Papaz sebep mi bahane mi?

ABD, terör örgütleriyle olan bağlantısı sebebiyle önce cezaevinde tutuklu bulunan ardından da cezası ev hapsine çevrilen papaz Andrew Brunson'ın serbest bırakılmaması bahanesiyle Türkiye'ye yaptırım kararı aldı.
ABD Hazine Bakanlığı'na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (OFAC), ABD Başkanı Donald Trump'ın talimatıyla, Brunson'ın tutukluğunda kilit rol oynadıklarını gerekçe göstererek Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu yaptırım listesine koydu. Buna göre, ABD'de mal varlıkları varsa el konulacak, ABD vatandaşlarının onlarla ticari ilişki kurması yasaklanacak, ABD'ye girişleri yasak olacak.
Yaptırımların hedefinde bazı kurumlar da var.
Bu tür yaptırımlar, ABD'de "Küresel Magnitsky Yasası" olarak anılan yasa kapsamında Rusya'ya uygulanan yaptırımların aynısı? Bloomberg'te yayınlanan bir haberde, ABD'nin Türkiye'ye hazırladığı yaptırım listesinde, Rus şirketlere ve işadamlarına yönelik hazırlanmış olan yaptırım listesini model aldığı kaydedildi.
ABD'ye göre Rusya düşman, Türkiye ise sözüm ona müttefik ama muamele aynı?
Soylu'ya ve Gül'e yaptırım kararını bizzat ABD Başkanı Trump, 13818 sayılı başkanlık kararnamesiyle verdi. Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, açıklamasında, "Başkan'ın talimatıyla Hazine Bakanlığı Brunson'ın tutukluğunda lider rol oynayan Adalet ve İçişleri bakanlarına yaptırım uygulama kararı almıştır" ifadelerini kullandı. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, "Yaptırımlar Brunson serbest kalana kadar sürecek" dedi.
Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Salih Yılmaz, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: 
"Bugün ziyaretimize gelen ABD elçilik görevlisine amaçladığınız nedir dedim. Doların 7 TL olacağını öngörüyoruz dedi. Bu yaptığınızla Türkiye'yi kaybedeceksiniz dediğimde belki de öyle istiyoruz cevabını aldım."
Yaptırım kararının hemen sonrası 4.86 TL seviyesinde bulunan doların bir anda kritik seviye olarak ifade edilen 5 TL'nin üzerine çıkması dikkat çekti. İşte serbest piyasa ekonomisi, yani ekonomimizin kontrolü ABD'nin elinde?
Yılmaz açıklamasının devamında şunları belirtiyor: "ABD aslında S-400 üzerinden Türkiye'ye ambargo kararı almaya hazırlanırken Helsinki görüşmesi sonrası bundan vazgeçip Brunson'ı bahane olarak kullandı. S-400 ile cepheyi genişletip Rusya'yı da hedefe koymaktan kaçındı."
Bunu doğrulayan bir gelişme de ABD Senatosu'nda yaşandı.
ABD yönetiminin iki Türk bakana yaptırım kararı almasından birkaç saat sonra ABD Senatosu, daha önce komisyondan geçen, Rusya'dan S-400 alan Türkiye'ye karşı, F-35 savaş uçaklarında yaptırım uygulanmasına ilişkin kararı Genel Kurul'da da 87'ye karşı 10 oyla onayladı. Trump'ın imzalaması halinde, Türkiye'ye F-35 yaptırımı da resmileşecek.
Trump imzalar mı, imzalamaz mı tartışılıyor ama uzmanlar yaptırım kararının, ABD'nin 765 milyar dolarlık savunma politikası bütçesine dahil edilmesi nedeniyle, Trump'ın bunu veto etmesinin zor göründüğünü belirtiyorlar.
Bakanlara ve kurumlara yönelik yaptırım kararının ilanından sonra Türkiye'den yapılan açıklamalarda, ABD'ye mütekabiliyet esasına göre cevap verileceği, yaptırım listesi çalışmalarına başlandığı, bu saldırgan tutuma gecikmeksizin aynıyla cevap verileceği ifade edildi. Ama unutmayalım ki, bunlar sadece söylem boyutunda kalır ve bir eyleme dönüşmezse, ABD'ye daha fazla cesaret verecektir. Örneğin, Hakan Atilla davasında ABD'ye yönelik hala ciddi bir yaptırım ortaya koyamadık. 
ABD'nin endişesi ve hatta beklentisi İncirlik Üssü'nün kapatılmasıdır. ABD merkezli düşünce kuruluşu Bipartizan Policy Center'ın ulusal güvenlik analisti Nicholas Danforth, Türk bakanlara yaptırım getirilmesinin ardından, Türkiye'nin İncirlik Üssü'nün kapatabileceğini, Washington'ın buna hazırlıklı olması gerektiği görüşünü dile getirdi.
Ama bugüne kadar gerek Hakan Atilla davası gerekçesiyle, gerekse ABD'nin PYD'ye olan desteği sebebiyle defalarca bu adımı atabilecek ortam oluşmuştu. Atmadık, şimdi daha ağırları geliyor.
ABD'nin asıl korkulu rüyası ise, Türkiye'nin milli bir kimlikle yeniden her konuda tam bağımsız ve güçlü bir devlet olması, aynen Mustafa Kemal Atatürk döneminde olduğu gibi?
Türkiye milli ve bağımsız bir duruşa sahip olursa, ABD'nin uyguladığı ya da uygulayacağı yaptırımların hiçbir etkisi olmayacaktır.
ABD, BRICS ülkelerine de hem yaptırım uyguluyor, hem de ticaret savaşları açıyor, onlar bundan hiç etkileniyorlar mı? Hayır. Çünkü onlar 2006 yılından bu yana Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçiriyor, yine Modelin bir projesi olan milli paralarla ticaret yapıyorlar. Onlar, MEM'le bütün yaptırımları, bütün krizleri fırsata çevirdiler.
Yapılacak şey bellidir.