AKP'nin ücretsiz sağlık hizmetleri politikasının bir balon olduğu ve gerçeği yansıtmadığı çok önceden ortaya çıkmıştı. Sağlığınız için attığınız her adımdan para alınıyor. Bütün bunlara bir de hafta sonu eğer acile gitmek zorunda kalırsanız, sigortanızın hiçbir işe yaramadığı sürpriziyle karşılaşmanız eklenmişti.
Esas büyük şok 30 Haziran'dan itibaren yaşanacak, yani 17 gün sonra.
17 gün sonra prim borcu olanların tedavi hakkı sona eriyor. Bu, şu demek oluyor: 17 gün sonra parası olmayan hastalar tedavi edilmeyecek, onlara "paran yoksa öl" denilecek!
Türkiye'de yaşayan herkes 01.01.2012 tarihinden itibaren zorunlu olarak Genel Sağlık Sigortalısı (GSS) oldu. Buna göre 18 yaşını geçen bir kişi eğer herhangi bir işte çalışmıyorsa hemen kuruma kaydını yaptırıp paşa paşa belirlenen primleri ödeyecek. Yani bu sisteme göre iş bulamayan, çalışamayan bir kişi prim ödemek zorunda bırakılıyor. İşte bu prim borcunu ödeyemeyen kişiler 30 Haziran'dan itibaren sağlık hizmetlerinden yararlanamayacak. Onlara "paran yoksa öl" denilecek.
Öyle bir düzen ki; önce vatandaş borçlandırılıyor sonra da borcunu ödeyemeyen vatandaş sanki vatana ihanet etmiş gibi ölüm cezasına çarptırılıyor! Al sana Adalet ve Kalkınma Partisi'nin adaleti?
4 milyon 556 bin 397 kişinin bu şekilde borcu bulunuyor. Prim borcu olan Bağ-Kur'lular da eklenince sayı 5 milyona ulaşıyor.
17 bin TL milletvekili maaşı alan ve devletin her türlü imkânından yararlanan, yaptığı tek işin ise parmak kaldırıp indirmek olan bazı uzaktan kumandalı vekillerin, vatandaşın halini anlamasını beklemek abesle iştigaldir.
Tek dertleri başkanlık sistemi olanlardan vatandaşın derdine derman olacak çözümler üretmesini beklemek de abesle iştigaldir.
Fakat vatandaşın bu başına gelenler, kendisini defalarca aldatan siyasilere tekrar ve tekrar oy vermesinin neticesi değil mi?
İş bulamayan gençler, siftahsız dükkan kapatan esnaf, verdiğiniz oylarla kendi kaderlerinizi kendiniz çizdiniz. Bozulan sağlığınızı şimdi nasıl tedavi ettireceksiniz? Hem sizi hasta ettiler hem de tedavi etmeyecekler. Verdiğiniz oyların ödülünü hastanelerin dış kapısından alırsınız bundan sonra.
Niye, Prof. Dr. Haydar Baş'a ve Sosyal Devlet Projeleri'ne kulak vermediniz!
Bağımsız Türkiye Partisi'nin Sosyal Devlet Projeleri'nde gerek özel, gerekse kamu hastanelerinde bireylerin tedavi ücreti, devlet tarafından karşılanıyor. Sağlık sisteminden ilaç ve hastane hizmeti olarak istifade eden vatandaşlar, bunun için her hangi bir prim ödemek zorunda bırakılmıyor.
Yüzlerce kez anlatıldı ama yine de "nasıl olacak?" diye soranlara, "Milli Ekonomi Modeli" ile diye cevap verelim.
Bu vesileyle parası olmadığı için ölüme terk edilen 5 milyon kişiyi ve milyonlarca diğer mağdur edilmiş vatandaşı Bağımsız Türkiye Partisi'ne çağırıyorum.
Ülkenin madenleri yabancıdan ve yandaştan alınıp halka verilecek. Vatandaşlık maaşı ile ekonomi canlandırılacak. Çiftçiye gerekli destekler verilip ülkeye bolluk ve bereket kazandırılacak. Bağımsız Türkiye Partisi döneminde köprü yapmak, yol yapmak sıradan bir iş halini alacak?
Başa dönecek olursak, sosyal bir devlet olan Türkiye'de vatandaşın ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı elinden alınamaz. Vatandaşa "paran yoksa öl" denilemez. Eğer karşınızda "paran yoksa öl" diyen bir anlayış varsa onlara asla oy verilemez.
Esas büyük şok 30 Haziran'dan itibaren yaşanacak, yani 17 gün sonra.
17 gün sonra prim borcu olanların tedavi hakkı sona eriyor. Bu, şu demek oluyor: 17 gün sonra parası olmayan hastalar tedavi edilmeyecek, onlara "paran yoksa öl" denilecek!
Türkiye'de yaşayan herkes 01.01.2012 tarihinden itibaren zorunlu olarak Genel Sağlık Sigortalısı (GSS) oldu. Buna göre 18 yaşını geçen bir kişi eğer herhangi bir işte çalışmıyorsa hemen kuruma kaydını yaptırıp paşa paşa belirlenen primleri ödeyecek. Yani bu sisteme göre iş bulamayan, çalışamayan bir kişi prim ödemek zorunda bırakılıyor. İşte bu prim borcunu ödeyemeyen kişiler 30 Haziran'dan itibaren sağlık hizmetlerinden yararlanamayacak. Onlara "paran yoksa öl" denilecek.
Öyle bir düzen ki; önce vatandaş borçlandırılıyor sonra da borcunu ödeyemeyen vatandaş sanki vatana ihanet etmiş gibi ölüm cezasına çarptırılıyor! Al sana Adalet ve Kalkınma Partisi'nin adaleti?
4 milyon 556 bin 397 kişinin bu şekilde borcu bulunuyor. Prim borcu olan Bağ-Kur'lular da eklenince sayı 5 milyona ulaşıyor.
17 bin TL milletvekili maaşı alan ve devletin her türlü imkânından yararlanan, yaptığı tek işin ise parmak kaldırıp indirmek olan bazı uzaktan kumandalı vekillerin, vatandaşın halini anlamasını beklemek abesle iştigaldir.
Tek dertleri başkanlık sistemi olanlardan vatandaşın derdine derman olacak çözümler üretmesini beklemek de abesle iştigaldir.
Fakat vatandaşın bu başına gelenler, kendisini defalarca aldatan siyasilere tekrar ve tekrar oy vermesinin neticesi değil mi?
İş bulamayan gençler, siftahsız dükkan kapatan esnaf, verdiğiniz oylarla kendi kaderlerinizi kendiniz çizdiniz. Bozulan sağlığınızı şimdi nasıl tedavi ettireceksiniz? Hem sizi hasta ettiler hem de tedavi etmeyecekler. Verdiğiniz oyların ödülünü hastanelerin dış kapısından alırsınız bundan sonra.
Niye, Prof. Dr. Haydar Baş'a ve Sosyal Devlet Projeleri'ne kulak vermediniz!
Bağımsız Türkiye Partisi'nin Sosyal Devlet Projeleri'nde gerek özel, gerekse kamu hastanelerinde bireylerin tedavi ücreti, devlet tarafından karşılanıyor. Sağlık sisteminden ilaç ve hastane hizmeti olarak istifade eden vatandaşlar, bunun için her hangi bir prim ödemek zorunda bırakılmıyor.
Yüzlerce kez anlatıldı ama yine de "nasıl olacak?" diye soranlara, "Milli Ekonomi Modeli" ile diye cevap verelim.
Bu vesileyle parası olmadığı için ölüme terk edilen 5 milyon kişiyi ve milyonlarca diğer mağdur edilmiş vatandaşı Bağımsız Türkiye Partisi'ne çağırıyorum.
Ülkenin madenleri yabancıdan ve yandaştan alınıp halka verilecek. Vatandaşlık maaşı ile ekonomi canlandırılacak. Çiftçiye gerekli destekler verilip ülkeye bolluk ve bereket kazandırılacak. Bağımsız Türkiye Partisi döneminde köprü yapmak, yol yapmak sıradan bir iş halini alacak?
Başa dönecek olursak, sosyal bir devlet olan Türkiye'de vatandaşın ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı elinden alınamaz. Vatandaşa "paran yoksa öl" denilemez. Eğer karşınızda "paran yoksa öl" diyen bir anlayış varsa onlara asla oy verilemez.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022