"Yerden göğe küp dizeler, birbirine bend etseler;Alttan birini çekseler, seyreyle sen gümbürtüyü." (Alvarlı Muhammed Lütfi Efe)Perşembenin gelişi, Çarşamba'dan belliydi ve aylar öncesi Alvarlı Efe'nin yukarıya aldığım beyti ile vurgu yaparak, mesele alttan bir küpü çekmeye kaldı demiştik!Alttan bir küp çekmeyi biz düşünüyorduk!II. Kuvay-ı Milliyeciler olarak; "Bu vatan bizimdir, bizim kalacak" sloganımızla birbirine bend edilmiş küplerden teşkil kuleyi yıkmayı biz düşünüyorduk! Önümüzdeki Yerel Seçimlerde bunu başarabileceğimizi ve biz gümbürtüyü seyrederken Baştürk Haydar Hoca'nın yukarıdan yuvarlananlardan hiç değilse birkaçını kurtarmak için çırpınacağını da söylemiştik!Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmüş olmalıyız ki dar alanda paslaşanlar, birbirlerine yaptıkları kasdi fauller neticesi sinirlenip, alttan bir küpü çektiler ve gümbürtü koptu!Gümbürtü BOP Eş Başkanı Kasımpaşalıyı öylesine panikletti ki Yolsuzluk Ve Rüşvet Operasyonu'nda Bakan oğullarının bürosunu aramaya giren Polis Şefinin ayak ayak üstüne atarak oturup tesbih çekmesini, hazmedemedi!Bu meselelere soğukkanlılıkla, sağduyu ile bakamazsak gümbürtü sırasında biz de hissiyatımıza yenilebiliriz.Erzurum'un meşhur bir ismi vardı, yakınlarada öldü Allah rahmet eylesin; Gullebi Turan... Yarı meczûp, konuşturulup tahrik edip küfürler ettirilen ve haline gülünen ama çoğu akıllının düşünemediği gerçekleri kendi üslûbu ile vurgulayan bir karakterdi. Gullebi Turan ya çocukken ezberletilmiş ya da kendi hayal dünyasında geliştirdiği bir olayı; "Ula Gardaş! Dıllo, ezemin yanından çıxdi, o bene goymir! Çıxarken a bele gapıyi sufatıma çaldi ya, aha işde o bene goyir!" diye anlatır dinleyenler de gülerdi! Yani birini, teyzesinin odasından çıkarken görmüş, o zoruna gitmemiş ama adam çıkarken kapıyı sertçe yüzüne çarpmış, bu çok zoruna gitmiş!BOP Eş Başkanı Tayyip, aynı durumda!Kabineden dört bakanının adları yolsuzluk ve rüşvetle ayyûka çıkmış! Daha devamı gelecek sinyalleri de var! Ayakkabı ve çikolata kutularıyla el değişen milyon-milyon dolarlar havada uçuşuyor! İçişleri Bakanı'nın oğlunun evinde beş-altı kasa ve para sayma makinesi çıkıyor! Rüşvetin, talanın, yalanın saklanması mümkün değil! Başbakan'ın bunlar zoruna gitmiyor ama operasyona giden polisin ayak-ayak üstüne atarak tesbih çekmesi zoruna gidiyor!Yaptığı baskılarla olduğu artık saklanamayan bir şekilde Kabine'den Bakanlar istifa ettiriliyor, bir bakan istifasını açıklarken; "Fakat 'rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayınlayınız' şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. ... Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum" diye açıklama yapıyor, bu açıklamasının girişinde de; "Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan'ın talimatıyla yapıldı. Başbakan'ın istifa etmesi gerekir" açıklamasını yapıyor! Bütün bunları gününden önce bilen BOP Eş Başkanı'nın; arama yapan polis şefinin ayak-ayak üstüne atarak tesbih çekmesi zoruna gidiyor!Karakterine ve kaynaklarına çok güvendiğim bir Hukuk Adamı; "Başbakanın yakın çalışma ekibinden 9 kişi 15 gün önce Rusya'ya iltica talebinde bulunmuşlar!" diye sosyal medyadan duyuruyor!Başbakan'ın -hâlâ- ayak-ayak üstüne atıp tesbih çeken polisin tavrı zoruna gidiyor!Recep Tayyip'e acıyacağımı; rüyamda görseydim inanmazdım ama Vallahi acıyorum!Çünkü adamı, taşıyamayacağı kadar iltifatlarla pohpohlayıp ve Masai Mara'da timsahların içine attılar! Belgesel izleyenler bilirler; timsahlar yakaladıkları avlarını, canlı canlı parçalar ve her parçasını canlı canlı acıtarak yutarlar!Bir kurtuluş yolu vardı! Hâlâ var ama millet artık inanır mı bilemem!On bir yıl doyumsuzca, harîsçe istifâde etmenin, istifâ adlı bir insânî süreci de vardı!Sokağa yeniden dökülen ve başı belli olmayan, merkezi belli olmayan, canının aynı yeri acıyanlardan oluşan milletin; "Tayyip istifa!" naralarını duymazdan gelmesi, bir önceki Gezi Olayları'nda yaptığı gibi zalîmâne bastırması mümkün değil!Çünkü en güvendiği Okyanus ötesinin Pentagon cenâhı da buna razı olmaz! ABD Büyük Elçisi'ne karşı takındıkları tavır; milli olsalardı doğruydu ama diğer Eşbaşkanı'nın ülkesinin çıkarlarına-ortaklığa ters düştüğü için, doğru olsa da yanlış!Daha dün veya evvelsi gün; "Kastım Vallahi canını acıtmak değil Tayyip Kardeş! ... Bana kız! Bana öfkelen, hatta ne biliyorsan imkânların varken yap ama beni duy! Çünkü senin şahsî hata yapma lüksün yok! Ben kabul etmesem de sen benim ülkemde Başbakansın! Sana yanlış yaptırıyorlar! Savaşlarda erler ölür ama komutanlar yenilir! Akıllı ol!..." diye, en gür sesimizle seslenmeye çalışmıştık!Bilmem kaç milyar dolarlık bir ihâleyi, senden habersiz gönül ilişkisi olduğu söylenen bir hanıma verdi diye iki kere, tekme-tokat dövdüğün söylenen; televizyonlarda canlı yayında fırçalayıp morarttığını izlediğimiz; canın sıkıldığında "Ben o bakanı kulağından tutar kapının önüne koyarım!" diye karakterlerini tarif ettiğin kişileri görevden alıp yerlerine benzer yenilerini koymakla ne beni, ne milleti, ne de AKP adlı Deprem Çadırı sakinlerini artık tatmin edemezsin!Artık görünen o ki orman yangını var ve orman yangınları sınır tanımaz! Becerebildiğimizce millî hasletimizle biz yangını söndürmeye çalışacağız! Sana gelince; istifadan başka yolun yok Tayyip Kardeş!Ben Türk Milletini ve Türk Devletini tanıyor, biliyorsam; canını yakan birisini yaraladıysa canını almadan vaz geçmez! Benden söylemesi..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017