logo
25 NİSAN 2024

Papanın küfürleri ve Türkiyeli papağanları

16.09.2006 00:00:00
Türkiye'deki "dinlerarası diyalogcuları"ın yeni papaları 16. Benedikt, kinini kustu, küfrünü izhar etti, "kilisenin gerçek yüzünü ve Vatikan'ın asıl kimliği"ni bir kez daha gösterdi Almanya'daki konuşmasıyla... Dinimiz İslam'a, Yüce Allah'a, Hz. Peygamber'e ve İslam'ın ana esaslarına yönelik aşağılık hezeyanlar ve küfürler sergiledi. Söz konusu iftira ve hezeyanlarını burada tekrarlamayacağım. Konunun Müslüman milletimizi, İslam dünyasını ve medeniyetimizi ilgilendiren taraflarından birkaçına değineceğim.Yüce Allah'ın son peygamber Hz. Muhammed (as) ile insanlığa gönderdiği İslam dini, Tevhid dinidir. Son dindir. Yegane Hak dindir.İslam'ın bu Tevhid esası; La ilahe illallah Muhammed'ür Rasûlüllah (Allah'tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed O'nun Rasulü'dür) evrensel cümlesiyle özetlenmiştir. Ebedi kurtuluş için, bu tevhid cümlesini ikrar ve ona iman etmek esastır. Hiçbir güzel ameli olmasa bile bu cümleyi ikrar eden kimse er-geç ebedi kuruluşa erecektir; ancak bu Tevhid'i kendine göre eğip-bükerek saptırmaya kalkışan ve tüm gönlüyle ikrar etmeyen kimse, hayat boyu Kâbetullah'ın kapısında secde halinde de olsa, bütün dünyayı kurtaracak hizmetler de yapmış olsa, ebedî kurtuluşu mümkün değildir. Yüce Allah'ın ve O'nun Son Peygamber'i Hz. Muhammed'in insanlığa sunduğu "yegane kurtuluş ölçüsü" budur.İslam dışındaki inançların hiçbirinin Tevhid ile alakası yoktur; tamamı, teslis ile, tescim ile, şirk ile ma'lûldur. Zaten şayet yeryüzünde Tevhid akidesi üzere "ilahi herhangi bir din kalmış olsaydı" İslam'ın gönderilmesine gerek kalmazdı.Dinlerarası diyalog furyası, işte İslam'ın bu Tevhid gerçeğini kemirmeye çalışan ve son Hak din olan İslam'ın akidesine dadananlar, "Vatikan kurtları"dır. Papalık misyonunun bir parçası olduğunu ilan eden "diyalogcu nurcular" da bu işin yerli taşeronlarıdır, papalığın "Türkiyeli" papağanlarıdır.Diyalogcuların densiz Papa'sı, güya İslam'ın "cihad" ölçüsünü diline dolamaya çalışarak Hz. Peygamber'i hedef almaya kalkışmıştır. Böylece papaz, papalığın günah galerilerini ve tarihlerinin yüzkarası katliamlarını pişkince örtmeye çalışmaktadır.İslam'da cihad, asla bir topluma saldırı, bir gruba taarruz veya bir inancı yok etme değildir. Bilakis cihad, Yüce Allah'ın ebedi kurtuluş ölçüsü olarak sunduğu Tevhid esasını ortadan kaldırmak üzere organize olmuş tehditlere karşı durmak, Tevhid'i müdafaa etmek, Tevhid'i hedef alan ve yok etmeye kalkışan gayretleri bertaraf etmektir. İnsanlığın ebedi hayatını kurtaracak ölçü olan Tevhid'e ulaşmaya engel olanların manialarını yok etmek, engellerini ortadan kaldırmaktır. Müslüman'ın, insanı ve insanlığı yok eden "zulüm ve ebedi karanlık" karşısındaki onurlu duruşudur cihad. Dolayısıyla cihadın ruhunda zerre kadar tecavüz, zerre kadar haksız taarruz ve zerre kadar hukukdışı bir saldırganlık söz konusu değildir. Nitekim İslam'ın cihad anlayışında, savaşın en ateşli sürecinde bile olsa, çoluğa-çocuğa, yaşlıya, kadına, hastaya, din adamlarına, savaşla alakası olmayan eli silahsız insanlara, hatta yeşile-ağaca dokunmak yoktur, yasaktır, onları koruyup muhafaza etmek esastır. İslam, savaşın en dehşet anında bile bu temel esası göz ardı etmeye müsaade etmez.Bu ilahi ölçüden beslenen İslam medeniyeti ve Müslümanlar, tarihinden bugüne insanlığın can, mal, namus, din ve akıl emniyetinin teminatı olmuştur. İslam medeniyetinin hakim olduğu ve kudretinin uzandığı alanlarda tüm insanlık, 72 buçuk millet ve 72 buçuk inanç, hürriyet içinde yaşaya gelmiştir. Tarih buna şahittir, insanlık buna şahittir; Yüce Türk milleti bu asaletin en güzel örneğidir.Şayet İslam'ın "cihad ölçüsü" bu "ilahi karakter"de olmasaydı veya "Dinde zorlama yoktur" ilahi ölçüsü sadece zayıf zamanlarda uygulanan bir esas olsaydı; üç kıtaya hakim olan Osmanlı'nın medeniyet sınırları içinde Türklerden ve Müslümanlardan gayrı bir başkasının bugün yaşamıyor olması lazımdı. Halbuki İslam medeniyetinin sancaktarı olan yüce milletimiz, sadece kendi eli altındakilerin değil, şanının ulaştığı yerlerdeki insanların da teminatı olmuştur. Hiç kimse inancından dolayı kınanmamıştır, kınanamaz da?Nitekim papazların komutasındaki Avrupa ordularının İspanya'da taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadığı Endülüs katliamları sürecinde Osmanlı toprakları, Yahudilerin ve hatta papalıktan kaçan Hıristiyanların bile sığınağı olmuştur. Sadece bu örnek bile İslam'ın imanının ve ölçülerinin asaletini anlamaya kâfidir.Diyalogcuların Papa'sı şayet barbarlık görmek istiyorsa, kendi tarihine baksın, kendi günah galerisine baksın? Papalık, Avrupa'da papazların önderliğinde yüzyıllar boyunca süren "din savaşları"na göz atsın. Papalık, Ortodoks Hıristiyanları dahi katliama tabi tutan papazlara baksın. 16. Benedikt, kendi Engizisyon tarihine göz atsın. Her birinin başında kara cübbeli bir papa bulunan Haçlı seferlerini hatırlasın? Barbarlık papalığı temel karakteridir.16. Benedikt'in bu hezeyanı ve asıl yüzünü göstermesi, papalık misyonunun bir parçası olduğunu ilan eden "diyalogcu nurcular"ın ve Türkiyeli papağanların akıllarını başlarına devşirmeleri için fırsattır? Ehl-i kitap ile amentüde ittifakımız var diyen diyalogcu nurculara, ittifak ettiğiniz amentü bu mu, diye sormak icab eder. Diyalogcu nurculara, 16. Benedikt'in, İslam'ın takdim ettiği Allah inancına, Hz. Peygamber'e ve İslam'ın akaidine alçakça hakaret eden bu "küfür amentüsü"nde mi ittifak ediyordunuz, diye sormak lazım. Türk milletini, dinler arası diyalog tezgahıyla Papalığın bu "küfür amentü"süne, Vatikan'ın bu kirli eşiğine mi sürüklemeye çalışıyordunuz, diye sormak gerek. Bu, sizin amentünüz olamaz? Vazgeçin bu kara sevdadan, demek lazım.Yüce Milletimiz "diyalogcu nurcular"a bu hayati soruları sorsun ki, "diyalogcu nurcular"ın pişkinlerinin "asıl kimlik"leri ortaya çıksın. Yüce Milletimiz "diyalogcu nurcular"a bu hayati soruları sorsun ki, içlerinden samimi olanlar ve ebedi hayat olan ahireti düşünenler ayıksın... Ayıkmalarının ilk işareti ise, bu yanlış yoldan ve "papalığın küfrü"nden yıllardan beri kendilerini çevirmeye çalışanlara karşı "ağza alınmayacak cümlelerle küfretme"yi terk edip, özür dilemeleri ve Allah sizden razı olsun demeleridir. Sonra da dinlerarsı diyalog furyasıyla kaç kişiyi Hıristiyan yaptılar, kaç kişiyi "nurcu papaz" yaptılar ise, onları tekrar İslam'a ve yüce milletimize geri kazandırmalarıdır.Kasım ayında Türkiye'ye resmen gelecek olan 16. Benedikt'in bu "küfür nâmeleri" karşısında, ziyaretine ilişkin Ankara'dakilere önemli bir vazife düşüyor. Türk milletinin inancına, tarihine, medeniyetine, asaletine sahip ve saygılı olmanın bir ifadesi olarak, Ankara'daki etkili ve yetkililerin yapması gereken iş, 16. Benedikt'e "küfürlerine karşılık özür dileyinceye kadar" Türkiye'ye sokulmayacağını bildirmeleridir. Türk milleti, Ankara'dan bunu beklemektedir.
 
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.