"Bir o yana bir bu yana gezme şaşkın
Tenhalarda menhalarda bitmiş aşkın!"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kahpe kalkışma faillerinden ve arananların başında gelen 'Hava imamı!' Adil Öksüz'ün Türkiye'de saklandığını açıklamış; "Birileri koruyor ama eninde sonunda yakalanacak!" demiş!
Adil Öksüz hadisesinin çok önemli olduğunu, Türkiye'de bu kadar saklanabilmesinin onun yetenekleriyle ilgili olmadığını belirten Bozdağ; "O kadar yetenekli bir adam olmadığını düşünüyorum. SAS komandoları bile kaçamadılar yani Adil Öksüz'ün kaçabilme ihtimali yok" demiş!.. Derleeeer, derler!
Burası Türkiye!
Olmazların oldurulduğu, imkânsız zannedilenlerin sıradanlaştığı sıradışı bir memleket!
Bu sıradışılığı da "İleri Demokrasi" sayesinde yakaladığımız, "Huzûr ve İstikrâr"a borçluyuz!
Bu yüzden olan hiç bir şeye şaşırmam, "Şaşırırsam şaşırın!" demiştik defalarca..
Hazır olun! Şaşırdım, şaşırın!
Paralelleri, teyetleri, yamukları Kozmik Oda'ya sokup "Devlet Sırrı" kavramını yerle yeksan eden İleri Demokrat Yeniden Osmanlıcı Yeni Türkiyeciler' in, bir firâriyi yakalayamamaları olabilir mi?
Aralarından kara kedi geçen kadim yol arkadaşlarının sıradan bir "Hava İmamı!"nı, dolayısıyla onu saklayan labirentleri bugüne kadar bilememeleri düşünülebilir mi? Şaşırdım!
Çünkü değil Türkiye'de, bölgede ve Ortadoğu'da bizden habersiz kuş uçamaz, biliyoruz!
Sınırlarımız "Yolgeçen Hanı" değil! İnsansız Hava Araçlarıyla dağları-taşları, inleri-mağaraları, çölleri-sahraları bombardıman eden kontrol altında tutan İleri Demokrat Yeniden Osmanlıcı Yeni Türkiyeciler'in ülkesinde; insanlı araçlarla tonlarca patlayıcıyla Diyarbakır'da, İstanbul'da, Başkent Ankara'da Devlet Mahallesi'nde toplu katliamlar falan yaşanmadı, yaşanamaz! Bu komplo teorileri "Huzur ve İstikrar"ı çekemeyenlerin ürettikleri bozguncu senaryolar!
Çok bilinen bir fıkra: Nasreddin Hoca'yı sokak kandilinin altında aranırken görürler:
- Hoca! Hayr'ola, ne aranıyorsun?
- Sikkemi düşürdüm...
- Nerede düşürdün? Hoca, aramaya devam ederek eliyle karşıda bir yerleri gösterir;
- Oralarda bir yerde...! Der..
- Neden burada arıyorsun o zaman Hoca? Şeklindeki hayret yüklü soruya, gayet sakin ve bilge bir tavırla:
- Oralar karanlık, bulamam!...
Vallahi haklısınız!
Ne yaparsanız yapın, kimle nasıl dalganızı geçerseniz geçin!
İki Kere Gâzi Meclis'te kurulan; "Sakın Araştırma Komisyonu" Başkanını gördükten sonra; sizin karanlıkta kaybettiklerinizi, sokak lambalarının altında, sizin yerinize aramaya hevesli o kadar çok İleri Demokrat Yeniden Osmanlıcı Yeni Türkiyeci var ki! Siz kaybedin, onlar bulamamak için aranıp dursunlar! İstemediğiniz kadar da Demokrasi Nöbeti tutarlar; yol bir iş iki, gölün taşı çölün kuşu!
Bir saklambaç oynanıyor!
Saklanan açıkta, ebe ortada, sobelenen yok!
Yine şaşırırsam şaşırın!
Heeey! Hava-civa İmamı!
Heeey! Köksüz-öksüz!
Elma dersem çık, armut dersem çıkma!
Arkasına saklandığın adamlar, bulmamak için ışıklı yerleri arayıp-tarıyorlar!
Heeey! Köksüz-öksüz! Armut, armut, armuuuut!
HÜSRAN
"Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,
İslâmı uyandırmak için haykıracaktım.
Gür hisli, gür îmanlı beyinler coşar ancak,
Ben zaten uzun-boylu düşünmekten uzaktım!
Haykır! Kime lâkin? Hani sahipleri yurdun?
Ellerdi yatanlar sağa baktım, sola baktım;
Feryâdımı artık boğarak na'şını tuttum
Bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.
Seller gibi vadiyi enînim saracakken,
Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım.
Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz;
İnler Safahat'ımdaki husran bile sessiz!"
Diye 1919'larda inleyen Mehmet Âkif' in şaşırmamasına da şaşırmadan yüz yıl geçirmişiz farkında mısınız?
Soru mu şimdi benimki de?
Farkında olsanız şaşırırsınız ve biz de şaşırmanıza şaşırırız!
"Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vaadettiği günler Hakk'ın;
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın."
Şaşırmayacağız ama her şeye ve herkese rağmen ümitsizliğin imansızlık olduğunu bilerek ümitsizliğe de düşmeyeceğiz ve vakti-saati geldiğinde Ülkenin ve Devletin asıl sahibi bir Millet Evladı, meselelere sahip çıktığında, bu kadar yıldır bizi şaşırtamayanların şaşırmalarını izleyeceğiz şaşırmadan Allah'ın izniyle..
"KORKMA! KORKTUKLARI OL, TÜRK OL.." Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Tenhalarda menhalarda bitmiş aşkın!"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kahpe kalkışma faillerinden ve arananların başında gelen 'Hava imamı!' Adil Öksüz'ün Türkiye'de saklandığını açıklamış; "Birileri koruyor ama eninde sonunda yakalanacak!" demiş!
Adil Öksüz hadisesinin çok önemli olduğunu, Türkiye'de bu kadar saklanabilmesinin onun yetenekleriyle ilgili olmadığını belirten Bozdağ; "O kadar yetenekli bir adam olmadığını düşünüyorum. SAS komandoları bile kaçamadılar yani Adil Öksüz'ün kaçabilme ihtimali yok" demiş!.. Derleeeer, derler!
Burası Türkiye!
Olmazların oldurulduğu, imkânsız zannedilenlerin sıradanlaştığı sıradışı bir memleket!
Bu sıradışılığı da "İleri Demokrasi" sayesinde yakaladığımız, "Huzûr ve İstikrâr"a borçluyuz!
Bu yüzden olan hiç bir şeye şaşırmam, "Şaşırırsam şaşırın!" demiştik defalarca..
Hazır olun! Şaşırdım, şaşırın!
Paralelleri, teyetleri, yamukları Kozmik Oda'ya sokup "Devlet Sırrı" kavramını yerle yeksan eden İleri Demokrat Yeniden Osmanlıcı Yeni Türkiyeciler' in, bir firâriyi yakalayamamaları olabilir mi?
Aralarından kara kedi geçen kadim yol arkadaşlarının sıradan bir "Hava İmamı!"nı, dolayısıyla onu saklayan labirentleri bugüne kadar bilememeleri düşünülebilir mi? Şaşırdım!
Çünkü değil Türkiye'de, bölgede ve Ortadoğu'da bizden habersiz kuş uçamaz, biliyoruz!
Sınırlarımız "Yolgeçen Hanı" değil! İnsansız Hava Araçlarıyla dağları-taşları, inleri-mağaraları, çölleri-sahraları bombardıman eden kontrol altında tutan İleri Demokrat Yeniden Osmanlıcı Yeni Türkiyeciler'in ülkesinde; insanlı araçlarla tonlarca patlayıcıyla Diyarbakır'da, İstanbul'da, Başkent Ankara'da Devlet Mahallesi'nde toplu katliamlar falan yaşanmadı, yaşanamaz! Bu komplo teorileri "Huzur ve İstikrar"ı çekemeyenlerin ürettikleri bozguncu senaryolar!
Çok bilinen bir fıkra: Nasreddin Hoca'yı sokak kandilinin altında aranırken görürler:
- Hoca! Hayr'ola, ne aranıyorsun?
- Sikkemi düşürdüm...
- Nerede düşürdün? Hoca, aramaya devam ederek eliyle karşıda bir yerleri gösterir;
- Oralarda bir yerde...! Der..
- Neden burada arıyorsun o zaman Hoca? Şeklindeki hayret yüklü soruya, gayet sakin ve bilge bir tavırla:
- Oralar karanlık, bulamam!...
Vallahi haklısınız!
Ne yaparsanız yapın, kimle nasıl dalganızı geçerseniz geçin!
İki Kere Gâzi Meclis'te kurulan; "Sakın Araştırma Komisyonu" Başkanını gördükten sonra; sizin karanlıkta kaybettiklerinizi, sokak lambalarının altında, sizin yerinize aramaya hevesli o kadar çok İleri Demokrat Yeniden Osmanlıcı Yeni Türkiyeci var ki! Siz kaybedin, onlar bulamamak için aranıp dursunlar! İstemediğiniz kadar da Demokrasi Nöbeti tutarlar; yol bir iş iki, gölün taşı çölün kuşu!
Bir saklambaç oynanıyor!
Saklanan açıkta, ebe ortada, sobelenen yok!
Yine şaşırırsam şaşırın!
Heeey! Hava-civa İmamı!
Heeey! Köksüz-öksüz!
Elma dersem çık, armut dersem çıkma!
Arkasına saklandığın adamlar, bulmamak için ışıklı yerleri arayıp-tarıyorlar!
Heeey! Köksüz-öksüz! Armut, armut, armuuuut!
HÜSRAN
"Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,
İslâmı uyandırmak için haykıracaktım.
Gür hisli, gür îmanlı beyinler coşar ancak,
Ben zaten uzun-boylu düşünmekten uzaktım!
Haykır! Kime lâkin? Hani sahipleri yurdun?
Ellerdi yatanlar sağa baktım, sola baktım;
Feryâdımı artık boğarak na'şını tuttum
Bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.
Seller gibi vadiyi enînim saracakken,
Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım.
Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz;
İnler Safahat'ımdaki husran bile sessiz!"
Diye 1919'larda inleyen Mehmet Âkif' in şaşırmamasına da şaşırmadan yüz yıl geçirmişiz farkında mısınız?
Soru mu şimdi benimki de?
Farkında olsanız şaşırırsınız ve biz de şaşırmanıza şaşırırız!
"Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vaadettiği günler Hakk'ın;
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın."
Şaşırmayacağız ama her şeye ve herkese rağmen ümitsizliğin imansızlık olduğunu bilerek ümitsizliğe de düşmeyeceğiz ve vakti-saati geldiğinde Ülkenin ve Devletin asıl sahibi bir Millet Evladı, meselelere sahip çıktığında, bu kadar yıldır bizi şaşırtamayanların şaşırmalarını izleyeceğiz şaşırmadan Allah'ın izniyle..
"KORKMA! KORKTUKLARI OL, TÜRK OL.." Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017