Övündüğü şeye bak!

Hani, “Şecaat arz ederken” diye bir darbımesel vardır ya, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın, “Artık AB gündemini belirleyen bir ülkeyiz” diye övünmesi de işte öyle bir şey olsa gerek…
Sanki insan ömrünü 300 yıla çıkaran bir tedavi metodu bulmuşuz da Avrupa, “Ne olur o formülü bize de ver” diye peşimizde geziyor.
Yahut ABD’nin sesten hızlı hayalet savaş uçaklarını ve okyanuslardaki uçak gemilerini bukalemunun sineği yakalaması gibi kapıp yok eden bir teknoloji üretmişiz de Avrupa ülkeleri elimizi ayağımızı öpüyor…
Bunların hiçbiri değil…
Evet, Türkiye AB’nin gündemini belirliyor amma bu ilgi vampirin aldığı kan kokusuna benzer bir ilgiden kaynaklanıyor. Balkan Bozgunu öncesi Osmanlı da Avrupa ve Rusya’nın gündemini belirliyordu. Birinci Cihan Harbi sırasında da Batı’nın tek gündemi Türkiye idi. Çünkü herkes dağılan Osmanlı’dan en büyük payı kapma telaşındaydı.     
Fransa’nın, Almanya’nın, İngiltere’nin, ABD’nin, Rusya’nın, Türkiye’nin gündeminde Suriye var, bu gündem oluş Suriye için iyi bir şey mi şimdi? Irak hâlâ İngiltere ve ABD’nin gündeminde. Peki, sen Türkiye olarak bugünkü Irak’ın yerinde olmak ister misin? Keza, Afganistan. Türkiye’nin ve başta ABD olmak üzere bütün Batının gündeminde. Bu Afganistan için iyi bir şey mi?
Kardeşim, gündem olacaksan Rusya’nın gündeminde olan Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli gibi gündem olacaksın… “Hocam gel bizi aydınlat” yani “Hocam gel bizi kurtar!” diyecekler ki, övünebilesin… Tamam, sen gündem tayin ediyorsun amma adam seni borsandaki vurgun için gündem ediyor. Vatan toprağını satın almak, milli değerlerini birkaç yıllık kârları karşılığı zimmetine geçirmek için gündem ediyor. Bu soygunu yapabilmek için de ağzına bir parmak bal çalıyor, gel gör ki sen bunun farkında değilsin.
Yine adam seni PKK’nın taleplerini yerine getirmen için gündemine almış, sen de bunu iyi bir şey sanıyorsun. Yahut Ermeni diasporasının soykırım iddialarını kabule zorlamak ve Patrikhane’nin sur içinde küçük bir devlet kurma hedefini kotarmak için seni gündem etmiş, sen de tutmuş bununla övünüyorsun… Avrupa ve ABD elini ateşe sokmamak için Suriye’de seni maşa olarak kullanıyor, “Gel benim eldivenim!” diyor, sen, “Ne güzel, herkes benden bir şeyler istiyor!” diye gururlanıyorsun.
Böyle bir gururlanma “Evladım şu paketi karşı binada oturan amcana veriver!” diye başını okşayan esrar satıcısı için bir lise talebesinin, “Kocaman adam bana muhtaç oldu” türünden bir gururlanma değildir de nedir?
Bir gün olsun, evet bir gün olsun, “Kıbrıs’ta Rumlar değil sen haklısın” diye gündem olabildin mi Avrupa’da. Ve Avrupa’da bir gün olsun, “Suriye karışıklığı sana pahalıya mal oldu, masraflar bundan böyle bizden” diye gündem olabildin mi? “PKK’dan çok çektin, bunda bizim de suçumuz az değil, bundan böyle topraklarımızda tek bir terörist barındırmayacağız ve tek kuruş haraç toplattırmayacağız” diye AB gündemini meşgul edebildin mi?
Evet, Türkiye AB ve ABD’nin daha kestirme bir ifadeyle Haçlıların gündeminde… Çünkü sürekli bir şey isteniyor ve sürekli bir şey alınıyor… Bu gündem almak için bir gündem, vermek için değil…
Tıpkı Patriotlar’da olduğu gibi… Kendilerini ve sevdikleri İsrail’i koruyacaklar, masraflarını da Türkiye’den alıyorlar, alacaklar…
Millet dövünüyor siz övünüyorsunuz…
Siz kimin hükûmeti, kimin bakanlarısınız?