Gemiş olsun İzmir! Geçmiş olsun Türk Milleti!
Başımız sağ olsun! Vatan sağ olsun...
Tanıyanlar bilirler; Tamamı İzmir Barosu mensubu hukukçu iki oğlum, bir kızım ve iki gelinim var. İzmir Adliyesinde, Yiğit Gakkoş Trafik Polisi Fethi SEKİN'in canı pahasına engellediği, büyük bir tehlike atlattık!
Şehitlerimize rahmet, ailelerine baş sağlığı; İzmir'e, Devletime ve Türk Milletine geçmiş olsun...
Edindiğim bilgilere göre; 05 Ocak 2017 Perşembe günü sabah saatlerinden itibaren Adliye otoparkında farklı uygulamalar görülüyor! Hakim ve Savcılar değişik kapılardan alınıyor. Demek ki İzmir'de istihbarat zaafiyeti yok ama alınan tedbir yeterli mi? Meselâ; adliyenin Hakim ve Savcılar kadar müdavimleri olan BARO'ya neden bir uyarı yapılmıyor! Sorgularım!
Ocak ayı itibarı ile zaten tenha olan Adliye ve çevresi ablukaya alınabilirdi! Diğer saldırısı sansasyon yaratacak yerlerde de, keskin nişancılar ve sivil görevlilerle tedbirler alınıp, sinek uçurulmayabilirdi!
Olmuşla ölmüşe çare yok maalesef.
Büyük geçmiş olsun.
"İzmir'de neden patlama yok? Gâvur gâvura yaşıyorlar!" diye ağzından yellenen esfel-i safilîn çukurların da istedikleri olmuş oldu, kahretsin!
Sakin kafa ile baktığımızda, dört yandan ablukaya alınmışız ve savaşta olduğumuz görülür!
Silahlı Kuvvetlerimize, Güvenlik Güçlerimize duâlarımızla destek manen verirken, bir de tavsiyem olacak âcizâne!
Babaca! Amcaca!
Dayıca! Ağabeyce!
Aksakalca! Dedece ama Türk'çe ve Türkçe...
Arkanızı sağlama alın Yiğitlerim!
Önce Allah'a sığının ve arkanız sağlam olsun, isterse tekrar Yedi Düvel gelsin!
"Geldikleri gibi giderler" demişti Muhteşem Türk; elbette tarih tekerrürdür ama bu sefer farklı tekerrür eder, geldikleri gibi gidemezler!
Gelenlerin yarıdan fazlası burada gömülür!
Arkanızı sağlama alın!
Siyasetten arka olmaz, partilerden, particilerden arka olmaz Yiğitlerim bilesiniz!
Sizin arkanız biziz, milletiz!
Siz, bizim göz-bebeklerimizsiniz!
Siz, bizim evlatlarımızsınız!
Siz, bizim Allah'tan sonra umudumuzsunuz!
Sizin saçınızın teli için kıyamet koparırız biz ve sadece sizin canınızın sağlığını dileriz!
Kötü bir gün yaşıyorum maalesef!
İzmir'de Kahraman Trafik Polisi Fethi SEKİN Rahmetlinin canı pahasına engellediği terörist saldırıda maalesef bir de Adliye Personeli (Mübaşir) Şehit oldu.
Şehâdetleri kutlu olsun.
Başımız sağ olsun...
Bir de, Fırat Kalkanı Harekatı'nda yaralanan ve Gaziantep'te ruhunu teslim eden Hüsnü Bilgiç'in şehâdet haberi var!
Annesi, oğlu vurulduğu sırada telefonla konuştuklarını ve "Göğsümden vuruldum Anne!" dediğini anlatıyor, ağlamadan! Türk'çe dimdik durarak!
Buna can mı dayanır?
Bir anne için kıyametin başka bir tarifi var mıdır?
Hastane önünde elindeki Al-Yıldızlı Bayrağı kaldırarak; "Bu vatanı şerefsizlere vermeyeceğiz. Yavrum vatan uğruna öldü. Onun kanının aktığı yere gideceğim. Ben ağlamam!" Diyen Hülya Bilgiç Annenin, elleri değil ayaklarının altı öpülmez mi?
Allah sabırlar versin Hülya Bilgiç Anne!
Gözün aydın olsun, inşaallah bir şefaatçin var artık!
2005 yılında yine annesi ile görüşürken Şehit olan bir Oğuz PARMAKOĞLU 'muz vardı! Allah razı olsun, Allah rahmet eylesin...
Ciğerlerimizi dağlamıştı aynen Hüsnü Bilgiç gibi...
Bana da içim kan ağlayarak Destanını yazmak düşmüştü!
Şimdi o destanı, -maalesef- bir iki ufacık müdahale ile tekrarlayacağım yüreğim parçalanarak:
ŞÜHEDÂ DESTANI...
Elime kına yaktın yola vururken beni,
Vuruldum! Her yanımdan kanım akıyor Anne.
Son ânımda kınalı elim aradı seni,
Vuruldum! Her yanımdan kanım akıyor Anne
Kahpece vuruluşum canım yakıyor Anne!?
Ya şehit ya da gazi anası et demiştin,
Anaca duaların semalara sermiştin.
Zaten doğarken beni Hakk'a kurban vermiştin;
Vuruldum! Her yanımdan canım akıyor Anne,
Arkadaşım yanımda bana bakıyor Anne!?
Albayrağın rengine katkı edip kanımı
Esen şer fırtınaya siper ettim canımı.
Vahdette karar kılıp coşturup lisanımı
Vuruldum! Her yanımdan ânım akıyor Anne
Gözlerimde şehadet şavkı çakıyor Anne!?
Babamı arayarak haber verim demiştim,
Şühedâ kervanında hazır yerim demiştim,
Sanki vatanım için akan terim demiştim?
Vuruldum! Şu ân kanım-canım akıyor Anne
Peygamber'in Agûşu bana bakıyor Anne!?
(Mustafa ASLAN)
Mademki kanlar-canlar pahasına toprağı vatanlaştırmış ve üzerinde Devlet ikame etmişiz; Vatan bölünmesin, Devlet Ebed-müddet yaşasın, Bayrak inmesin, Ezan dinmesin diye -Allah hangimize nasip etmişse- bedelini ödemeğe devam edeceğiz!
Bir ölüp, bin dirileceğiz!
"BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK.." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Başımız sağ olsun! Vatan sağ olsun...
Tanıyanlar bilirler; Tamamı İzmir Barosu mensubu hukukçu iki oğlum, bir kızım ve iki gelinim var. İzmir Adliyesinde, Yiğit Gakkoş Trafik Polisi Fethi SEKİN'in canı pahasına engellediği, büyük bir tehlike atlattık!
Şehitlerimize rahmet, ailelerine baş sağlığı; İzmir'e, Devletime ve Türk Milletine geçmiş olsun...
Edindiğim bilgilere göre; 05 Ocak 2017 Perşembe günü sabah saatlerinden itibaren Adliye otoparkında farklı uygulamalar görülüyor! Hakim ve Savcılar değişik kapılardan alınıyor. Demek ki İzmir'de istihbarat zaafiyeti yok ama alınan tedbir yeterli mi? Meselâ; adliyenin Hakim ve Savcılar kadar müdavimleri olan BARO'ya neden bir uyarı yapılmıyor! Sorgularım!
Ocak ayı itibarı ile zaten tenha olan Adliye ve çevresi ablukaya alınabilirdi! Diğer saldırısı sansasyon yaratacak yerlerde de, keskin nişancılar ve sivil görevlilerle tedbirler alınıp, sinek uçurulmayabilirdi!
Olmuşla ölmüşe çare yok maalesef.
Büyük geçmiş olsun.
"İzmir'de neden patlama yok? Gâvur gâvura yaşıyorlar!" diye ağzından yellenen esfel-i safilîn çukurların da istedikleri olmuş oldu, kahretsin!
Sakin kafa ile baktığımızda, dört yandan ablukaya alınmışız ve savaşta olduğumuz görülür!
Silahlı Kuvvetlerimize, Güvenlik Güçlerimize duâlarımızla destek manen verirken, bir de tavsiyem olacak âcizâne!
Babaca! Amcaca!
Dayıca! Ağabeyce!
Aksakalca! Dedece ama Türk'çe ve Türkçe...
Arkanızı sağlama alın Yiğitlerim!
Önce Allah'a sığının ve arkanız sağlam olsun, isterse tekrar Yedi Düvel gelsin!
"Geldikleri gibi giderler" demişti Muhteşem Türk; elbette tarih tekerrürdür ama bu sefer farklı tekerrür eder, geldikleri gibi gidemezler!
Gelenlerin yarıdan fazlası burada gömülür!
Arkanızı sağlama alın!
Siyasetten arka olmaz, partilerden, particilerden arka olmaz Yiğitlerim bilesiniz!
Sizin arkanız biziz, milletiz!
Siz, bizim göz-bebeklerimizsiniz!
Siz, bizim evlatlarımızsınız!
Siz, bizim Allah'tan sonra umudumuzsunuz!
Sizin saçınızın teli için kıyamet koparırız biz ve sadece sizin canınızın sağlığını dileriz!
Kötü bir gün yaşıyorum maalesef!
İzmir'de Kahraman Trafik Polisi Fethi SEKİN Rahmetlinin canı pahasına engellediği terörist saldırıda maalesef bir de Adliye Personeli (Mübaşir) Şehit oldu.
Şehâdetleri kutlu olsun.
Başımız sağ olsun...
Bir de, Fırat Kalkanı Harekatı'nda yaralanan ve Gaziantep'te ruhunu teslim eden Hüsnü Bilgiç'in şehâdet haberi var!
Annesi, oğlu vurulduğu sırada telefonla konuştuklarını ve "Göğsümden vuruldum Anne!" dediğini anlatıyor, ağlamadan! Türk'çe dimdik durarak!
Buna can mı dayanır?
Bir anne için kıyametin başka bir tarifi var mıdır?
Hastane önünde elindeki Al-Yıldızlı Bayrağı kaldırarak; "Bu vatanı şerefsizlere vermeyeceğiz. Yavrum vatan uğruna öldü. Onun kanının aktığı yere gideceğim. Ben ağlamam!" Diyen Hülya Bilgiç Annenin, elleri değil ayaklarının altı öpülmez mi?
Allah sabırlar versin Hülya Bilgiç Anne!
Gözün aydın olsun, inşaallah bir şefaatçin var artık!
2005 yılında yine annesi ile görüşürken Şehit olan bir Oğuz PARMAKOĞLU 'muz vardı! Allah razı olsun, Allah rahmet eylesin...
Ciğerlerimizi dağlamıştı aynen Hüsnü Bilgiç gibi...
Bana da içim kan ağlayarak Destanını yazmak düşmüştü!
Şimdi o destanı, -maalesef- bir iki ufacık müdahale ile tekrarlayacağım yüreğim parçalanarak:
ŞÜHEDÂ DESTANI...
Elime kına yaktın yola vururken beni,
Vuruldum! Her yanımdan kanım akıyor Anne.
Son ânımda kınalı elim aradı seni,
Vuruldum! Her yanımdan kanım akıyor Anne
Kahpece vuruluşum canım yakıyor Anne!?
Ya şehit ya da gazi anası et demiştin,
Anaca duaların semalara sermiştin.
Zaten doğarken beni Hakk'a kurban vermiştin;
Vuruldum! Her yanımdan canım akıyor Anne,
Arkadaşım yanımda bana bakıyor Anne!?
Albayrağın rengine katkı edip kanımı
Esen şer fırtınaya siper ettim canımı.
Vahdette karar kılıp coşturup lisanımı
Vuruldum! Her yanımdan ânım akıyor Anne
Gözlerimde şehadet şavkı çakıyor Anne!?
Babamı arayarak haber verim demiştim,
Şühedâ kervanında hazır yerim demiştim,
Sanki vatanım için akan terim demiştim?
Vuruldum! Şu ân kanım-canım akıyor Anne
Peygamber'in Agûşu bana bakıyor Anne!?
(Mustafa ASLAN)
Mademki kanlar-canlar pahasına toprağı vatanlaştırmış ve üzerinde Devlet ikame etmişiz; Vatan bölünmesin, Devlet Ebed-müddet yaşasın, Bayrak inmesin, Ezan dinmesin diye -Allah hangimize nasip etmişse- bedelini ödemeğe devam edeceğiz!
Bir ölüp, bin dirileceğiz!
"BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK.." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017