Şehir hastaneleri gerçeği
Şehir hastaneleri, sağlık altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen iddialı bir proje. Ancak büyüklük, modern görünüm ve yatırım rakamları tek başına başarıyı göstermiyor.
11.12.2025 18:35:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Şehir hastaneleri, Türkiye'nin son yıllardaki en büyük sağlık yatırımlarından biri olarak sunuldu. "Modern tıp merkezleri", "tek çatı altında hizmet" ve "devasa kapasite" gibi söylemlerle tanıtılan bu projeler, ilk bakışta sağlık sistemini çağ atlattığı izlenimini veriyor. Ancak sahadaki tablo, bu projelerin arka planında tartışılması gereken pek çok eleştiri barındırdığını gösteriyor.
1. 'Büyüklük' Aynı Zamanda Bir Sorun mu?
Şehir hastanelerinin en çok vurgulanan yanı büyüklükleri oldu. Fakat bu devasa yapıların günlük sağlık hizmeti açısından bazı olumsuzluklar doğurduğu sıkça dile getiriliyor.
Hastane içi ulaşımın uzunluğu,
Bölümler arası yürüyüş mesafelerinin fazla olması,
Acil durumlarda hızlı yönlendirme güçlükleri
gibi sorunlar hem hastalar hem de sağlık çalışanları için ciddi zaman kayıplarına yol açabiliyor.
"Her şey bir arada" mantığı pratikte "her yere geç ulaşma"ya dönüşebiliyor.
2. Şehir Dışına Konumlandırılmanın Bedeli
Pek çok şehir hastanesi, kent merkezlerinin dışındaki geniş arazilere yapıldı. Bu tercih, maliyet açısından avantajlı görünse de ulaşım konusunda önemli sıkıntılar yarattı.
Toplu taşıma bağlantıları yeterli değil,
Hastaların, özellikle yaşlıların ve acil hizmet bekleyenlerin merkeze erişimi zorlaşıyor,
Şehrin dışına taşınan sağlık hizmeti, "merkezden uzaklaşan vatandaş" anlamına geliyor.
Hastaneler büyüdükçe, hastaya ulaşmak da bir o kadar güçleşiyor.
3. Kamu-Özel İşbirliği Modelinin Gölgede Kalan Yönleri
Şehir hastaneleri, "kamu-özel işbirliği" modeliyle inşa edildi. Bu modelde devlet kira ve hizmet bedelleri karşılığında özel sektöre uzun yıllar ödeme yapıyor.
Eleştirilerin önemli kısmı tam da burada yoğunlaşıyor:
Bu ödeme yükünün uzun vadede bütçeye getirdiği yük,
Kira bedellerinin şeffaf olmaması,
Sözleşmelerin kamuoyuyla yeterince paylaşılmaması.
Hastaneler yapılmış olsa da "bu hastanelerin gerçek maliyeti nedir?" sorusu hâlâ tam anlamıyla yanıtlanmış değil.
4. Yerel Hastanelerin Kapanması ve Merkezileşme Sorunu
Şehir hastaneleri açılırken birçok eski devlet hastanesi kapatıldı ya da işlevi azaltıldı. Bu durum:
Mahalle ve semt düzeyindeki erişimi azalttı,
Şehir hastanesine yönelen hasta yükünü daha da artırdı,
Küçük ölçekli, kolay ulaşılabilir sağlık merkezlerinin ortadan kalkmasına yol açtı.
Merkezileşme, hizmet kalitesini artırmak yerine yoğunluğu ve bekleme sürelerini uzattı.
5. Sağlık Çalışanlarının Yükü
Devasa yapılarda çalışan hekimler, hemşireler ve personel için iş yükü daha da arttı.
Daha uzun yürüyüş mesafeleri,
Daha fazla hasta sayısı,
Planlama zorlukları
süreci yorucu hâle getirdi. Bazı sağlık çalışanları, kampüslerin büyüklüğünün "modernlikten çok hantallık" yarattığını ifade ediyor.
Büyük Proje, Büyük Tartışma
Şehir hastaneleri, sağlık altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen iddialı bir proje. Ancak büyüklük, modern görünüm ve yatırım rakamları tek başına başarıyı göstermiyor.
Asıl mesele, hizmetin sürdürülebilirliği, erişilebilirliği, maliyet şeffaflığı ve insan odaklı işleyiş.
Eleştiriler dikkate alındığında, şehir hastanelerinin yeniden gözden geçirilmesi, özellikle erişim ve işleyiş yönünden daha dengeli bir sistem kurulması büyük önem taşıyor. Yapılar büyük olabilir; ama sağlık hizmeti önce yalın, ulaşılabilir ve insana yakın olmalıdır.
1. 'Büyüklük' Aynı Zamanda Bir Sorun mu?
Şehir hastanelerinin en çok vurgulanan yanı büyüklükleri oldu. Fakat bu devasa yapıların günlük sağlık hizmeti açısından bazı olumsuzluklar doğurduğu sıkça dile getiriliyor.
Hastane içi ulaşımın uzunluğu,
Bölümler arası yürüyüş mesafelerinin fazla olması,
Acil durumlarda hızlı yönlendirme güçlükleri
gibi sorunlar hem hastalar hem de sağlık çalışanları için ciddi zaman kayıplarına yol açabiliyor.
"Her şey bir arada" mantığı pratikte "her yere geç ulaşma"ya dönüşebiliyor.
2. Şehir Dışına Konumlandırılmanın Bedeli
Pek çok şehir hastanesi, kent merkezlerinin dışındaki geniş arazilere yapıldı. Bu tercih, maliyet açısından avantajlı görünse de ulaşım konusunda önemli sıkıntılar yarattı.
Toplu taşıma bağlantıları yeterli değil,
Hastaların, özellikle yaşlıların ve acil hizmet bekleyenlerin merkeze erişimi zorlaşıyor,
Şehrin dışına taşınan sağlık hizmeti, "merkezden uzaklaşan vatandaş" anlamına geliyor.
Hastaneler büyüdükçe, hastaya ulaşmak da bir o kadar güçleşiyor.
3. Kamu-Özel İşbirliği Modelinin Gölgede Kalan Yönleri
Şehir hastaneleri, "kamu-özel işbirliği" modeliyle inşa edildi. Bu modelde devlet kira ve hizmet bedelleri karşılığında özel sektöre uzun yıllar ödeme yapıyor.
Eleştirilerin önemli kısmı tam da burada yoğunlaşıyor:
Bu ödeme yükünün uzun vadede bütçeye getirdiği yük,
Kira bedellerinin şeffaf olmaması,
Sözleşmelerin kamuoyuyla yeterince paylaşılmaması.
Hastaneler yapılmış olsa da "bu hastanelerin gerçek maliyeti nedir?" sorusu hâlâ tam anlamıyla yanıtlanmış değil.
4. Yerel Hastanelerin Kapanması ve Merkezileşme Sorunu
Şehir hastaneleri açılırken birçok eski devlet hastanesi kapatıldı ya da işlevi azaltıldı. Bu durum:
Mahalle ve semt düzeyindeki erişimi azalttı,
Şehir hastanesine yönelen hasta yükünü daha da artırdı,
Küçük ölçekli, kolay ulaşılabilir sağlık merkezlerinin ortadan kalkmasına yol açtı.
Merkezileşme, hizmet kalitesini artırmak yerine yoğunluğu ve bekleme sürelerini uzattı.
5. Sağlık Çalışanlarının Yükü
Devasa yapılarda çalışan hekimler, hemşireler ve personel için iş yükü daha da arttı.
Daha uzun yürüyüş mesafeleri,
Daha fazla hasta sayısı,
Planlama zorlukları
süreci yorucu hâle getirdi. Bazı sağlık çalışanları, kampüslerin büyüklüğünün "modernlikten çok hantallık" yarattığını ifade ediyor.
Büyük Proje, Büyük Tartışma
Şehir hastaneleri, sağlık altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen iddialı bir proje. Ancak büyüklük, modern görünüm ve yatırım rakamları tek başına başarıyı göstermiyor.
Asıl mesele, hizmetin sürdürülebilirliği, erişilebilirliği, maliyet şeffaflığı ve insan odaklı işleyiş.
Eleştiriler dikkate alındığında, şehir hastanelerinin yeniden gözden geçirilmesi, özellikle erişim ve işleyiş yönünden daha dengeli bir sistem kurulması büyük önem taşıyor. Yapılar büyük olabilir; ama sağlık hizmeti önce yalın, ulaşılabilir ve insana yakın olmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.















































































