Rojava artık Barzani'nin

IŞİD'in Kobani saldırısından sonra gelişen hadiseler Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bölgedeki olaylarla ilgili ifade ettiği tespitleri doğruluyor.Sayın Baş, IŞİD'in Kobani saldırısıyla Suriye'de özerklik peşinde olan Alevi Kürtlerin yarı yolda bırakıldığını, ABD'nin Yahudi Barzani kontrolünde bir Kürt devletinin önünü açtığını, bunun da Büyük İsrail Devleti projesinin bir basamağı olduğunu ifade etmişti.Neticede IŞİD, Kobani'de terör estirip birçok insanı katlederken, Yahudi Barzani sessiz kaldı, ne zaman ki 200 bin Kobanili Türkiye'ye geçip Kobani boşaldı Barzani'nin peşmergeleri buraya Türkiye üzerinden geçerek yerleşti.Bu arada 15 Ekim'den bu yana Yahudi Barzani'nin ev sahipliğinde Dohuk'ta Suriyeli Kürt liderlerle görüşmeler yapılıyordu.Suriyeli Alevi Kürtler Rojava adıyla anılan üç kantonlu bölgede özerkliklerini devam ettirme niyetindeydiler ve Barzani'nin buna müdahale etmesini istemiyorlardı. Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) de içinde yer aldığı Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) ile Barzani'nin desteklediği Suriye Kürt Ulusal Konseyi (KUK) arasında bu noktada bir mücadele yaşanıyordu.IŞİD saldırıları, Kobani'nin yerli halktan temizlenmesi ve Barzani'nin peşmergelerinin Kobani'ye girmesi KUK'un elini güçlendirdi ve TEV-DEM'in Barzani'nin şartlarını kabul etmesini sağladı. Böylece Rojava'nın kontrolü tamamen Yahudi Barzani'ye geçmiş oldu.Dohuk'ta yapılan görüşmelerde, Barzani'nin bu son ABD destekli hamleleriyle taraflar Barzani'nin lehine anlaşmaya vardılar.Bu anlaşma, siyasi, askeri ve idari bütün hususları kapsıyor. Bütün Suriyeli Kürt grupların üzerinde bir konsey oluşturulacak ve Barzani'nin peşmergeleri askeri unsur olarak kabul edilecek?KUK yetkilileri, üç kantonun yani Cezire, Kobani ve Afrin'in il statüsüne alınacağını, kanton sisteminin kaldırılacağını, hepsini kuşatan bir genel bir hükümet kurulacağını ifade ediyor. 11 Temmuz 2012 tarihinde Barzani'nin kontrolünde imzalanan Erbil Anlaşması'yla Suriye'de bulunan bütün Kürt partileri "Kürt Yüksek Konseyi" adı altında toplanmıştı ama Suriyeli Alevi Kürtlerin oluşturduğu PYD daha sonra buna hayır demiş ve Rojava'da özerk üç kanton oluşturmuştu.İşte ABD'nin yönlendirmesiyle, IŞİD saldırılarıyla ve Türkiye'nin de desteğiyle Suriyeli Alevi Kürtlerin Yahudi Barzani'nin istediği kıvama getirildiğini görüyoruz. ABD'nin, Türkiye'yi de bu işe sokması, Türkiye'nin çok başını ağrıtacak.Büyük İsrail Devleti yolunda taşlar yerli yerine oturuyor, gizlenen niyetler olaylarla açığa çıkıyor.Yahudi Barzani'nin kontrolünde gelişen bu değişim, Kürdistan projesinin Kürt halkının özgürlüğü için bir proje olmadığını, Büyük İsrail'in ikinci parçasının Kürdistan kılıfıyla kurulduğunun göstergesidir.Kürt kardeşlerimiz, bu gerçekleri görerek kendilerini Filistinli Müslümanların yaşadığı zulmü reva gören bu gidişata dur demelidir. Bunun yolu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üniter yapısıyla payidar olmasını sağlamaktan geçer; bazılarının dayattığı gibi ayrılıktan değil.Türkiye'de bir mücadele verilecekse, bu özerklik mücadelesiyle, ABD'nin istediği gibi ortalığı savaş alanına çevirmekle değil, Anayasamızda var olan hakların uygulanması noktasında olmalıdır.Eğer bugün bir adaletsizlik varsa, bu devletten ya da Anayasadan kaynaklanan bir adaletsizlik değildir; ABD ve AB adına iş gören siyasilerin yaptıkları yanlış uygulamalar sebebiyledir.Hep birlikte elbirliği içinde bu ülkeyi adaletli bir şekilde milli projelerle yönetecek, ülkemizi kainat devleti yapacak liderleri getirmenin mücadelesini vermeliyiz.