İman sahibi, halkı iyi bilir
İman sahibi, halkı iyi bilir. Halkın onda işaretleri vardır. Kalbi çok duygulu olup bakışları Allah’ın nuru ile olur. O İlâhî nuru kalbinin derinliğine yerleştirmiştir
04.11.2025 00:20:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İman sahibi, halkı iyi bilir. Halkın onda işaretleri vardır. Kalbi çok duygulu olup bakışları Allah'ın nuru ile olur. O İlâhî nuru kalbinin derinliğine yerleştirmiştir.
Yazık sana, tembelsin. Bu tembellikle eline bir şeyin geçeceği yok.
Komşuların, arkadaşların, akraban, hep yol alıp gittiler. Çeşitli araştırmalar yaptılar, kazılar yaptılar, kıymetli mallar gömdüler. Onların içinde iyi iş tutanlar, bire karşı yirmi kazandı. Onlar geldi, ganimetlerle dönüp gittiler. Sen hiçbir kazanca sahip olmadan yerinde saymaktasın.
Yakında elinde az mevcudu olan da tükenir; sonra halktan mal talebine geçersin. Sana yazık olur sonra. Allah yolunda çalışmaya başla. Onun kaderine güvenip kalma.
"O kimseler ki, uğrumuzda cihad ederler, onlara hidâyet yollarımızı açarız." (Ankebut/69) âyetini duymadın mı?
Gidilen yola koyul; elbet sana katılan olacak ve çalışman müsbet bitecek. Her şey Allah'ın kudreti ve kuvveti dahilindedir. O'ndan gayri kimseden bir şey taleb etme.
Şu yüce Âyet-i Kerimeyi işitmedin mi: "Hiçbir şey yoktur ki, onun hâzinesi bizde olmasın ama ancak malûm miktar indiririz." (Hicr/21)
Bu âyeti beyandan sonra söylenecek söz kalmıyor. Ne söylenebilir ki?
Ey altın, gümüş arayan, vakıa onlar bir şeydir, ama onlar Hakk'ın kuvvet, kudret elindedir. Hâl böyle olduğuna göre, onları halktan isteme. Sebeplere itimat ederek şirk dilinle halka koşup altın, gümüş isteme...
Allah'ım, ey halkı yaratan ve ey sebepleri sebeb eden! Halkı Sana ortak ederek yaptığımız şirk bağından bizleri kurtar. Sebepleri Sana ortak kılıyorsak, ondan da kurtar...
Ey Allah'ın kulları, siz hikmet evindesiniz. Elbette vasıtalara tâlib olmanız gerekir. O hâlde durmayıp Mabudunuza yalvarın, kalbinizi şifaya erdirecek doktoru, tedavi edecek kimseleri isteyin. Elinizden tutup O'na götürecek delili talep edin.
Hakkın terbiyeye muktedir kıldığı kimselere yakın olunuz. Halka edep, erkân öğretmesi için Hak Teâlâ'nın vazife verdiği kimseleri arayınız. Onun yakınlık perdedârını bulunuz. Onun kapılarını araştırınız.
Nefsinize hizmet etmekle yetindiniz. Boş arzularınıza uyup kaldınız. Tabiî isteklerinizin tatminine razı oldunuz.
Ben huyunuzu güzel etmeye gayret ederim, Hakk'a lâyık olmanız için kirinizi çıkarmak isterim." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yazık sana, tembelsin. Bu tembellikle eline bir şeyin geçeceği yok.
Komşuların, arkadaşların, akraban, hep yol alıp gittiler. Çeşitli araştırmalar yaptılar, kazılar yaptılar, kıymetli mallar gömdüler. Onların içinde iyi iş tutanlar, bire karşı yirmi kazandı. Onlar geldi, ganimetlerle dönüp gittiler. Sen hiçbir kazanca sahip olmadan yerinde saymaktasın.
Yakında elinde az mevcudu olan da tükenir; sonra halktan mal talebine geçersin. Sana yazık olur sonra. Allah yolunda çalışmaya başla. Onun kaderine güvenip kalma.
"O kimseler ki, uğrumuzda cihad ederler, onlara hidâyet yollarımızı açarız." (Ankebut/69) âyetini duymadın mı?
Gidilen yola koyul; elbet sana katılan olacak ve çalışman müsbet bitecek. Her şey Allah'ın kudreti ve kuvveti dahilindedir. O'ndan gayri kimseden bir şey taleb etme.
Şu yüce Âyet-i Kerimeyi işitmedin mi: "Hiçbir şey yoktur ki, onun hâzinesi bizde olmasın ama ancak malûm miktar indiririz." (Hicr/21)
Bu âyeti beyandan sonra söylenecek söz kalmıyor. Ne söylenebilir ki?
Ey altın, gümüş arayan, vakıa onlar bir şeydir, ama onlar Hakk'ın kuvvet, kudret elindedir. Hâl böyle olduğuna göre, onları halktan isteme. Sebeplere itimat ederek şirk dilinle halka koşup altın, gümüş isteme...
Allah'ım, ey halkı yaratan ve ey sebepleri sebeb eden! Halkı Sana ortak ederek yaptığımız şirk bağından bizleri kurtar. Sebepleri Sana ortak kılıyorsak, ondan da kurtar...
Ey Allah'ın kulları, siz hikmet evindesiniz. Elbette vasıtalara tâlib olmanız gerekir. O hâlde durmayıp Mabudunuza yalvarın, kalbinizi şifaya erdirecek doktoru, tedavi edecek kimseleri isteyin. Elinizden tutup O'na götürecek delili talep edin.
Hakkın terbiyeye muktedir kıldığı kimselere yakın olunuz. Halka edep, erkân öğretmesi için Hak Teâlâ'nın vazife verdiği kimseleri arayınız. Onun yakınlık perdedârını bulunuz. Onun kapılarını araştırınız.
Nefsinize hizmet etmekle yetindiniz. Boş arzularınıza uyup kaldınız. Tabiî isteklerinizin tatminine razı oldunuz.
Ben huyunuzu güzel etmeye gayret ederim, Hakk'a lâyık olmanız için kirinizi çıkarmak isterim." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.













































































