Selam olsun!

Vakitler akşamüstünü gösteriyor, ağaçlar ren renk, yeşillerini, beyazlarını, pembelerini giyinmiş. Camın önünde on bir ay çiçekleri, Ankara günlerini ve unutulmaz arkadaşlıkları hatırlatıyor, insanın içinden, "Hey gidi günler hey" diyesi geliyor. Sen git kasların, sinirlerin, damarların karmaşık Latince isimlerini ezberle, kadavra üzerinde çalışmalar yap, sınıf geçeceğim diye çalışma odalarını vazgeçilmez mekanın bil ondan sonra Allah sana Türkiye'nin en güzel gazetesinde yazmayı nasip etsin.
Aslında hepimizin bir hikayesi var, belki bir çoğu soluksuz okunacak birer roman tadında. Kim bilir okuyucularımızın içinde ne roman kahramanları vardır. Ne çileler, ne inanılmaz sevdalar, ne gariplikler yaşamış insanlar vardır, ne dersiniz?
İnsanoğlu ömrü boyunca ne olaylarla, ne insanlarla, ne acılarla, ne sevinçlerle, ne sürprizlerle karşılaşır? Neleri öğrenir ve olgunluğuna bir basamak yapar, öte yandan defalarca uyarıldığı halde aynı hataları tekrar eder ve neler kaybeder? Belki neler kaybettiğini bir türlü anlayamaz.
Bazılarına göre insanın hayatı kendi seçimlerinin sonucu şekillenir, biz böyle düşünmüyoruz; kadere, hayır ve şerrin ancak Allah'tan geldiğine inanıyoruz. Tabii ki seçimlerimiz de önemlidir mutlaka. Mesela hasta olmayı, ilaç kullanmayı bizler seçmiyoruz, kendisiyle karşılaşacağımız, tanışacağımız, bir hukuk üzere ilişkimizi sürdüreceğimiz insanları da çoğu zaman biz seçmiyoruz.
Radyomuz açık: "Bambaşka bir halin vardı…" Bazılarımız gerçekten farklıdır. Haller etkiler bizi güzellik değil çoğu zaman, bütün güzel halli insanlara bu akşamdan ve bu yazıdan selam olsun. Kalplerindeki güzellik hallerine akseden bütün tevazu sahibi, yumuşaklık sahibi, gönül sahibi insanlara da… Bütün iyi yürekli insanlara, bütün iyi yürekli olma gayretinde olan, sevginin, saygının ve duanın kıymetini bilen her insana… Daha iyi insan olmaya vesile olan "Daha iyi insanlara" da selam olsun!