Bugünlerde sosyal medyada II. Abdülhamit'in tahtan indirilmesinin yıl dönümü dolayısıyla paylaşımlar artmaya başladı.
II. Abdülhamit niye tahttan indirildi, diye üzülenler bir hayli fazla. Zaten TRT'de yayınlanan Abdülhamit dizisi de hepsinin üstüne tarihi aşmış durumda.
Maalesef milletimiz de dizilerden tarih öğrendikçe olaylar ve kişiler hakkında yanlış çıkarımlarda bulunmaya devem edecek, gerçeklerin hiçbir zaman farkında olamayacaktır.
Hem TRT dizisinde hem de sosyal medyada dikkatimi çeken ise Abdülhamit'in "Ben abdestsiz hiçbir devlet işine imza atmadım" sözü.
Bu sözü söyledi mi, söylemedi mi bilmem. Devlet işlerini yaparken abdestli miydi, değil miydi onu da bilmem.
Bu sözü söylediğini ve devlet işlerinde abdestli olduğunu kabul edelim. O zaman ortaya daha vahim bir tablo çıkıyor. Neden mi?
II. Abdülhamit zamanı, Osmanlı'nın en çok toprak kaybettiği dönemdir. Örneğin Sırbistan, Bosna, Karadağ, Romanya'nın elimizden çıkmasına neden olan Berlin antlaşmasını 2. Abdülhamit abdestli olarak mı imzaladı?
Demek ki, "cennet mekân" sultanımız abdestli olarak vatan toprağını verdi.
Kars, Ardahan, Batum'u Ruslara yine Berlin antlaşması ile verirken de abdestliydi. Deme ki, vatan toprakları yine abdestli gitti.
24 yıl kuşatmadan sonra aldığımız, halkın büyük çoğunluğu Müslüman olan Girit adasının özerk hale getirildiği Halepa fermanını yine Abdülhamit abdestli imzaladı.
Sırf İngiltere'nin desteğini almak için vatan toprağı Kıbrıs'ı, İngiltere'ye verirken de Padişah Efendimiz yine abdestliymiş!
Tunus, Fransızlara giderken, Mısır İngilizlere giderken Padişah Efendimiz hep abdestliymiş.
Bulgaristan, Doğu Rumeli'yi ilhak ederken Padişah Efendimiz yine abdestliymiş.
1876 Ramazan kararnamesi ile ekonominin battığını 1881 Muharrem kararnamesi ile devletin iflas ettiğini söylerken Padişah Efendimiz yine abdestliymiş.
Yabancıların, Osmanlı'ya verdiği borçları tahsil etmek için Düyun-u Umumiye'yi kurup Osmanlı'nın gelirlerine el konulması sözleşmesinin altına imza atarken Padişah Efendimiz yine abdestliymiş.
Padişah Efendimiz Maliye bakanlığından tutun da, dahiliye bakanlığına, baş danışmanlığına kadar Ermenileri getirirken de hep abdestliymiş.
Hepsinin mazbatalarını abdestli olarak teslim etmiş.
1882 yılında Alman ordusunda Albay rütbesinde olan Kehler'in, Alman Ordusundan Osmanlı ordusuna gelirken Maraşel unvanı verilmesinin belgesini imzalarken de Padişah Efendimiz yine abdestliymiş.
Colmar Von Der Goltz, Liman Von Sanders gibi yaklaşık 800 subayın Osmanlı'da ordusunda komutan olarak görev yapmasına ve de I. Dünya Savaşı sonuna kadar 25.000 Alman subayının, Osmanlı ordusunda görev almasına neden olacak antlaşmayı imzalarken de Padişah Efendimiz abdestliymiş.
Bütün bu işleri yaparken abdestli olan 2. Abdülhamit, Müslüman Türk'ü savaşlarda ölüme gönderirken de, diğer zamanlarda devlet kademelerinde değil de Anadolu'da maraba olarak çalışması için düzenlemeler yaparken de abdestliydi herhalde!
Daha ne diyelim! Padişahın abdesti bozulmuş haberi yok!
Allah (c.c) devlet ve milletimizi abdestli abdestsizlerden korusun.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019