Haiti'de, Devlet Başkanı Aristide'nin Amerikan yönetimi tarafından kansız şekilde devreden çıkarılmasından sonra gözler Venezüella'ya çevrilmişti.
Petrol üretiminin ve dünya petrol ihracatının en parlak ülkesindeki Chavez yönetimi ile ipleri geren Amerika, yeni bir atak daha yaparak, gerilen ipleri eline geçirmeye çalıştı; ama beceremedi.
Haiti'de muhalefetle yaptığını Venezüella'da halkla yapmaya kalkışan Amerika'nın bu başarısızlığı Venezüella halkına moral kaynağı oldu.
OPEC'in daimi üyelerinden Venezüella'da halk sokaklara dökülerek ülkeleri üzerinde oynanan oyunları kınadılar.
"Burası Venezüella, Haiti değil" diyerek sokaklara dökülen ve Amerika'yı protesto edenlere her gün yeni yığınlar eklenmeye başladı.
Amerika umduğunu bulamazken, umutlarını diğer coğrafyalara bağladı.
Azerbaycan'da Aliyev ile petrol güzergahları konusunda hemfikir olan Amerika, Gürcistan'da Saakaşvili ile, Ermenistan'da Koçaryan ile, Afganistan'da karzai ve Pakistan'da Müşerref ile irtibat kurarak Hazar bölgesini çevrelemeye başladı.
Hazar bölgesinin Amerikan himayesine girdiğini gören Rusya ve Çin ise bölgesel temaslarına yoğunluk kazandırmaya başladılar.
Moskova yönetimi bir taraftan İran ile flörde başlarken,Pekin yönetimi Suudi arabistan başta olmak üzere, kuveyt ve Yemen gibi Arap ülkeleri ile petrol alanında ikili temasa geçti.
Irak'a konuşlanmasına rağmen İran ve Suriye'nin kendine sorun çıkaracağını gören Amerika, Türkiye'nin petrol güzergahına, ardıl konumda İsrail hattını da müdahil ederek Kafkas koridorunu yarmak istiyor.
Amerikan yönetiminin Bakü-Tiflis-Ceyhan hattına destek çıkmasının temelinde bu var.
Filistin bertaraf edilerek, İsrail'in eli güçlendirilecek ve Kıbrıs'ta tek bir devlet ortaya çıkarıldıktan sonra, Akdeniz coğrafyası tamamen Amerikan kontrolüne sokulacak. Plan bu yönde işletiliyor.
Petrol ve doğalgaz kaynaklarını öncelikli unsur olarak gören Amerika'nın ,ekonomik gidişatı da bunu gerekli kılmakta.
Haiti'den Venezüella'ya, İsrail'den Gürcistan'a uzanan stratejik konumlu ülkelerdeki iç huzursuzlukları kontrole almak isteyen Amerika zaman zaman da zorlanıyor.
Irak ve Venezüella bunlardan biri.
Uluslararası yeraltı örgütleriyle eşgüdümlü menfaat ilişkisini sürdüren Amerika'nın çıkarları optimize edilmediği sürece, petrol zengini ülkelerin ve petrolle yakın ilişkisi olanların başı dertten kurtulmayacak.
Petrol üretiminin ve dünya petrol ihracatının en parlak ülkesindeki Chavez yönetimi ile ipleri geren Amerika, yeni bir atak daha yaparak, gerilen ipleri eline geçirmeye çalıştı; ama beceremedi.
Haiti'de muhalefetle yaptığını Venezüella'da halkla yapmaya kalkışan Amerika'nın bu başarısızlığı Venezüella halkına moral kaynağı oldu.
OPEC'in daimi üyelerinden Venezüella'da halk sokaklara dökülerek ülkeleri üzerinde oynanan oyunları kınadılar.
"Burası Venezüella, Haiti değil" diyerek sokaklara dökülen ve Amerika'yı protesto edenlere her gün yeni yığınlar eklenmeye başladı.
Amerika umduğunu bulamazken, umutlarını diğer coğrafyalara bağladı.
Azerbaycan'da Aliyev ile petrol güzergahları konusunda hemfikir olan Amerika, Gürcistan'da Saakaşvili ile, Ermenistan'da Koçaryan ile, Afganistan'da karzai ve Pakistan'da Müşerref ile irtibat kurarak Hazar bölgesini çevrelemeye başladı.
Hazar bölgesinin Amerikan himayesine girdiğini gören Rusya ve Çin ise bölgesel temaslarına yoğunluk kazandırmaya başladılar.
Moskova yönetimi bir taraftan İran ile flörde başlarken,Pekin yönetimi Suudi arabistan başta olmak üzere, kuveyt ve Yemen gibi Arap ülkeleri ile petrol alanında ikili temasa geçti.
Irak'a konuşlanmasına rağmen İran ve Suriye'nin kendine sorun çıkaracağını gören Amerika, Türkiye'nin petrol güzergahına, ardıl konumda İsrail hattını da müdahil ederek Kafkas koridorunu yarmak istiyor.
Amerikan yönetiminin Bakü-Tiflis-Ceyhan hattına destek çıkmasının temelinde bu var.
Filistin bertaraf edilerek, İsrail'in eli güçlendirilecek ve Kıbrıs'ta tek bir devlet ortaya çıkarıldıktan sonra, Akdeniz coğrafyası tamamen Amerikan kontrolüne sokulacak. Plan bu yönde işletiliyor.
Petrol ve doğalgaz kaynaklarını öncelikli unsur olarak gören Amerika'nın ,ekonomik gidişatı da bunu gerekli kılmakta.
Haiti'den Venezüella'ya, İsrail'den Gürcistan'a uzanan stratejik konumlu ülkelerdeki iç huzursuzlukları kontrole almak isteyen Amerika zaman zaman da zorlanıyor.
Irak ve Venezüella bunlardan biri.
Uluslararası yeraltı örgütleriyle eşgüdümlü menfaat ilişkisini sürdüren Amerika'nın çıkarları optimize edilmediği sürece, petrol zengini ülkelerin ve petrolle yakın ilişkisi olanların başı dertten kurtulmayacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005