logo
17 HAZİRAN 2024

Ruh, sahibi Allah’ı arıyor

26.05.2024 00:00:00
Daha önce yazdığımız makalelerimizde altını çizdiğimiz önemli bir husus var; ruhun arayışı...
 
Allah'ın vecd sarayından kopup beden kalıbına giren ruh altın kafes içine konan kuş gibi 'aah vatan, aah vatan' diyor ve Bezm-i Elest hasretini çekiyor. Bu hasretin hem ferdi planda, hem sosyal planda değişik merhaleleri ve safhaları var.
 
Cenab-ı Halik, evvela ruhları yarattı ve onlara Elest Meclisi diye ifade edilen mecliste "Ben, sizin Rabbınız değil miyim?" sorusunu tevcih etti. "Ruhlar, evet, sen bizim, Rabbimizsin dediler." Müfessirler ve mutasavvıf âlimlerimiz (Allah şefaatlerinden ayırmasın) şunu söylüyorlar:
 
"Onlar bu sahnede Cenab-ı Hakk'ın güzelliğini seyrettiler, gördüler. Onun için O Güzeli arıyorlar. O'nun kokusunu aldılar. Öyle güzel bir koku arıyorlar. O'nun sesini duydular. O kadar güzel bir ses ki insan o sesi arıyor."
 
Hakikaten de insanoğlunda güzele, güzel kokuya, güzel sese karşı bir meyil, bir istidad vardır. Onu yok edemezsiniz. Neden? Çünkü istidad, insana Allah'ı hatırlatıyor. O kokuyu alıyorsun, "acaba O mu?", güzel sesi duyuyorsun, "acaba o ses mi?", bir güzel cemal görüyorsun, "acaba O mu?" diyorsun. Aradan biraz zaman geçiyor, ruhun "hayır O değil" diyor.
 
Demek ki ruh, hep O'nu arıyor. Zaten insanoğlu Allah'tan geldi yine O'na gidecek. "Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz." 
 
Bu dönüşü insan ölmeden yapar (ki buna vuslat diyoruz) Allah'a vâsıl olursa, Allah'ı tanırsa, Allah ile beraber olursa, dünya hayatı itminan mertebesinde geçer. Dünyada mutmain olur; yaptığı, yaşadığı her şeyden zevk alır. Çünkü O'nunla beraberdir. Sevdalısıyla beraber olan bir delikanlının hali ne ise insan da öyledir. Şimdi biz O'ndan kopmuş durumdayız.
 
İman her şeyin özüdür
 
Bugün, en doruk noktadaki insanımızdan en alt kademedeki insanımıza kadar herkesi hukukla, kanunla takip etmeye çalışıyoruz. Kanunla yola koymaya çalışıyoruz. Kanun olmayacak mı? Olmasın, demiyoruz. Fakat herkes kanunla takip edilemez ki, herkesin başına bekçi-polis koyamazsın ki!...
 
Şimdi şu anlatacağım ölçüyü bir ele alalım:
 
Öyle bir Allah ki; O benim dostum, O benim sevgilim. O'nunla olduğum zaman ben hürüm, ben huzurluyum, ben her şeyin hesabını O'na vereceğim. Zerre kadar hayır olsa onun mükâfatını alacağım, şer olsa cezasını çekeceğim. 
 
Ayette "Zerre kadar hayrın mükâfatı, zerre kadar şerrin de cezası, mücazatı var" buyruluyor. Bu inançla Allah ile beraber dostsunuz, arkadaşsınız. Kiramen-Katibin O'nun emriyle iş yapıyorlar. 
 
Bu anlayıştaki insanın yanlış yapması mümkün olabilir mi? Ona neyi teslim edersen et, erkekse elini haram olan bir şeye uzatsın, gözünü haram olana bir şeye çevirsin; bu mümkün değildir. Biz bugün maalesef bu kontrol mekanizmasından mahrumuz. "İman ne işe yarar?"
 
İman, her şeyin aslıdır, özüdür. İnsan bunu kaybetti mi; ondan nereye dinamit koyacak diye beklersin. Hangi bomba ile bilmem neresi uçurulacak diye beklersin. 
 
Ama nefsinin temeline, zemime ahlakına, ibadet dinamitini koyan, ibadet dinamiti ile onu havaya uçuran bir fert, Tevhid'i kendi iç tabiatında, Rabbini kendi iç tabiatında yaşamaya, O'nunla beraber olmaya başlar ki ona neyi emanet edersen et; onun tuttuğu her şeyde bereket olur. 
 
Dikkat edilirse; bugün 'bereket' kelimesi ortadan kalktı, kullanmıyoruz, zannıma göre de lügatten de çıkardılar. Niye? O'nunla olmadığımız için... O'nunla olan insanın yaptığı işlerde bereket olur.
 
Ruh, Allah'ı arıyor. Allah'a giden yolu Allah gösterdi. Cenab-ı Hak, o yolu gösterdi. O yol sırat-ı müstakimdir. O yoldan gittiğin zaman Rabbınla beraber olursun. O'nun tecellilerine erersin. O muhabbeti, o hazzı, o tadı, gönül kulvarında doya doya yaşarsın. Bugün insanımız, kısaca bütün insanlık, bunu arıyor.
 
Bir örnek verirsek; bütün dünyanın kalkıp da Mevlana Hazretlerini ziyarete gelmesinin temel esprisi, Mevlana Hazretlerinin boyu, karakaşı, kara gözü değildir. 
 
Hz. Mevlana insanların kalp kulvarında Allah'a nasıl gideceğinin yolunu gösteriyor, mesajını veriyor. Onun için de adamlar koşa koşa geliyorlar. 
 
Eğer biz hakikaten millet olarak vazifemizi yapabilsek daha çok koşacaklar. Şu anda adamlar bizi Hıristiyan yapmaya çalışıyorlar. Biz, kapımıza gelen insanları, Mevlana'yı bu derece sevmelerine rağmen İslam edemiyorsak bunun günahı, vebali bizimdir. Hazine bizim elimizdedir.
 
Yeri gelmişken bir hatıramı nakledeyim: İ972-73 olması lazım, Konya'da, bir Mevlana ihtifalindeyiz. İtalyan asıllı Anna Masalla isminde Müslüman olmuş bir profesör orada şunları söyledi: "Siz, Türkler, hazine üstünde oturan dilencilere benziyorsunuz. Mevlana gibi bir hazineniz var. Yunus gibi bir hazineniz var. Bizde bunlar yok." 
 
Tabii ki bunlar birer hazinedir. Bunların kalp kapağını açtın mı doğru Allah'a gidiyorsun. İşte bunlar, bizi biz yapan değerlerdir. Bu değerleri eğer hayatımıza geçirebilirsek hiç korkmayalım.
 
Peki, Mevlana gibi Hak dostu zâtlar bu muhabbetin kaynağını nereden alırlar? Yarın devam edecek (Prof. Dr. Haydar Baş İcmal Dergisi Aralık 2017)
 
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
Malatya deprem
Akçadağ ilçesinde 4.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi
Acil servisler doldu taştı
Acemi kasaplar hastanelik oldu
Bahçeli gazetecilerin sorularını yanıtladı
'Cumhur İttifakı devam edecektir'
2 milyonu aşkın Müslüman hacı oldu
Hacılar bayram namazlarını Kabe'de kıldı
Mescid-i Aksa'da bayram namazı
Kısıtlamalar altında kılındı
Atatürk'ün hazırlattığı hutbeler
Kurban Bayramı
Hz. Adem’den günümüze kurban
Arafat'tan Müzdelife'ye
Milyonlar Arafat Vakfesini yaptı
Putin'i kızdıracak cevap
'Bu tür mesajları Hitler de gönderiyordu'
"Rusya olmadan bir barış süreci düşünülemez"
Ukrayna Barış Zirvesi başladı
G7 ülkeleri Putin'in 'ateşkes' teklifini ciddi bulmadı
Açıklama Almanya Başbakanı'ndan geldi
15 Temmuz Köprüsü eylemcisi tutuklandı
1 saat süren eylem trafiği kilitlemişti
Neredesin Ticaret Bakanlığı?
Kim durduracak bu soygunu?
'CHP'nin başındaki arkadaş...'
Erdoğan'dan Özel'e tepki, Bahçeli'ye takdir
Şehitliklerde hüzün
Buruk bayram arefesi
Malatya deprem
Akçadağ ilçesinde 4.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi
Acil servisler doldu taştı
Acemi kasaplar hastanelik oldu
Bahçeli gazetecilerin sorularını yanıtladı
'Cumhur İttifakı devam edecektir'
2 milyonu aşkın Müslüman hacı oldu
Hacılar bayram namazlarını Kabe'de kıldı
Mescid-i Aksa'da bayram namazı
Kısıtlamalar altında kılındı
Atatürk'ün hazırlattığı hutbeler
Kurban Bayramı
Hz. Adem’den günümüze kurban
Arafat'tan Müzdelife'ye
Milyonlar Arafat Vakfesini yaptı
Putin'i kızdıracak cevap
'Bu tür mesajları Hitler de gönderiyordu'
"Rusya olmadan bir barış süreci düşünülemez"
Ukrayna Barış Zirvesi başladı
G7 ülkeleri Putin'in 'ateşkes' teklifini ciddi bulmadı
Açıklama Almanya Başbakanı'ndan geldi
15 Temmuz Köprüsü eylemcisi tutuklandı
1 saat süren eylem trafiği kilitlemişti
Neredesin Ticaret Bakanlığı?
Kim durduracak bu soygunu?
'CHP'nin başındaki arkadaş...'
Erdoğan'dan Özel'e tepki, Bahçeli'ye takdir
Şehitliklerde hüzün
Buruk bayram arefesi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.