logo
03 HAZİRAN 2025

Ordu ile hükümet karşı karşıya gelir mi?

02.01.2004 00:00:00
2004 yılında Hükümet ile TSK arasındaki ilişkiler nasıl seyredecek? Her iki kurum arasında "gerilim doğuracak gelişmeler" neler olabilir?

Türkiye'de Ordu ile siyasetçi sık sık karşı karşıya geliyor. Bunun son örneğini AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu'nun ifadelerine cevaben Genelkurmay'dan gelen 'sert içerikli' açıklamada gördük. Gerçi gerek Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, gerekse de Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, ifadelerinde 'hükümet'i hedef almamaya özen gösterdiler.

TSK ile Ecevit başbakanlığındaki 57. Hükümet de sık sık karşı karşıya geliyordu. Özellikle 2001 yılının Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları Genelkurmay Genel Sekreterliği adına yapılmış 'sert içerikli' bildirilerle doludur.

Türkiye'de 2004 yılında hükümet ile TSK'yı karşı karşıya getirebilecek sorunlar var mıdır?

Milliyet'ten Taha Akyol'a göre, bu yakıcı sorunlar şunlar:

"1) Kıbrıs meselesi çözülecek mi, çözülmeyecek mi?

2) Türkiye AB ile müzakerelere başlayacak mı, başlayamayacak mı?

3) Kürt meselesi Irak'ta ve Türkiye'de nasıl bir yön takip edecek?

4) Değişmez gündem maddesi irtica..."

Dış politikada

sorun çıkar mı?

İlk 3 sorun dış politikaya ilişkin. Türkiye'de sermaye dahil önemli bir kitle bu 3 sorunun "büyük güçlerin" beklentileri doğrultusunda çözümlenmesini arzuluyor. 1951'deki Kore Savaşı'ndan bu yana Batı ile ilişkilere büyük özen gösteren, Batı ile çelişmemek için azami çaba sarfeden Türk Ordusunun bu konularda ulusalcı bir tutum sergileyebileceğini, yani "aykırı bir tutum" takınabileceğini beklemiyorum. Daha açıkça ifade etmek gerekirse, TSK'nin geliştirdiği Milli Stratejik Askeri Konsept'te köklü ve ciddi bir değişiklik olmazsa, Türk Ordusu "Kıbrıs, Kuzey Irak ve AB" konularında hükümeti düşürmek için 28 Şubat sürecinde olduğu gibi "topyekün bir mücadeleye" girişmez.

TSK nasıl bir Kıbrıs

politikasını savunuyor?

Kıbrıs'tan başlarsak... Kıbrıs'ta mevcut durumun devamını istemek, Türkiye'nin AB üyelik hedefine son noktayı koymaktır. Bu da, Türkiye'nin 44 yıldır sürdürdüğü "Avrupa ile bütünleşme politikasının" sonu anlamına gelir. Böyle bir politika değişikliği, geleneksel Türk Dış Politikası'nın

"alt-üst olması" demektir. Acaba TSK, buna hazır mıdır? Türk Genelkurmayı ve Dışişleri Bakanlığı, "AB ile bütünleşmeye alternatif" eylem planlarını hazırlamış mıdır? TSK, Kıbrıs ile ilgili yeni süreçte açık açık ne düşündüğünü ortaya koymalı.

AB, Kıbrıs'ın da ötesidir

Benzer bir durum AB için de geçerlidir. AB süreci, Kıbrıs ile ilgili gelişmelerin daha da ötesini kapsamaktadır. AB kurmayları, Brüksel'deki son zirvede, Kıbrıs meselesinin halledilmesi halinde sıranın Güneydoğu'ya geleceğini çıtlatmışlardır. Türkiye'den istenecek talep listesinin yumağı böylece çözülmüştür.... Pandora'nın kutusundan ne çıkacağının ipuçları, Avrupa Parlementosu'nun Türkiye ile ilgili aldığı kararlarda bulunmaktadır. Oysa TSK adına konuşan Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, 29 Mayıs 2003'te "Küreselleşme ve Uluslararası Güvenlik'' sempozyumunda yaptığı konuşmada, "TSK, Avrupa Birliği (AB) karşıtı olamaz. Çünkü AB, Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk toplumuna gösterdiği çağdaşlaşma hedefinin jeopolitik ve jeostratejik açıdan zorunluluğudur'' diyordu. AB'yi "jeopolitik ve jeostratejik açıdan zorunlu" bir hedef olarak gören Genelkurmay'ın bu süreçte hükümete zorluk çıkarması zayıf bir ihtimaldir. Öte yandan, Türkiye'nin AB ile dirsek temasına başladığı 1959'dan bu yana başından 3 askeri darbe geçmiş; bu süreçte askerlerin kurdu(rdu)ğu hükümetler AB ile ilişkileri geciktirse de, sonlamamışlardır. AB ile ilişkililere en büyük darbeyi Ecevit'in vurduğu iddia edilir. Nitekim Ecevit, Yunanistan 1975'te o zamanki ismiyle AET'ye tam üyelik için başvurduğunda geleneksel Türk Dış Politikası'nın bir yaklaşımı olan "Yunanistan boş havuza atlasa, Türkiye de atlamalı" ilkesi uyarınca Atina'ya karşılık vermediği ve Brüksel'in yolunu tutmadığı için eleştirilmiştir. Dolayısıyla AET yolunda Türkiye'nin Yunanistan'dan geri kalması Ecevit'in günah galerisine kaydedilmiş bir gelişme olarak anlatılır.

Irak'ta politika değişikliği?

Son 52 yıllık geçmişinde ABD ile uyumlu olmaya özen gösteren Türk Genelkurmayı, "Bu ülkenin Irak'ta izleyeceği politikaya aykırı tutum izlemeyecektir" kanısındayım. Mesela Türk askeri, mevcut tutumunu sürdürürse, "ABD'ye muhalefet ederek Kuzey Irak'a müdahale etmez." Ancak, AB konusunda olduğu gibi Milli Stratejik Askeri Konsept değişirse, söyleyeceğim bir şey yoktur...

Dolayısıyla hükümetin Irak'ta izleyeceği "ABD yanlısı politika, Genelkurmay"la arasını açmayacaktır.

Kala kala elde bir 'irtica' kalıyor. Genelkurmay, tıpkı 28 Şubat sürecinde olduğu gibi, işbaşındaki hükümeti yıpratmak için "bir çok gerekçe" üretebilir. 29 Aralık'ta Fatih Camisi'ndeki bir cenaze merasimi nasıl büyütülmüşse, benzer tablolar bulunur, bulunamazsa üretilir; sonuçta "irtica paranoyası" hortlatılır. Hükümetin bu süreci atlatacak "stratejisi" var mıdır? Sadece ABD ve AB'ye yakınlaşmak, böyle bir süreci engelleyebilir mi? Olabilir ama yeterli değildir...

Sonuçta, geçmişimizde sıklıkla yaşadığımız gibi, 2004 yılı da "asker-siyasetçi" ilişkileri açısından her türlü gelişmeye ve gerilime açık bir muhteva taşımaktadır. Ortaya çıkacak gerilim, ne "temel yaklaşımlarını değiştirmemiş" askerin ne de siyasetçinin yararına olacaktır. Millet de bu süreçten ciddi zarar görecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Recep Bahar / diğer yazıları
CHP lideri TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu
'Bugünkü mağdurlar yarının iktidarıdır'
2.5 milyar sterlin hala bloke!
İngeltere'den Abramovich'e tehdit
İşte resmi vakfe günü
Arafat'a çıkışlar yarın başlıyor
Üniversite artık ilgi çekmiyor mu?
YKS'ye başvuran sayısında şok düşüş
Bıçağı yanlış bileyleme risk sebebi
Kurban öncesi uzmanından önemli uyarı!
Yollar göle döndü
Trabzon'u sağanak vurdu
Yardım kuyruğundaki insanları katlediyorlar
Tarih böyle adi bir millete tanık olmadı
Eski Bakan Nebati gibi konuştu
Bakan Şimşek'in de gözleri parlıyor
Maaşta özel sektör ikiye katlanıyor
Belediyeler yolunacak kaz olarak mı görülüyor?
Memur ve emeklileri ilgilendiriyor
5 aylık enflasyon farkı netleşti
TÜİK ile ENAG arasında uçurum var
ENAG'a göre enflasyon yüzde 71.23
Mayıs ayı enflasyonu açıklandı
TÜİK'e göre enflasyon yüzde 35.41
Yemen'de bir hafta içinde İsrail'e 4'cü saldırı
Milyonlarca kişi sığınaklara indi
Her yer mafya
11 ayrı organize suç örgütüne bağlı 90 şüpheli yakalandı
CHP lideri TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu
'Bugünkü mağdurlar yarının iktidarıdır'
2.5 milyar sterlin hala bloke!
İngeltere'den Abramovich'e tehdit
İşte resmi vakfe günü
Arafat'a çıkışlar yarın başlıyor
Üniversite artık ilgi çekmiyor mu?
YKS'ye başvuran sayısında şok düşüş
Bıçağı yanlış bileyleme risk sebebi
Kurban öncesi uzmanından önemli uyarı!
Yollar göle döndü
Trabzon'u sağanak vurdu
Yardım kuyruğundaki insanları katlediyorlar
Tarih böyle adi bir millete tanık olmadı
Eski Bakan Nebati gibi konuştu
Bakan Şimşek'in de gözleri parlıyor
Maaşta özel sektör ikiye katlanıyor
Belediyeler yolunacak kaz olarak mı görülüyor?
Memur ve emeklileri ilgilendiriyor
5 aylık enflasyon farkı netleşti
TÜİK ile ENAG arasında uçurum var
ENAG'a göre enflasyon yüzde 71.23
Mayıs ayı enflasyonu açıklandı
TÜİK'e göre enflasyon yüzde 35.41
Yemen'de bir hafta içinde İsrail'e 4'cü saldırı
Milyonlarca kişi sığınaklara indi
Her yer mafya
11 ayrı organize suç örgütüne bağlı 90 şüpheli yakalandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.