Merhum Seyyid b. Tavus şöyle diyor; "Abdullah b. Muhammed b. Abdullah b. Ayyaş’a ait "Müktezab-ul Eser fi İmamet-il İsna eşer" adında bir kitap gördüm. Bu kitap yaklaşık kırk sahife idi. O kitap da Resulü Ekrem’den naklolunan on iki İmam hadisleri ve onların isimleri naklolunmuştur."
Ehteb Harezmî Ebu Selma’dan Peygamber (s.a.a)’in miracını anlatırken, Resul-i Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir; "Ey Muhammed, yer ehline bakıp onların arasından seni seçtim ve senin için kendi ismimden sana isim verdim. Ben zikir olunduğum zaman sende zikir olunacaksın, ben Mahmud’um ve sende Muhammed’sin. Sonra ikinci defa bakıp onların arasından Ali’yi seçtim, ona da kendi ismimden bir isim verdim. Ben "Ala"yım ve oda Ali’dir. Ey Muhammed, seni, Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve Hüseyn’in zürriyetinden olan diğer imamları kendi nurumdan yarattım ve sizin vilayetinizi yer ve gökler ehline sundum, kabul edenler benim katımda mümindir… Ey Muhammed onları (itretini) görmeyi ister misin? Ya Rabbi, evet dedim. Şöyle buyurdu; Arşın sağ tarafına bak. Oraya baktığımda şunları gördüm; “Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin, Ali b. Hüseyn, Muhammed b. Ali, Cafer b. Muhammed, Musa b. Cafer, Ali b. Musa, Muhammed b. Ali, Ali b. Muhammed, Hasan b. Ali ve Mehdi." Buyurdu ki, "Ey Muhammed, bunlar benim hüccetlerimdir. Bu (Mehdi) senin İtretinin kanını isteyecektir. Ey Muhammed, izzet ve celalime yemin olsun, O (Mehdi) benim düşmanlarımdan intikam alacaktır."
Yine Harezmî kendi kitabında İbni Şazan’dan Resul-i Ekrem (s.a.a)’in İmam Hüseyn'i öperek ona şöyle buyurduğunu nakletmiştir; "Sen seyidin oğlu seyitsin, sen seyitlerin babasısın, sen İmamın oğlu İmamsın ve İmamların babasısın, sen Allah’ın hüccetisin ve Allah’ın hüccetinin oğlusun ve Allah’ın hüccetlerinin babasısın. Dokuz tane hüccet senin sulbündendir, onların dokuzuncusu onların “Kaimi” dir."
Görüldüğü gibi Ehl-i Sünnet kaynaklarında da sadece On İki İmam veya emir açıklanmamış aksine onların isimleri de teker teker beyan olunmuştur. Bu konuda Ehli Sünnet kaynaklarında naklolunan rivayetlerin sayısı fazladır. Kunduzi Hanefi, Şeyh-ül İslam Hemuyeni’nin Feraidu’s-Simtayn’ından, İbni Abbas’dan şöyle naklediyor; Nasel adında bir yahudi Allah Resulünün huzuruna gelerek, tevhit hakkında bir takım sorular sordu. Hazret o soruların tamamına cevap verdikten sonra, Nasel ikna olup İslam getirdikten sonra şöyle dedi; Ya Resulullah, her Peygamberin bir vasisi vardır, sizin vasiniz kimdir? Şöyle buyurdular; Benim vasim Ali b. Ebu Talib’dir, ondan sonra kızımın çocukları olan Hasan ve Hüseyin’dir, onlardan sonra Hüseyn'in sulbünden olan dokuz İmamdır. Nasel şöyle dedi; Onların isimlerini bana söylemenizi temenni ederim. Hazret şöyle buyurdular; Hüseyin’den sonra, Ali, Ali’den sonra, Muhammed, sonra Cafer, sonra Musa, sonra Ali, sonra Muhammed, sonra Ali, sonra Hasan ve Hasan’dan sonra da Muhammed Mehdi’dir ve bunlar on iki tanedir. Daha sonra, Nasel onların nasıl şehit olacaklarını sorup, cevaplarını aldıktan sonra Allah’a, Resulüne ve Resulden sonra ki İmamlara şahadet getirdi." Yine Hafız ve Hace Kelan "Yenabi-ul Mevedde" de Harezmî'nin Menakib'inden Cabir b. Abdullah Ensariden şöyle naklederler; "Cendel b. Cünade b. Cübeyr adında bir Yahudi Resulü Ekrem (s.a.a)’in huzuruna gelerek, tevhit hakkında sorular sorup ikna edici cevaplar aldıktan sonra şahadet getirip Müslüman oldu ve şöyle dedi; Geçen gece rüyada Hz. Musa'nın hizmetine gittim bana şöyle dedi; Hatem-ül Enbiya Muhammed (s.a.a)’in eli ile İslam getir ve ondan sonra ki vasilerine tutun. Allah’a şükürler olsun ki beni İslam dini ile şereflendirdi. Şimdi bana, senin vasilerinin kim olduklarını söyle de, onlara tutunayım. Hazret şöyle buyurdular; Benim vasilerim on iki kişidir. Cendel şöyle dedi; Doğrudur, bende Tevrat'ta böyle görmüşüm, onların isimlerini bana beyan buyurmanız mümkün müdür? Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdular; Onların birincisi evliyaların efendisi, İmamların babası Ali, ondan sonra onun iki evladı Hasan ve Hüseyin'dir. Sen bu üçünü göreceksin ve ömrün tamam olacaktır. Zeynü’l-Abidin dünyaya geldiğinde senin bu dünyadan alacağın en son azık bir yudum süttür. Bunlara sarıl, sakın ola ki cahillerin cehaleti seni kandırmasın. Cendel şöyle dedi; Ben Peygamberlerin kitaplarında Ali, Hasan ve Hüseynin isimlerini “İlya, Şeber ve Şübeyr” olarak gördüm. Lütfen diğerlerinin isimlerini beyan ediniz; Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdular; “Hüseyn’in müddeti tamam oldu mu, onun oğlu Ali İmamdır ve ondan sonra onun oğlu Muhammed İmamdır ve sonra onun oğlu Cafer İmamdır ve ondan sonra onun oğlu Musa İmamdır ve sonra onun oğlu Ali İmamdır ve sonra onun oğlu Muhammed İmamdır ve sonra onun oğlu Ali İmamdır ve sonra onun oğlu Hasan İmamdır ve sonrasında da onun oğlu Muhammed Mehdi İmamdır. Bunların dokuzuncusu Muhammed Mehdi gaybete çekilecektir, yeryüzü zulüm ve adaletsizlikle dolduktan sonra zuhur edecek ve yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Ne mutlu onun gaybeti döneminde sabredenlere, ne mutlu onların Muhabbetine sahip olan takvalılara."
Zikredilen on iki imam rivayetlerini birçok kaynak nakletmiştir. Onlardan bazıları şunlardır:
1- Sahih-i Buhari, c. 8, s. 105 ve 127 2-Sahih-i Müslim, c. 3, s. 1452 ve 1453, kitab-ı İmaret 3-Müstedrek-i Hâkim, c. 4, s. 501 4-Müsnedi Ahmed b. Hanbelî, c. 5, s. 89–92–94–99–108 5-Sünen-i Tirmizi, c. 2, s. 35.
Ehteb Harezmî Ebu Selma’dan Peygamber (s.a.a)’in miracını anlatırken, Resul-i Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir; "Ey Muhammed, yer ehline bakıp onların arasından seni seçtim ve senin için kendi ismimden sana isim verdim. Ben zikir olunduğum zaman sende zikir olunacaksın, ben Mahmud’um ve sende Muhammed’sin. Sonra ikinci defa bakıp onların arasından Ali’yi seçtim, ona da kendi ismimden bir isim verdim. Ben "Ala"yım ve oda Ali’dir. Ey Muhammed, seni, Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve Hüseyn’in zürriyetinden olan diğer imamları kendi nurumdan yarattım ve sizin vilayetinizi yer ve gökler ehline sundum, kabul edenler benim katımda mümindir… Ey Muhammed onları (itretini) görmeyi ister misin? Ya Rabbi, evet dedim. Şöyle buyurdu; Arşın sağ tarafına bak. Oraya baktığımda şunları gördüm; “Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin, Ali b. Hüseyn, Muhammed b. Ali, Cafer b. Muhammed, Musa b. Cafer, Ali b. Musa, Muhammed b. Ali, Ali b. Muhammed, Hasan b. Ali ve Mehdi." Buyurdu ki, "Ey Muhammed, bunlar benim hüccetlerimdir. Bu (Mehdi) senin İtretinin kanını isteyecektir. Ey Muhammed, izzet ve celalime yemin olsun, O (Mehdi) benim düşmanlarımdan intikam alacaktır."
Yine Harezmî kendi kitabında İbni Şazan’dan Resul-i Ekrem (s.a.a)’in İmam Hüseyn'i öperek ona şöyle buyurduğunu nakletmiştir; "Sen seyidin oğlu seyitsin, sen seyitlerin babasısın, sen İmamın oğlu İmamsın ve İmamların babasısın, sen Allah’ın hüccetisin ve Allah’ın hüccetinin oğlusun ve Allah’ın hüccetlerinin babasısın. Dokuz tane hüccet senin sulbündendir, onların dokuzuncusu onların “Kaimi” dir."
Görüldüğü gibi Ehl-i Sünnet kaynaklarında da sadece On İki İmam veya emir açıklanmamış aksine onların isimleri de teker teker beyan olunmuştur. Bu konuda Ehli Sünnet kaynaklarında naklolunan rivayetlerin sayısı fazladır. Kunduzi Hanefi, Şeyh-ül İslam Hemuyeni’nin Feraidu’s-Simtayn’ından, İbni Abbas’dan şöyle naklediyor; Nasel adında bir yahudi Allah Resulünün huzuruna gelerek, tevhit hakkında bir takım sorular sordu. Hazret o soruların tamamına cevap verdikten sonra, Nasel ikna olup İslam getirdikten sonra şöyle dedi; Ya Resulullah, her Peygamberin bir vasisi vardır, sizin vasiniz kimdir? Şöyle buyurdular; Benim vasim Ali b. Ebu Talib’dir, ondan sonra kızımın çocukları olan Hasan ve Hüseyin’dir, onlardan sonra Hüseyn'in sulbünden olan dokuz İmamdır. Nasel şöyle dedi; Onların isimlerini bana söylemenizi temenni ederim. Hazret şöyle buyurdular; Hüseyin’den sonra, Ali, Ali’den sonra, Muhammed, sonra Cafer, sonra Musa, sonra Ali, sonra Muhammed, sonra Ali, sonra Hasan ve Hasan’dan sonra da Muhammed Mehdi’dir ve bunlar on iki tanedir. Daha sonra, Nasel onların nasıl şehit olacaklarını sorup, cevaplarını aldıktan sonra Allah’a, Resulüne ve Resulden sonra ki İmamlara şahadet getirdi." Yine Hafız ve Hace Kelan "Yenabi-ul Mevedde" de Harezmî'nin Menakib'inden Cabir b. Abdullah Ensariden şöyle naklederler; "Cendel b. Cünade b. Cübeyr adında bir Yahudi Resulü Ekrem (s.a.a)’in huzuruna gelerek, tevhit hakkında sorular sorup ikna edici cevaplar aldıktan sonra şahadet getirip Müslüman oldu ve şöyle dedi; Geçen gece rüyada Hz. Musa'nın hizmetine gittim bana şöyle dedi; Hatem-ül Enbiya Muhammed (s.a.a)’in eli ile İslam getir ve ondan sonra ki vasilerine tutun. Allah’a şükürler olsun ki beni İslam dini ile şereflendirdi. Şimdi bana, senin vasilerinin kim olduklarını söyle de, onlara tutunayım. Hazret şöyle buyurdular; Benim vasilerim on iki kişidir. Cendel şöyle dedi; Doğrudur, bende Tevrat'ta böyle görmüşüm, onların isimlerini bana beyan buyurmanız mümkün müdür? Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdular; Onların birincisi evliyaların efendisi, İmamların babası Ali, ondan sonra onun iki evladı Hasan ve Hüseyin'dir. Sen bu üçünü göreceksin ve ömrün tamam olacaktır. Zeynü’l-Abidin dünyaya geldiğinde senin bu dünyadan alacağın en son azık bir yudum süttür. Bunlara sarıl, sakın ola ki cahillerin cehaleti seni kandırmasın. Cendel şöyle dedi; Ben Peygamberlerin kitaplarında Ali, Hasan ve Hüseynin isimlerini “İlya, Şeber ve Şübeyr” olarak gördüm. Lütfen diğerlerinin isimlerini beyan ediniz; Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdular; “Hüseyn’in müddeti tamam oldu mu, onun oğlu Ali İmamdır ve ondan sonra onun oğlu Muhammed İmamdır ve sonra onun oğlu Cafer İmamdır ve ondan sonra onun oğlu Musa İmamdır ve sonra onun oğlu Ali İmamdır ve sonra onun oğlu Muhammed İmamdır ve sonra onun oğlu Ali İmamdır ve sonra onun oğlu Hasan İmamdır ve sonrasında da onun oğlu Muhammed Mehdi İmamdır. Bunların dokuzuncusu Muhammed Mehdi gaybete çekilecektir, yeryüzü zulüm ve adaletsizlikle dolduktan sonra zuhur edecek ve yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Ne mutlu onun gaybeti döneminde sabredenlere, ne mutlu onların Muhabbetine sahip olan takvalılara."
Zikredilen on iki imam rivayetlerini birçok kaynak nakletmiştir. Onlardan bazıları şunlardır:
1- Sahih-i Buhari, c. 8, s. 105 ve 127 2-Sahih-i Müslim, c. 3, s. 1452 ve 1453, kitab-ı İmaret 3-Müstedrek-i Hâkim, c. 4, s. 501 4-Müsnedi Ahmed b. Hanbelî, c. 5, s. 89–92–94–99–108 5-Sünen-i Tirmizi, c. 2, s. 35.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012