Yağlıdere: Giresun'un saklı cenneti ve insanlarının sesleri
Karadeniz'in yemyeşil doğasına kucak açan, Giresun'a bağlı şirin bir ilçe olan Yağlıdere, zengin tarihi, kendine özgü kültürü ve eşsiz doğal güzellikleriyle adeta bir saklı cennet
18.08.2025 00:20:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Karadeniz'in yemyeşil doğasına kucak açan, Giresun'a bağlı şirin bir ilçe olan Yağlıdere, zengin tarihi, kendine özgü kültürü ve eşsiz doğal güzellikleriyle adeta bir saklı cennet.
Bu cennetin derinliklerinde bir yolculuğa çıktığımızda, hem köklü bir geçmişin izlerini sürüyoruz hem de bugün bu topraklarda yaşayan insanların sesi olmaya çalışıyoruz.
Tarihin Derinliklerinden Gelen Bir Miras
Yağlıdere'nin tarihi, bölgenin genel tarihiyle iç içe geçmiş durumda. Antik çağlarda Kolhlar ve Haldiler gibi medeniyetlere ev sahipliği yapan bu topraklar, daha sonra sırasıyla Pontus, Roma ve Bizans İmparatorluklarının egemenliğine girmiş.
Türklerin Anadolu'ya girişiyle birlikte ise Danişmendliler, Selçuklular ve Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük devletlerin bir parçası haline gelmiş. Yağlıdere'nin adını ise, ilçe merkezinden geçen ve yöre halkının hayat damarı olan Yağlıdere Çayı'ndan aldığına inanılıyor.
Doğanın ve Kültürün Buluştuğu Nokta

Yağlıdere, el değmemiş doğasıyla adeta bir açık hava müzesi. Eşsiz yaylaları, gürül gürül akan dereleri ve yemyeşil ormanlarıyla doğaseverleri kendine hayran bırakıyor. İşte Yağlıdere'nin öne çıkan doğal ve kültürel zenginliklerinden birkaçı:
Yağlıdere Çayı: İlçeye hayat veren bu çay, çevresindeki yemyeşil bitki örtüsü ve serin sularıyla huzurlu bir atmosfer sunuyor.
Küçükköy Şelalesi: Yüksekten dökülen sularıyla büyüleyici bir manzara oluşturan şelale, doğa yürüyüşü ve fotoğrafçılık için ideal bir nokta.
Kümbet Yaylası: Giresun'un en bilinen yaylalarından biri olan Kümbet, Yağlıdere sınırları içinde yer almasa da bölgenin yayla kültürünü yansıtması açısından önemli. Ancak ilçenin kendi içinde Pazar, Taşınburnu ve Deregözü gibi daha küçük ama bir o kadar da özel yaylaları bulunuyor.
Yağlıdere Deresi ve Vadisi: Bu vadi, özellikle trekking ve doğa yürüyüşü tutkunları için benzersiz parkurlar sunuyor.
Yağlıdere'nin kültürü ise, Karadeniz'in sıcakkanlı ve misafirperver yapısını yansıtıyor. Yöresel horon dansları, kemençe eşliğinde yapılan sohbetler ve kendine özgü yemekleri (karalahana çorbası, hamsili pilav vb.) ilçe kültürünün temel taşları arasında yer alıyor.
Yağlıdere Halkının Gündemindeki Sorunlar

Her ne kadar doğal güzellikler ve zengin bir kültürle bezeli olsa da, Yağlıdere de birçok Anadolu ilçesi gibi çeşitli sorunlarla mücadele ediyor. Bölgenin en büyük sorunlarından biri, ekonomik zorluklar nedeniyle yaşanan göç.
Özellikle genç nüfus, daha iyi iş imkanları bulmak amacıyla büyük şehirlere göç ediyor. Bu durum, ilçenin nüfusunun azalmasına ve demografik yapısının değişmesine yol açıyor.
Ekonomik faaliyetler genellikle fındık tarımına dayalı, ancak fındık fiyatlarındaki dalgalanmalar çiftçileri zor durumda bırakabiliyor. Tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi, alternatif ürünlerin teşvik edilmesi ve yerel el sanatlarının desteklenmesi gibi çözümler, bu soruna yönelik atılabilecek adımlardan.
Altyapı eksiklikleri de halkın gündemindeki önemli bir diğer konu. Özellikle köylerdeki yol ve su sorunları, hayat standartlarını olumsuz etkiliyor. Sağlık ve eğitim alanında ise, daha iyi hizmetler için talepler bulunuyor.
Yağlıdere halkı, tüm bu zorluklara rağmen umudunu kaybetmiyor. Doğa turizminin geliştirilmesi, yayla şenlikleri gibi kültürel etkinliklerin daha fazla tanıtılması ve yerel ürünlerin markalaştırılması gibi projelerle ilçenin geleceği için adımlar atılıyor. Bu toprakların insanları hem geçmişin mirasına sahip çıkıyor hem de geleceğe umutla bakıyor.
Bu cennetin derinliklerinde bir yolculuğa çıktığımızda, hem köklü bir geçmişin izlerini sürüyoruz hem de bugün bu topraklarda yaşayan insanların sesi olmaya çalışıyoruz.
Tarihin Derinliklerinden Gelen Bir Miras
Yağlıdere'nin tarihi, bölgenin genel tarihiyle iç içe geçmiş durumda. Antik çağlarda Kolhlar ve Haldiler gibi medeniyetlere ev sahipliği yapan bu topraklar, daha sonra sırasıyla Pontus, Roma ve Bizans İmparatorluklarının egemenliğine girmiş.
Türklerin Anadolu'ya girişiyle birlikte ise Danişmendliler, Selçuklular ve Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük devletlerin bir parçası haline gelmiş. Yağlıdere'nin adını ise, ilçe merkezinden geçen ve yöre halkının hayat damarı olan Yağlıdere Çayı'ndan aldığına inanılıyor.
Doğanın ve Kültürün Buluştuğu Nokta

Yağlıdere, el değmemiş doğasıyla adeta bir açık hava müzesi. Eşsiz yaylaları, gürül gürül akan dereleri ve yemyeşil ormanlarıyla doğaseverleri kendine hayran bırakıyor. İşte Yağlıdere'nin öne çıkan doğal ve kültürel zenginliklerinden birkaçı:
Yağlıdere Çayı: İlçeye hayat veren bu çay, çevresindeki yemyeşil bitki örtüsü ve serin sularıyla huzurlu bir atmosfer sunuyor.
Küçükköy Şelalesi: Yüksekten dökülen sularıyla büyüleyici bir manzara oluşturan şelale, doğa yürüyüşü ve fotoğrafçılık için ideal bir nokta.
Kümbet Yaylası: Giresun'un en bilinen yaylalarından biri olan Kümbet, Yağlıdere sınırları içinde yer almasa da bölgenin yayla kültürünü yansıtması açısından önemli. Ancak ilçenin kendi içinde Pazar, Taşınburnu ve Deregözü gibi daha küçük ama bir o kadar da özel yaylaları bulunuyor.
Yağlıdere Deresi ve Vadisi: Bu vadi, özellikle trekking ve doğa yürüyüşü tutkunları için benzersiz parkurlar sunuyor.
Yağlıdere'nin kültürü ise, Karadeniz'in sıcakkanlı ve misafirperver yapısını yansıtıyor. Yöresel horon dansları, kemençe eşliğinde yapılan sohbetler ve kendine özgü yemekleri (karalahana çorbası, hamsili pilav vb.) ilçe kültürünün temel taşları arasında yer alıyor.
Yağlıdere Halkının Gündemindeki Sorunlar

Her ne kadar doğal güzellikler ve zengin bir kültürle bezeli olsa da, Yağlıdere de birçok Anadolu ilçesi gibi çeşitli sorunlarla mücadele ediyor. Bölgenin en büyük sorunlarından biri, ekonomik zorluklar nedeniyle yaşanan göç.
Özellikle genç nüfus, daha iyi iş imkanları bulmak amacıyla büyük şehirlere göç ediyor. Bu durum, ilçenin nüfusunun azalmasına ve demografik yapısının değişmesine yol açıyor.
Ekonomik faaliyetler genellikle fındık tarımına dayalı, ancak fındık fiyatlarındaki dalgalanmalar çiftçileri zor durumda bırakabiliyor. Tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi, alternatif ürünlerin teşvik edilmesi ve yerel el sanatlarının desteklenmesi gibi çözümler, bu soruna yönelik atılabilecek adımlardan.
Altyapı eksiklikleri de halkın gündemindeki önemli bir diğer konu. Özellikle köylerdeki yol ve su sorunları, hayat standartlarını olumsuz etkiliyor. Sağlık ve eğitim alanında ise, daha iyi hizmetler için talepler bulunuyor.
Yağlıdere halkı, tüm bu zorluklara rağmen umudunu kaybetmiyor. Doğa turizminin geliştirilmesi, yayla şenlikleri gibi kültürel etkinliklerin daha fazla tanıtılması ve yerel ürünlerin markalaştırılması gibi projelerle ilçenin geleceği için adımlar atılıyor. Bu toprakların insanları hem geçmişin mirasına sahip çıkıyor hem de geleceğe umutla bakıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.