Osmanlı Devletinin birinci Genel Savaşa katılması sonuncunda, başta İstanbul olmak üzere yurdun bir çok bölümünde, gerek hükümet mensuplarının ve gerekse belediyelerin kayırdığı nüfuzlu kişilerce vurgunculuk yapılmıştır. Haksız kazanç ve servet sahibi olunmuştur. Her zaman olduğu gibi geniş halk kitlelerinin kazançları, karaborsa ve hileli ticari yöntemlerle ellerinden alınmıştır. Sonuçta açlık ve sefalet yaygın hale gelince, halkın durumu Meclis-i Mebus an'da konuşulmaya hal çareleri aranmaya başlanmıştır. Meclisteki konuşmaların ve tenkitlerin baskısı karşısında Hükümet, İstanbul'da, İstanbul Şehreminliği (Belediyesi), taşrada da şehir Şehreminlikleri ve İstanbul'da İttihat Terakki Heyet-i Merkeziyet teşkilatı, vurgunculuğun önlenmesi için bazı önleler alır. İstanbul ve taşradaki merkezi şehirlerde sermaye sahibi kişilerce halkın genel ihtiyaçlarını karşılayabilecek şirketler kurulur. Hükümetin önderliğinde kurulan bu büyük şirketler şunlardır: 1-Anadolu Milli mahsulât şirketi 2- Ekmekçiler derneği 3- Milli kantarcılar derneği gibi. Fakat ihtikâr ve vurgunculuk önlenemez. Bunun üzerine bu şirketlerin yaptıkları ihtikâr ve vurgunculuktan partiye gelebilecek zararların önlenmesi içinde parti tarafından dernekler kurulur. Bu cemiyet ve dernekler, şirketler tarafından yapılan yolsuzluklara karşı halkın haklarını savunarak parti teşkilatını haksız tenkitlerden korumaya çalışırlar. Yolsuzluk yapan şirketler hükümete duyurulur. Hükümet içerisinde bu işlerin takibinden sorumlu olan Bakan İçişleri Bakanı Talat Paşadır. O bu sorumluluğu İttihat Terakki'nin 1916 kongresinde söyle ifade etmiştir: "İstanbul'un dört aydan beri geçirdiği buhranı dakika, dakika takip eden cemiyet ve bilhassa İstanbul Merkezi tasvir edilen hal ve ihtiyaca binaen bu işe müdahaleye mecbur olmuş ve bendenizi bu işe nezaret ve tedvir için memur etmiştir."Hükümet 19 Ağustos 1915te şehreminlilerine(Belediyelere) şu yetkileri vermiştir: "Şehreminliği meclisi halkın genel ihtiyaçlarından olduğuna karar verdiği nesnelerden gerekli bildiklerinin nasıl satılabileceği hakkında inzibati önlemler alır. Bu yoldaki kararlara uymayanlardan uyulmayan nesneler miktarında nesne şehreminliğince ceza olarak aynen alınır. Bu nesneler satılmışsa onlara konulan fiatın iki misli ceza alınır."Fakat bu kanun, Şehreminliğine her yönde kötüye de kullanılmasını sağlayan yetkilerde vermektedir. Nitekim meclis üyeler, ne aşırı rüşvet teklifleri gelmeye başlamıştır. Bu nedenle bu kanun 15 gün sonra meclis gündemine gelir. Ağır tenkitler karşısında Talat Paşa şu konuşmayı yapar: "Yollar kapalı olduğu zaman belediyece şeker ve vesair ihtiyaçlar hakkında böyle bir karar ittihazına, böyle bir kanun tanzimine ihtiyaç vardı. Şimdi yollar açıldığı için bu kanunun reddine karar verilmesini teklif ediyorum." Sonuçta kanun reddedilir. 1 Mayıs 1916'da halkın sıkıntısı artınca Talat Paşa, meclise iki maddelik bir kanun getirir. Hükümleri şöyledir: Madde 1- Belediyeler valilerin izni ile gerekirse değirmen ve fırınlara el koyabilir. Yiyecekler ve halkın muhtaç olduğu nesneler için en yüksek satış fiyatı koyabilirler. Bu nesneleri daha pahalıya satanlar, satmak istemeyenler, saklayıp yok edenler bir haftadan altı aya kadar hapis, 5 altından 200 altına kadar para cezasına çarpılırlar.Madde 2- İhtiyaç duyulan nesneleri saklayanlar, satmak istemeyenler veya dükkân kapatanlardan bu nesnelere el konup açık arttırma ile satılırlar ve bedelleri sahibine verir. Bu iki maddeyi değerlendirdiğimiz zaman Belediye meclislerine ve yetkililerine iyi düşünceler dayan yetkilerin yanında, kötü düşüncelerin uygulanmasına da yetkiler verilebiliyor. Bu tip yetkilendirmenin parti içinde halkın zararına da olabileceğinden bu kanun maddeleri kabul edilmez. Bunun üzerine Talat Bey 23 Temmuz 1916'da İAŞE KANUN-U MAVAKKATİ adı altında bir kanun önergesini meclise getirir Bu kanun 5 Mayıs 1917'de Meclis-i Mebus andan geçer. 7 Nisan 1917'de bu kanuna şu eklemeler yapılır: Vali, Mutasarrıf, Kaymakam ve nahiye müdürlerinin tecimde bulunmaları, kolektif, komandit ortaklıklarına hisse alarak girmeleri görevleri bölgesinde toprak satıp almaları yasaktır. Buna uymayanlar işten çıkarılır.24 Mayıs 1917'de İhtikârı önlemek için yeni bir kanun daha çıkarılır: Bu kanına göre ihtikar şöyle tanımlanır: Madde 1- Savaş sonucu olarak ortaya çıkan olağanüstü durumdan çıkarlaşarak özgür bir sürüm ve istek ile nesnelerin kararlaşacak fiyatını yükselterek kazanmak amacı ile alışveriş yapmak kanun önünde ihtikar sayılır. Piyasada var olan nesnelerin fiyatına etkide bulunabilecek ölçüde tek bir elde toplanabilecek biçimde satın alınması ve bundan sonra fiyat artışına yol açacak biçimde elden ele geçirilmesi de ihtikâr sayılır. Madde 2- İhtikâr yüzünden çıkan davalara bakmadan yargıçlar yasaklanmıştır. Bu suçlar divan-ı harb-i örfice yargılanır. Madde 3- İhtikâr suçlarını kovuşturmak ve iaşe heyetinin meşgul olduğu nesnelerden başka lüzumlu nesnelerin alışverişini ve denetlemek üzere dâhiliye nezaretinin başkanlığında bir kurul kurulmuştur. 18 Ağustos 1917'de Hükümet İAŞE-İ UMUMİYE KARARNAMESİ adı ile çıkan bir kanun bir kararname ile Harbiye Nezaretine bağlı bir İAŞE MÜDÜRİYET-İ UMUMİYESİ Kurumu kurulur. Bu kurum çalışmaya başlaması ile 23 Temmuz-7 Kasım- tarihli kanunlar yok sayılır. İaşe-i Umumiye heyetinin yetkileri ihtikâr ve vurgunun önlenmesi için kaldırılır.İaşe Müdüriyeti umumiyesi kurumu, Enver Paşa'nın, ordu ihtiyaçlarının karşılanmasında aşırı ihtikar ve vurgun olaylarının önlenmesi için Talat Paşa'nın mali yürütmesine karşı çıkması ile kurulmuştur. Sonuçta, bu kurum yalnız ordunun ihtiyaçlarını değil halkın da ihtiyaçlarının karşılanmasında etkili olduğu için toplumda bir güvenle yaşama duygusunun gelişmesini sağlamıştır. Şu anda 73 yaşındayım, siyasilerin çıkardığı ayrılık, bölünme ve baskılara karşı ulusal birliğin sağlanması için en çok güvendiğim kurum dün olduğu gibi bugün de TÜRK ORDUSUDUR.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011