logo
18 NİSAN 2024

Pire Tiyatrosu

14.08.2013 00:00:00
Refi Cevad Ulunay, bir yazısında ("Pire Tiyatrosu", Salon Mecmuası, 15.04.1949) II. Meşrutiyet döneminde Tepebaşı Tiyatrosu'nda, daha sonra Paris'te bir fuarda izlediği gerçek bir pire tiyatrosundan bahseder. Bu gösteri şöyle gerçekleşmiştir:  Sahnede ortada üzerine beyaz kâğıt gerilmiş bir masa vardır. Tiyatrocu, masadan bir kutu çeker, kapağını açar, kat kat bölmelerden birini kaldırır, içinden ince bir pamuk tabakasını açar. Pamuğun üzerinde kıpırdayan siyah noktalar görülür. Tiyatrocu, bunlardan birini alır, masanın üzerindeki beyaz kâğıdın ortasına bırakır.  Seyircilerden bir kadın: "Aman zıplayacak, kaçacak!" diye bağırır.  Tiyatrocu: "Merak etmeyiniz madam, zıplamaz. Pirelerde evvelâ zıplama kabiliyetini kaybettiririz. Bunun için de her pireyi gayet ince platinden bir tel ile şu alete bağlarız. Bu baskı onu yürümeye zorlar. Kısa bir müddet sonra pire artık zıplamayı unutur? Lütfen şu pertavsızı alın ve sanat hayatının başlangıcında bulunan şu iri pireye bakınız.!..." Seyirciler bakarlar, gerçekten pire boynundan boğulmayacak kadar maharetli bir teknikle bağlanmış ve bir ucu yazı masalarının üzerine kurşun kalemini tespit eden yaylı alete benzeyen bir cihaza bağlanmıştı. Daha sonra birer maskara haline getirilmiş pirelerin değişik şekillerde oynatılarak seyircileri eğlendirmesi anlatılır. Pirelere etek takılarak dans ettirilir, savaştırılır vs. Şimdi bir tiyatro oyunu olan bu gerçek hikâyenin, gerçek hayat tiyatrosunda maalesef olduğu gibi karşılığı var. Tiyatro sahnesinde güldüğümüz bu olay, bizi gerçek hayat tiyatrosunda biraz düşündürecek, hüzne garkedecek, kızdıracak, hatta hırstan ağlatacak.  Bu metin, çağrışımlara dayalı sembolik bir dille günümüzde Batı emperyalizminin İslam ülkelerine tayin ettiği sömürge valilerinin durumunu aydınlatmada oldukça işlevsel. Amerika, Avrupa ve İsrail adına kendi milletlerine ihanet eden halkı Müslüman ülke yöneticilerinin aşağılık halini bu hikâyenin ışığında daha net olarak görebiliriz. Pire tiyatrosundaki her figür, nesne ve olay birer temsilî karşılığı olan unsurlardır. Bu karşılıklar şöyle: Tiyatrocu: Amerika, Avrupa ve İsrail ve diğer emperyalist devletler ve odaklardır. Pireler: İster askerî darbeyle, ister seçimle gelmiş olsun halkı Müslüman ülkelerin Haçlı-Siyon odaklara sırtını dayayarak, onlardan emir alarak milletlerini, ülkelerini yönetmeye çalışan sömürge valileridir. * Sahne ve sahnedeki masa: Bütün Müslüman ülkelerdir.  * Masadaki kutular ve kat kat bölmeler: İslam ülkeleridir. * Pirelerin masadaki beyaz kâğıt üzerine konulunca seyircilerin: "Aman zıplayacak, kaçacak!" diye korkarak bağırması: Emperyalist Batılıların, Haçlıların "Aman Türkler ve diğer Müslümanların yöneticileri zıplayacak, bağımsız siyasi iradeleriyle harekete geçecek, bizim kontrolümüzden çıkacak, özgürlüklerini ellerine alacaklar, sömürüye son vermek üzere cihada kalkacaklar, kendilerine gelecekler, esaretten kurtulmak için kutlu kıyamı başlatacaklar" diye korkmaları.  * Tiyatrocunun: "Merak etmeyiniz madam, zıplamaz. Pirelerde evvelâ zıplama kabiliyetini kaybettiririz. Bunun için de her pireyi gayet ince platinden bir tel ile şu alete bağlarız. Bu baskı onu yürümeye zorlar. Kısa bir müddet sonra pire artık zıplamayı unutur? Lütfen şu pertavsızı alın ve sanat hayatının başlangıcında bulunan şu iri pireye bakınız.!..." demesi: İslam ülkelerini emir kulları, sömürge valileri, eş başkanları kanalıyla yöneten emperyalist Haçlı-Siyon şeflerin pireye benzetilen Müslüman yöneticiler için: "Merak etmeyiniz. Müslüman yöneticiler bağımsızlık, özgürlük, efendilik, bey gibi yaşamak kabiliyetlerini kullanıp da harekete geçemez, kalkınamaz. Kendi değerlerine, vatanlarına, milletlerine, devletlerine, bayraklarına, haysiyet ve şereflerine, kendi kişiliklerine, siyasî istiklallerine sahip çıkamazlar. Biz önce onlardaki zıplama yani doğuştan Allah vergisi olan gelişme, ilerleme, özgür yaşama, kendi kendilerini idare etme, kendi özgün medeniyetlerini yaşama, geliştirme ve yayma kabiliyetlerini kaybettiririz, dumura uğratırız, iğdiş ederiz, yok ederiz?  Bunun için de her Müslüman yöneticiyi gayet ince platinden bir tel karşılığı olan menfaat ve korku aletine bağlarız. Korku ve menfaat telleriyle bağlayıp kurduğumuz düzenek baskısı Müslüman yöneticileri zıplamaktan, ilerlemekten, özgürleşmekten alıkoyar. Sadece ölmeyecek kadar süklüm püklüm, mıymıntı mıymıntı, ibiş ibiş, ayaklar altında rezil kepaze bir şekilde yürümeye, hatta sürüm sürüm sürünmeye mecbur bırakır. Kısa bir müddet sonra emperyalizmin adı Müslüman sömürge valileri, artık zıplamayı yani kabiliyetlerini özgürce geliştirip şereflice, haysiyetlice, efendice, soyluca yaşamayı unutur, bize köle olmayı, esir olarak yaşamayı olağan kabul etmeye başlarlar. Lütfen şu pertavsızı alın ve İslam dünyasına şöyle bir bakınız.!..."  Bu pire tiyatrosunu Smith adında bir İngiliz bulmuş. Görüldüğü gibi bu tiyatro, sırf insanları eğlendirmek için kurgulanmış bir oyun ve gösteri değildir. Emperyalist Batı, sömürge olarak yönetmek istediği, aşağıladığı, hakir gördüğü, köle niyetine kullandığı kendi dışındaki dünyanın; özellikle İslam ülkelerinin yöneticilerini pire olarak görmüş, görmek istemiş ve öyle muamele etmiştir, hâlâ da öyle muamele etmektedir.  Kendisini de oyun kurucu, yönetici, belirleyici, yönlendirici, efendi ve sahip konumunda tutmuştur. Üzülerek görüyoruz ki bugün halkı Müslüman ülke yöneticilerinin neredeyse tamamı, Haçlı-Siyon Batı tiyatrocusunun elinde maskaraya döndürülmüş birer piredirler.  Dünya müslümanları, kutlu Nebinin ümmeti, tek hak din olan İslam'ın bağlıları, tek doğrunun ve hakikatin sahipleri olan müminler, böyle pireler elinde rezil rüsvay olmayı hak etmiyor. O halde bütün dünya Müslümanları şuurlanacak, kendilik bilincini yeniden kazanacak, kimlik, kişilik, şahsiyet kazanacaktır. Ondan sonra sırtına yapışarak kanını emen pire tıynetli gâvurun emir eri olan yöneticilerini iki tırnağı arasında ezip sıkarak sırtından atacaktır. Yerine de şerefli, haysiyetli, her alanda tam bağımsızlık ruhuna bağlı bir siyasî irade sahibi, bozkurt asaletinde soylu yöneticiler getirerek özgürleşecektir. Pire bile olamamış bit yavrusu yavşakların tasallutu ve tahakkümü altında şerefsizce bir hayat, asaletli Müslümanlara yakışmıyor.        
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
3 ilçede okullar tatil edildi
Tokat depremle sarsıldı
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak
'Almanya bizi kıskanıyor mu' dediniz?
Türkiye enflasyonda Nijerya'yı ikiye katladı
CHP parlamenter sistem hedefinden vaz mı geçti?
Yeni anayasada kritik düğüm
3 kişi gözaltına alındı
İşletme belgesi iptal edildi
'Sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar'
CHP'ye seçim mesajı
TFF Başkanlığı için ilk aday çıktı
"Söz veriyoruz sizi mahcup etmeyeceğiz"
Milletvekili Bursalı'ya 'ıstakoz' tepkisi sürerken
Türkiye'deki fiyatları araştırdık
Cari işlemler 3.2 milyar dolar açık verdi
Temel neden: Altın ve enerji ithalatı
İhracatta 'miktar' arttı, 'değer' düştü
Emeğimiz daha ucuza gidiyor!
Nimbus Projesi ile İsrail ne yapmak istiyor?
Google çalışanları protesto etti
Sivas-İstanbul yüksek hızlı tren seferleri başlıyor
7 saat 18 dakika sürecek
3 ilçede okullar tatil edildi
Tokat depremle sarsıldı
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak
'Almanya bizi kıskanıyor mu' dediniz?
Türkiye enflasyonda Nijerya'yı ikiye katladı
CHP parlamenter sistem hedefinden vaz mı geçti?
Yeni anayasada kritik düğüm
3 kişi gözaltına alındı
İşletme belgesi iptal edildi
'Sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar'
CHP'ye seçim mesajı
TFF Başkanlığı için ilk aday çıktı
"Söz veriyoruz sizi mahcup etmeyeceğiz"
Milletvekili Bursalı'ya 'ıstakoz' tepkisi sürerken
Türkiye'deki fiyatları araştırdık
Cari işlemler 3.2 milyar dolar açık verdi
Temel neden: Altın ve enerji ithalatı
İhracatta 'miktar' arttı, 'değer' düştü
Emeğimiz daha ucuza gidiyor!
Nimbus Projesi ile İsrail ne yapmak istiyor?
Google çalışanları protesto etti
Sivas-İstanbul yüksek hızlı tren seferleri başlıyor
7 saat 18 dakika sürecek
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.