması gerektiğini sorgulayan sorulara muhatap oldum.
Hemen hepsine cevabım aynıydı; "Silahlı bir kalkışma var ve silahı kuvvetli olan kazanacak!" demiştim, yanılmadım!
Türk Milletinin imanla teçhiz yumrukları; tankları, helikopterleri, F?16'ları, silahının markasıyla kendinde güç vehmeden psikopatları yendi!
En kuvvetli silahın Türk Savaşçı, en güçlü teçhizat ve mühimmatın iman olduğunu dünyaya bir daha gösterdi!
Bugün 11 Ağustos 2016...
15 Temmuzda; bütün milli değerlerine ve görevlendirdiği ümeraya sahiplenerek gökyüzünü ve sokakları kalkışmacılara dar eden Türk Milletini gördükten sonra yüreklenerek, çoluk?çocuğunu kanatları altına toplayıp, Devlet Konuk Evi'nden halkı sokağa çağıran Cumhurbaşkanı; dün itibarı ile meydanlardaki, "Demokrasi Nöbeti"ni sonlandırdı..
Milyonlarca Vatandaşın 27 gündür meydanlarda yaşadığı Zafer Şöleni süresince; Türk Milleti'nin hâinlerine karşı kazandığı galibiyetinin üzerine oturan AKP'nin Partili Cumhurbaşkanı ve AKP'li Eş?Başbakan; "Hâin Sürek?avı Süreci"ni başlattılar! İyi yaptılar, başlatılmalıydı ama "Önüm?arkam, sağım?solum tuu sobe!" şeklinde çocukça, acemice olmaaaz!
Condoleezza RICE'ın 2003'te; "İçinde Türkiye'nin olduğu 22 Müslüman ülke ile birlikte 23 ülkenin yönetim şekli ve sınırları değişecek" şeklinde açıkladığı, deşifre olmuş; "Şark Planı"nın yerini alan; "Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi?BOP" gereği, yine bir Müslüman ülkede; av ve avcının belli olmadığı herc ü merce girdik!
Tarihin en eski ve Devletli karakterine sahip olan Türk Milletinin yazılı olmayan ama binlerce yıldır geçerliliğini koruyan; "Yanlışa yanlışla mukabele iki yanlış eder ve iki yanlıştan bir doğru asla çıkmaz!" töresel yasası, sessiz sedasız devreye girdi!
Onlarca yıldır yapılan siyasi hatalar yüzünden, yer altından çıkmalarına ve devlet yönetiminin müstahdemlikten müsteşarlığa kadar ele geçirmelerine göz yumulan, hatta; "Ne istediler de vermedik?" sitemiyle itiraf edilen, geçmiş yıllara sâri bir hatalar silsilesinden günümüze geldik!
Öyle kahpe bir örgüt ki; her yerde var oldukları söyleniyor, hissediliyor ama hiç bir yerde yoklar!
İkinci Dünya Harbi 'ne sebep olan Hitler Almanya'sında yaşanan iğrenç olayları izlemeğe başladık! İkinci Dünya savaşı sırasında Hitler'in yayınladığı Milli Tasarruf Genelgesi üzerine; bir Alman Faşisti Gencin, çocuklarını birazcık ta olsa doyurmak için istihkakından fazla bir yumurta alan annesini, S.S. Yetkililerine ihbarını andıran yüz kızartıcı olayları inşallah yaşamayız!
15 Temmuz Kahpe Kalkışmasını yumruklarıyla ezen Kahramanlar; ya Şehîtler, ya da Gâzi...
Şehitler görevlerini yaptılar Allah razı olsun; Allah hepsini agûşuna atıldıkları Hz. Peygamber (s.a.a.)'e komşu eylesin.
Gâziler de görevlerini başarıyla yapmışlığın onuru ile yaralarını tedavi ile meşguller ve meydan ?ma'lesef? yeniden; korkaklara, ürkeklere; "Ekerken, biçerken bulunamayan ama harmanda kardeş!"liğe saldıran kurnazlara kaldı!
Şehit Aileleri, Gâziler ve Aileleri ve Ordu Türk Milletinin tek tek savaşçıları, önlerine koyulan dev siyah?beyaz Puzzle'ın?Yapboz'un parçalarını yerleştirmekle meşgul...
Bizim çocukluğumuzda yoktu ama çocuklarımız ve torunlarımızın yapıp bozarak, bozup yaparak büyüdükleri yapbozlardan; renkli yapbozların daha kolay olduğunu ve işe önce çerçeveyi hazırlamakla başlandığını, biz de öğrendik!
Gariptir, tuhaftır ve hayret vericidir ki Türk Milletinin galibiyet sonrası önüne koyulan Siyah?Beyaz Bozyap'ın çerçevesi belli değil!
Dolayısıyla bilerek dağıtılmış olan bu bozyapın, yeniden dizilmesi epey zor ve epey zaman alacak!
Orman yangını yıkıcılığında bir sosyal yangınla muhatabız!
Kurunun oduna yanan yaşların cızırtılarını, feryatlarını duymaya başladık bile!
Elbette biliriz ki; "Adâletle merhamet bir arada olmaz" ama adaletin zalimliği de olmaz!
Elbette biliriz ve inanırız ki; "Şeriatın kestiği parmak acımaz" ama şeriat yani yasa, yani adalet; Partili?partisiz Cumhurbaşkanına da, eş veya peş Başbakana da, bakanlara ve milletvekillerine de aynı ve eşit davranırsa adalettir!
"Yanıldık! Kandırıldık! Allah'a ve milletimize verilecek hesabımız var! Allah bizi affetsin azîz milletimizden özür diliyorum!" itirafının sahibi ve ekibinin; kandırılmaya, aldatılmaya çok daha müsait ve ?belki? pişman olmuş halktan insanları cezalandırmaya hakları olmamalıdır diye düşünüyorum!
Olursa ne mi yaparım?
Hz. Peygamber (s.a.a.)'in; "Bir kötülük gördüğünüzde elinizle düzeltin, buna gücünüz yetmiyorsa dilinizle ihtar edin, buna da gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğzedin ki, bu da îmanın en zayıf şubesidir" buyruklarına uyarım!
15?16 Temmuz'da elimle müdahele ettim; sonra dilimle?kalemimle gücüm kadar mes'elelere müdahil olmaya gayret ettim ve galiba artık sadece kalbimle buğzedeceğim; "Zulm ile âbâd olanın, âhiri berbât olur" Ata Öğüdünü ısrarla hatırlatarak...
"BİZ DÜNYAMIZI, ÂHİRETİMİZ İÇİN YAŞARIZ.." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017