Sınır bölgelerinde son günlerde cereyan etmekte olan kısmi saldırıları gerekçe gösteren Şaron yönetimi, Filistin ile ipleri germeye başladı.
Hemen hergün Filistinlileri beşer onar katleden Şaron'un asıl amacı Filistin tarafına yüklenerek daha dayatmacı bir hava oluşturmak.
Arafat sonrası genel seçimlerden başarıyla çıkan Abbas yönetiminin uzattığı zeytin dalını kırma niyetindeki İsrail, ileriki sürece dair anlamlı bir adım atacak görünmüyor.
"Şu aşamada ne kadar anlaşmaz olunursa o kadar rahat pazarlık gücü olur" diye düşünen Şaron'a Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin baskı yapması kaçınılmaz.
Amerikan Dışişleri Bakanı Powell, Şaron'un son gerginliği karşısında "umarım bu düşünce kalıcı değildir" diye kanaat geliştirirken Filistinli muhalifler daha ağır eleştiriler getirdiler.
Filistin davasının önemli isimlerinden Ahmed Kurey, Şaron'un ikiyüzlü tavır sergilediğini ve amacının da barış olmadığını kaydetti.
Filistin seçimlerinin hemen ardından büyük ülkeler ve bölgesel güç merkezleri ılımlı bir aşama beklerlerken, İsrail tarafının ortaya koyduğu bu katı tutum bölge için barış umutlarını söndürmüş oldu.
Sınır bölgelerinde okula giden çocukları gözünün yaşına bakmadan öldüren, hamile Filistinli kadınların hastaneye geçişlerini engeleleyerek hayatlarını riske atan, ihtiyar insanları militan diye yaftalayarak kurşuna dizen Şaron yönetimi, sınır bölgelerindeki kısmi olayları gerekçe göstererek şiddet politikasını meşrulaştırmaya soyunuyor.
Sınır kapatma ve yeni dayatma politikalarının Filistin seçimlerinin hemen ardından gelmesi İsrail'in barış değil, kaos adına hareket ettğini gösteriyor.
Uluslararası kurumlar Orkadoğu'da barış adına yeni bir süreç beklerlerken Şaron'un ilk adımda bu barışa çomak sokmasını bakamlım barış adına yola çıkan sözde büyük ülkelerin tutumundan ne tür bir değişiklik gösterecek.
Arafat'ın ardından halaylar çekenler bakalım Abbas'ın bu haklı davasında nerede duracaklar.
Kılavuzu Şaron olan liderlerin siyonist eylemler adına daha neler yapacaklarını yakından izlemek gerek.
Hemen hergün Filistinlileri beşer onar katleden Şaron'un asıl amacı Filistin tarafına yüklenerek daha dayatmacı bir hava oluşturmak.
Arafat sonrası genel seçimlerden başarıyla çıkan Abbas yönetiminin uzattığı zeytin dalını kırma niyetindeki İsrail, ileriki sürece dair anlamlı bir adım atacak görünmüyor.
"Şu aşamada ne kadar anlaşmaz olunursa o kadar rahat pazarlık gücü olur" diye düşünen Şaron'a Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin baskı yapması kaçınılmaz.
Amerikan Dışişleri Bakanı Powell, Şaron'un son gerginliği karşısında "umarım bu düşünce kalıcı değildir" diye kanaat geliştirirken Filistinli muhalifler daha ağır eleştiriler getirdiler.
Filistin davasının önemli isimlerinden Ahmed Kurey, Şaron'un ikiyüzlü tavır sergilediğini ve amacının da barış olmadığını kaydetti.
Filistin seçimlerinin hemen ardından büyük ülkeler ve bölgesel güç merkezleri ılımlı bir aşama beklerlerken, İsrail tarafının ortaya koyduğu bu katı tutum bölge için barış umutlarını söndürmüş oldu.
Sınır bölgelerinde okula giden çocukları gözünün yaşına bakmadan öldüren, hamile Filistinli kadınların hastaneye geçişlerini engeleleyerek hayatlarını riske atan, ihtiyar insanları militan diye yaftalayarak kurşuna dizen Şaron yönetimi, sınır bölgelerindeki kısmi olayları gerekçe göstererek şiddet politikasını meşrulaştırmaya soyunuyor.
Sınır kapatma ve yeni dayatma politikalarının Filistin seçimlerinin hemen ardından gelmesi İsrail'in barış değil, kaos adına hareket ettğini gösteriyor.
Uluslararası kurumlar Orkadoğu'da barış adına yeni bir süreç beklerlerken Şaron'un ilk adımda bu barışa çomak sokmasını bakamlım barış adına yola çıkan sözde büyük ülkelerin tutumundan ne tür bir değişiklik gösterecek.
Arafat'ın ardından halaylar çekenler bakalım Abbas'ın bu haklı davasında nerede duracaklar.
Kılavuzu Şaron olan liderlerin siyonist eylemler adına daha neler yapacaklarını yakından izlemek gerek.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005