Putin'den batıya aba altından sopa

Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in 2013'ün Kasım ayında AB ile ticaret anlaşmasını askıya almasının ardından ülkede ciddi protesto eylemleri yaşandı. Yaşanan olaylar, gerek Yanukoviç gerekse Başbakan Azarov tarafından darbe girişimi olarak ifade edildi. Cumhurbaşkanı gösterilerin barışçıl olmasını, bu tür gösterilere müsaade edeceğini açıklamasına rağmen, gösteriler şiddetlendi ve çatışmalara dönüştü.Yaklaşan 2015 seçimleri öncesi, hükümetin istifasına neden olacak kadar gösterilerin şiddetlenmesi, amacın üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğu izlenimini verdi.Öyle ya, ülkeyi yönetenlerden bir hoşnutsuzluk varsa, siyasi iradeyi değiştirmenin demokratik yolu sandıktır ve de 2015 çok uzak bir tarih değildir.Rusya Devlet Başkanı Putin'in bu noktadaki açıklaması önemli, gösterilerin dışarıdan yönlendirildiğini belirtti.Sürekli devam eden ve de şiddeti artan eylemler barışçıl olmaktan çıkmasına, dışarıdan koordineli bir darbe girişimine dönüşmesine rağmen ABD'nin Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney'in "Barışçıl gösterileri darbe girişimi olarak görmüyoruz" açıklaması, eylemleri dışarıdan yönlendirenler hakkında bizlere fikir verdi.Peki, Ukrayna'da yaşananların perde arkası nedir? Neden bir anda dünyanın gündemine oturuverdi? Bildiğiniz gibi, Ukrayna'da 2004 yılında yapılan Cumhurbaşkanı seçimlerinde Yanukoviç yüzde 49,42 oranla seçimleri kazanmasına rağmen, Batı yanlısı Yuşçenko seçimlerde hile yapıldığını iddia etmiş ve batının da desteğiyle ülkeyi karıştırarak "Turuncu Devrim"le iktidar koltuğuna oturmuştu. Ekonomik krizlerle güç kaybeden AB'den ve de ABD'den umduğunu bulamayan Ukrayna halkı, Putinli Rusya'nın sağlam bir milli ekonomik zemine ayağını bastıktan sonra dünyada yeniden söz sahibi olması nedeniyle 2010 yılında yapılan seçimlerde Rus yanlısı olan Yanukoviç'i yeniden seçmişti.Batı lobisi rahat durmadı, Yanukoviç'in haklı gerekçelerle AB ile ticaret anlaşmasını imzalamamasını bahane ederek düğmeye bastılar. Rusya'ya karşı ringde dövüşmeye cesaret edemeyen ekonomik yaralı Batı, Gürcistan'da aldığı dersi unutarak Ukrayna üzerinden yeniden bilek güreşine tutuldu.Ukrayna'daki, ajanlar ve Batı sevdalısı gruplar devreye sokularak ve de ortalık savaş alanına çevrilerek sanki Ukrayna halkı Batıyı istiyormuş, Rusya'yı istemiyormuş gibi bir izlenim vermeye çalıştılar.Kelin ilacı olsa başına sürerdi diyor atalarımız, AB'nin ilacı olsaydı, Yunanistan'a, Rum kesimi'ne, Portekiz'e faydası olurdu. Kendi üyelerine bile bir çıkış noktası gösteremeyen, bir araya gelip de bir anayasa da bile uzlaşamayan AB Ukrayna'ya ne sunabilecek?Doğal olarak Ukrayna halkı, Suriye barışında kendini ispatlamış, ABD basınının bile dünya lideri ilan ettiği Putinli Rusya'yı tercih ediyor. ABD ve AB ise bu mağlubiyeti hazmedemiyor.İşte bu noktada Rusya Devlet Başkanı Putin'in açıklaması önemli? Putin, kendilerinin Yunanistan'daki eylemler sırasında göstericilerin yanında olmadıklarını, aynı şekilde AB'nin Ukrayna'daki muhalif gösterilerin yanında olmamalarını istedi.AB'li yetkililerin sık sık Ukrayna muhalefetini ziyaret edip eylemleri körüklemelerini eleştiren Putin, "Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nde olaylar çıktığında bizim dışişleri bakanımızın Avrupa karşıtı gösterilere katıldığını ve bir şeyler yapmaya teşvik ettiğini hayal etmeye çalışıyorum. Bu güzel olmazdı. Ukrayna halkının da bu düşünce ile Rusya ve diğerlerinin işlerine karışmasını istemez..." değerlendirmesinde bulundu.Rusya AB ve ABD'ye aba altından sopasını bu konuda da gösterdi.Bundan sonra AB ve ABD Ukrayna konusuna burunlarını sokmaya devam ederlerse, bu Rusya'nın, AB içinde AB'den memnun olmayan halkların yanında olmasının önünü açacaktır; ya da Batı bloğu Ukrayna'dan ellerini çekeceklerdir.