Uzun bir yolculuktan sonra ciğerlerinde oluşan hastalığıyla birlikte İstanbul'a indi, Paşa...
Akaretlerdeki eve ulaştığında gördüğü İstanbul manzarasından çok etkilenmiş, sinirleri gerilmiş, ağlamaklı bir şekilde geceyi zor sabah etmişti, Paşa...
Çanakkale'de on binlerce Mehmetçiği şehit verme bahasına sokmadığı işgal gemileri onun yokluğunda imzalanan Mondros Mütarekesi'yle çoktan işgal etmişlerdi güzel İstanbul'u.
Gemilerin Yıldız Sarayı'na yöneltilmiş topları bıçak gibi saplanmıştı yüreğine Paşa'nın...
Sabah ilk işi, bu haçlı donanmasını geldikleri yerde tarihin derinliklerine gömmek arzusu ile birkaç arkadaşıyla görüşmeler başlatmak oldu.
Her mevkide, her rütbede, her makamda arkadaşlarıyla bu işgale karşı yapılabilecek hamlelerle alakalı görüş alışverişlerinde bulunuyor; duyguları aklına sığmıyor; adeta patlamak üzere bir el bombası gibi hazır harekete geçmek için bir işaret bekliyordu, Paşa...
Çok geçmeden İstanbul idarecileri Paşa'nın yaptığı gizli toplantıları haber alacak ve onu bir kere daha İstanbul'dan uzaklaştırmak için fırsat kollamaya başlayacaklardı.
Öyle ya, Paşa saatli bomba gibiydi, işgal güçleri Paşa'dan haberdar olurlarsa payitahta baskılarını artırır, işgal altındaki payitahtın huzurunu kaçırırlardı.
Paşa'nın aradığı fırsat çok gecikmeden kapısını çaldı.
Hem de mütarekenin gereğini yapması adına gelmişti kucağına tarihi fırsat...
Karadeniz'de, Samsun'da güya Türkler, Ermeni ve Rum azınlıklara baskı yapıyorlarmış! Eğer bu isyan önlenmezse işgal güçleri Karadeniz'i de işgal edeceklermiş!
Genelkurmay bir müfettiş görevlendirip bu olayları önlemek için tam yetkiyle görevlendireceği bir kişiyi ve ekibini Samsun'a yollama kararı almıştı.
Uzun aramalar sonucu bu iş için uygun olan tek kişi bulabildiler.
İstanbul'dan uzaklaştırmakta kararlı oldukları kişi olan bizim Paşa'ya tebliğ ettiklerinde, Paşa beklediği fırsatın geldiğini anlamış tededdütsüz kabul etmişti vazifeyi...
Görev kağıdına bir kaç madde daha ekleterek ekibini toparladı.
Sabahın ilk ışıklarıyla yola çıkmak üzere gemi güvertesinde yoklama alıyor haldeydi bizim Paşa...
Sonra nemi oldu?
İzmir'le başlayan ve Anadolu'ya kadar her yer işgal edildi.
Paşa bir daha İstanbul'a dönemedi.
Önce Ankara'ya, sonra Afyon'a, sonra da İzmir'e uğradı.
30 kişi ile çıktıkları bu kutlu yolda, İzmir'e girdiğinde 60 bin Mehmetçik vardı arkasında...
İstanbul'a döndüğünde ise 13 milyon onunla birlikteydi.
Yarın yani 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinde 85 milyon onunla birlikteyiz.
Artık İstanbul'da işgal gemileri, Polatlı'da Yunan askeri, Antep'te Fransızlar, Antalya'da İtalyanlar yok, her yer bizim... Milletin gözü aydın olsun.
- İsrail'i dinleyin! / 05.08.2024
- Kontrol kayboldu mu? / 23.07.2024
- Tasarruf etmek zaruret midir? / 17.05.2024
- 31 Mart ne anlama geliyor? / 03.04.2024
- Beka meselesi / 06.03.2024
- Angara gerçeği! / 14.02.2024
- Beka meselesi! / 10.02.2024
- Bugünler de geçecek! / 07.02.2024
- Nereye gidiyoruz? / 27.01.2024