Rusların görüp Türk milletinin görmediği

Tarih böyle bir aymazlığı, böyle bir duymazlığı, böyle bir inadı kaydetmiş midir, bilmiyorum?BOP'un dolap beygirleriDünya batmış gidiyor; ekonomiden adalete, hukuktan ahlaka iflas üstüne iflas yaşıyor. Bölgemiz katliam alanına, kan gölüne dönmüş, insanlık boğuluyor. Ülkemiz kaostan kaosa sürükleniyor? Kimsenin bir çözümü yok, söyleyecek sözü, gösterecek yolu yok.Siyaset erbabı, aydın görülen yahut alim geçinen takım, bilerek veya bilmeyerek insanımızın ve insanlığın birbirini boğazlaması için uğraşıyor.Dünya bu destanı okuyorYerel ve küresel ölçekli böylesi vahim vaziyette bir Allah kulu çıkmış; ekonomiden sosyal adalete çözümler ortaya koyuyor, birlik, kardeşlik ve huzurun formüllerini vazediyor?Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu, dünya çapında çıkış ve kurtuluş destanları yazıyor, kahramanlıklar kaydediyor.Vakıa şu; 1990'lı yıllarda dağılan ve can çekişen Rusya, Prof. Dr. Baş'ın modeliyle şahlandı, dünyanın denge kutbu oldu. BRICS ülkeleri, Şili, Brezilya başta olmak üzere 120'yi aşkın ülke Prof. Dr. Baş'ın modelini içselleştiriyor, uygulamaya koyuyor,düze çıkıyor.Dünya, Prof. Dr. Haydar Baş destanını okuyor.Prof. Dr. Baş ve kadrosunun 27 Şubat 2013'te Rusya Federasyonu Devlet Duması'nda ağırlanmasının manası budur. 13 Haziran 2014 günü İstanbul Ataköy Sheraton Otel'de Rusya Devlet Dumasıerkanı ile Prof. Dr. Baş arasında imzalanan ekonomik, sosyal, siyasal ve dış politik işbirliği protokolünün manası budur.Devlet adamı nişanıRusya Duma Meclisierkanı, Prof. Dr. Baş'a ekonomi nişanı veya iktisat ödülü vermiyor; devlet ve hükümet başkanlarına takılan Devlet Duması Nişanı takıyor.Kör göz ve gönüllere sokulası bir nişan bu!Türk siyaseti, aydın ve alim geçinen takımı ise kan gölüne çevrilen coğrafyamızda çelik-çomak oynuyor.Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesiyle yerelden küreselölçeğe sulhu, birliği, ekonomik ve sosyal adaleti dava edinmesi ve bu eksende ortaya konanları baş tacı etmesi gereken Türk milleti ise, tam bir kalp ketumluğu ve aymazlık yaşıyor. Türk milletinin bu ketum kalp vaziyeti ve cüzdana mahkumvicdan pozisyonu, vallahi yerel ve bölgesel belalara davetiye çıkartıyor.Rusya ile Prof. Dr. Baş arasındaki anlaşmanın iktisadî yönü kadar, sosyal barış ve insan hakları yönü de önemlidir, hayatidir.Ilımlı İslam değil; Hz. Peygamber'in İslam'ıİstanbul'daki işbirliği imza töreni, Prof. Dr. Baş'ın Sosyal devlet anlayışının, medeniyet duruşu ve Müslümanlığının, Rusya tarafından benimsenmesinin dünya ilan edilmesidir.Nitekim Rus heyetinin konuşma ve hitapları da bu eksende olmuştur.200'e yakın dini ve etnik farklılığı bünyesinde barındıran dev Rusya, Arap baharı benzeri bir tezgahla sosyal barışının bozulmasındanendişe ediyordu? Prof. Dr. Baş'tan öyle bir Müslümanlık, öyle bir Sosyal devlet anlayışı görüp öğrendiler ki, insan haklarını sunan el oldular, barışı ve huzuru temin ettiler. Rusya'daki tüm kesim ve Müslümanlar hak ve hukuklarına kavuşma yoluna girdiler. Rusya, huzur ve barış ülkesi olmaya koşuyor.Çünkü Rusya'nın, Prof. Dr. Baş'tan gördüğü Müslümanlık, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'in İslam modelidir; Türkiyeli İslamcı takımının tutulduğu İngiliz ve Amerika'nın Ilımlı İslam'ı değil?Hz. Peygamberin beyanıyla, elinden ve dilinden insanların selamette olduğu, elinden ve dilinden insanların fayda gördüğü insandır gerçek Mü'min ve Müslüman? Haydar Hoca böyle bir Müslüman'dır. Rusya da bu Müslüman'a meftundur.Prof. Dr. Baş, hem hayatıyla, hem de elinden ve dilinden insanlığın fayda görmesiyle herkese örnek oldu; Rusya gördü, Müslüman Haydar Hoca'ya ıslak yama gibi sarıldı. Birçok Rus Müslüman oldu.Türk milleti ise bu iman adamını görmedi, görmezlikten geldi.En tehlikeli vaziyet gönüllerin taşlaşmasıProf. Dr. Baş, Rusya'yı Müslüman etti, fakat Türk siyaseti ve Türk milleti, Amerika'nın safında batıla hizmette ayak diretiyor.Şu büyük farkı görmeliyiz: Türkiyeli İslamcıların eliyle insanlık ve bölgemiz kan görüyor, katliam görüyor, işgal yaşıyor, milyonlarca Müslümanın kellesi uçuyor. Prof. Dr. Baş'ın eliyle ise hayır görüyor,ekonomik bereket görüyor, sosyal adalet buluyor, onurlu hayat yaşıyor.Bu apaçık gerçekler karşısında, ayet-i kerimenin beyanıyla "taş bile çatlar, ırganır, yuvarlanır, canlanır; içinden hayat suyu fışkırır" (Bakara Suresi 2/74)?Lakin BOP'taki katliam ve işgallere ortaklık, Türkiyeli İslamcı güruhun gönüllerini öyle taştan beter etmiş ki, ne ırganıyor, nede tek damla ıslanıyor.Bela işte bu, belaya davetiye bu!Millet, kendine şu suali sorsun ve cevap bulsun: AKP hükümeti değil de, şayet İngiliz Sömürgeler Bakanlığı veya Amerikan Eyalet Valiliği, Türkiye'yi yönetmiş olsaydı, bugün ülkemizde ve coğrafyamızda Müslümanlara dönük daha kötü ne yaşatılabilirdi, daha vahim hangi uygulama icraata konabilirdi?