Dalgalı kur sistemine geçilmesinin ardından dolar kurunda görülen hızlı artışın arkasından yabancı bankalar ile çalışan para spekülatörleri çıktı. Yabancı 'para anarşistlerinin' elde ettikleri haftalık gelir yüzde 10'u aşıyor
Dövizde 22 Şubat 2001 tarihinde 'dalgalı kur' uygulamasına geçilmesinin ardından dolarda görülen hızlı tırmanışta, yurtdışındaki çeşitli yatırım fonları ile para spekülatörlerin parmağı olduğu ortaya çıktı. Merkez Bankası'nın döviz rezervini eritmemek için yakın zamana kadar pasif davranması da spekülatörlerin bu operasyonlardan büyük paralar kazanmasına neden oldu.
Yabancı bankalar da katılıyor
Yurdışından dolara yönelik olarak yapılan speakülasyona Türkiye'deki yabancı bankalar da katılıyor. Bankacılar aylardır süren 'tatlı kazanç operasyonu'nun çarşamba gününden itibaren Merkez Bankası'nın döviz piyasalarında aktif davranmaya başlaması nedeniyle zorlaştığını ifade ediyor.
Sistem nasıl işliyor?
Çok kısa zaman içinde büyük miktarda para kazanmak isteyen yurtdışındaki spekülatörler ilk adım olarak Türkiye'deki yabancı bankaların kapısını çalarak Türk Lirası borçlanıyorlar.
İkinci etapta ise yıllık yüzde 67 faizle borçlanılan Türk Lirası'yla Merkez Bankası'nın açtığı döviz satış ihalelerinden Türkiye'deki yabancı bankalar aracılığıyla yüksek sayılabilecek fiyatlarla dolar satın alınıyor.
İhalede doların fiyatının yükselmesi hem serbest piyasada, hem de bankalararası piyasada doların değer kazanmasına neden oluyor. İzleyen günlerde operasyona yeni oyuncuların katılmasıyla dolardaki tırmanış sürüyor. Yabancı spekülatör hafta sonunda yaklaşık yüzde 10 değer kazanmış olan doları satıyor. TL borçlandığı bankaya hem borcunu, hem de haftalık yüzde 1.13 civarındaki faizi ödeyip kazancını dolara çevirip yurtdışına çıkarıyor. Merkez Bankası da yakın zamana kadar döviz piyasalarında aktif olmadığı ve dolar talebini karşılayabilecek satıcı bulunmadığı için 30-40 milyon dolarlık alımlar sayesinde kolaylıkla spekülasyon gerçekleştirilebiliyor.
Son vurgunu İsviçre Bankası yaptı
Bankacılara göre Amerikan Doları'nın 1 milyon 500 bin liraya çıktığı salı günü bir İsviçre bankası bu operasyonu Merkez Bankası'nın düzenlediği 84 milyon dolarlık döviz satış ihalesinden 64 milyon dolar alarak gerçekleştirdi. İhaleden ortalama 1 milyon 415 bin liradan alım yapan bu banka daha sonra doları 1 milyon 500 bin liradan sattı. Bunun ardından dolarlarını 1 milyon 500 bin liradan satarak piyasadan çıktı.
Türk bankacılara göre spekülasyonun en önemli ayağını oluşturan Türkiye'deki yabancı bankalar yalnızca müşterileri adına değil kendileri için de bu operasyonu yapıyor. Türkiye'deki yabancı bankalar bu operasyonlardan hem günlük kazanç sağlıyor, hem de daha önceden çok düşük sayılabilecek fiyattan satın aldıkları portföylerindeki dövizin değeri de yükseldiği için kârları katlanıyor.
Vadeli döviz alıyorlar
Yabancı fonların dövizdeki spekülasyon için uyguladığı bir diğer sistem ise TL'de açık pozisyon yaratarak gerçekleştiriliyor. Uluslararası çalışan büyük hedge fonlar veya spekülatörler dolardaki çıkışın devam edeceğini düşünerek çalıştıkları yabancı bankaya giderek bir ay veya üç ay vadeli dolar alımı yapıyor. Yani yabancı fon TL'de açık pozisyon ortaya çıkarıyor. Limiti sınırlı olan yabancı banka ise açığını kapatabilmek için piyasadan TL borçlanıp dolar alıyor. Bu işlemi yalnız dövizde spekülasyona girişen yabancı bankalar değil, son dönemde kur riskini azaltmak isteyen ithalatçı büyük Türk firmaları da yapmaya başladı.
Dövizde 22 Şubat 2001 tarihinde 'dalgalı kur' uygulamasına geçilmesinin ardından dolarda görülen hızlı tırmanışta, yurtdışındaki çeşitli yatırım fonları ile para spekülatörlerin parmağı olduğu ortaya çıktı. Merkez Bankası'nın döviz rezervini eritmemek için yakın zamana kadar pasif davranması da spekülatörlerin bu operasyonlardan büyük paralar kazanmasına neden oldu.
Yabancı bankalar da katılıyor
Yurdışından dolara yönelik olarak yapılan speakülasyona Türkiye'deki yabancı bankalar da katılıyor. Bankacılar aylardır süren 'tatlı kazanç operasyonu'nun çarşamba gününden itibaren Merkez Bankası'nın döviz piyasalarında aktif davranmaya başlaması nedeniyle zorlaştığını ifade ediyor.
Sistem nasıl işliyor?
Çok kısa zaman içinde büyük miktarda para kazanmak isteyen yurtdışındaki spekülatörler ilk adım olarak Türkiye'deki yabancı bankaların kapısını çalarak Türk Lirası borçlanıyorlar.
İkinci etapta ise yıllık yüzde 67 faizle borçlanılan Türk Lirası'yla Merkez Bankası'nın açtığı döviz satış ihalelerinden Türkiye'deki yabancı bankalar aracılığıyla yüksek sayılabilecek fiyatlarla dolar satın alınıyor.
İhalede doların fiyatının yükselmesi hem serbest piyasada, hem de bankalararası piyasada doların değer kazanmasına neden oluyor. İzleyen günlerde operasyona yeni oyuncuların katılmasıyla dolardaki tırmanış sürüyor. Yabancı spekülatör hafta sonunda yaklaşık yüzde 10 değer kazanmış olan doları satıyor. TL borçlandığı bankaya hem borcunu, hem de haftalık yüzde 1.13 civarındaki faizi ödeyip kazancını dolara çevirip yurtdışına çıkarıyor. Merkez Bankası da yakın zamana kadar döviz piyasalarında aktif olmadığı ve dolar talebini karşılayabilecek satıcı bulunmadığı için 30-40 milyon dolarlık alımlar sayesinde kolaylıkla spekülasyon gerçekleştirilebiliyor.
Son vurgunu İsviçre Bankası yaptı
Bankacılara göre Amerikan Doları'nın 1 milyon 500 bin liraya çıktığı salı günü bir İsviçre bankası bu operasyonu Merkez Bankası'nın düzenlediği 84 milyon dolarlık döviz satış ihalesinden 64 milyon dolar alarak gerçekleştirdi. İhaleden ortalama 1 milyon 415 bin liradan alım yapan bu banka daha sonra doları 1 milyon 500 bin liradan sattı. Bunun ardından dolarlarını 1 milyon 500 bin liradan satarak piyasadan çıktı.
Türk bankacılara göre spekülasyonun en önemli ayağını oluşturan Türkiye'deki yabancı bankalar yalnızca müşterileri adına değil kendileri için de bu operasyonu yapıyor. Türkiye'deki yabancı bankalar bu operasyonlardan hem günlük kazanç sağlıyor, hem de daha önceden çok düşük sayılabilecek fiyattan satın aldıkları portföylerindeki dövizin değeri de yükseldiği için kârları katlanıyor.
Vadeli döviz alıyorlar
Yabancı fonların dövizdeki spekülasyon için uyguladığı bir diğer sistem ise TL'de açık pozisyon yaratarak gerçekleştiriliyor. Uluslararası çalışan büyük hedge fonlar veya spekülatörler dolardaki çıkışın devam edeceğini düşünerek çalıştıkları yabancı bankaya giderek bir ay veya üç ay vadeli dolar alımı yapıyor. Yani yabancı fon TL'de açık pozisyon ortaya çıkarıyor. Limiti sınırlı olan yabancı banka ise açığını kapatabilmek için piyasadan TL borçlanıp dolar alıyor. Bu işlemi yalnız dövizde spekülasyona girişen yabancı bankalar değil, son dönemde kur riskini azaltmak isteyen ithalatçı büyük Türk firmaları da yapmaya başladı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.