Bir rüzgâr olabilsem keşke? Senin toprağına ulaşsam, buseler kondursam senden habersiz, nur yüzüne. Teneffüs ettiğin havan olsam, dolsam içine? Kendimi, sende bulsam? Senle, seni yaşayabilsem?
Elindeki kalem olsam, döksen içindeki beni satır satır kâğıda? Bitmeyen bir destan olsam, sonra beni okusan? Hem aklını hem de fikrini fethetsem? İnsafa gelse yüreğin? Sönmeye yakın duran aşkın ateşini, alevlendiren bir kor olsam? Sen üfledikçe, ben alev olsam? Yansam cayır cayır senin aşkınla? Isıtsam kalbini, kalbimdeki yangınla?
Sever miydin yine beni?Dener miydin yeniden?Görüyorsun ya sevdiğim!
İmkânsızlıklarla kandırıyorum, yokluğuna aciz kalmış yüreğimi. Dindiriyorum böylece deli ruhumun deli öfkesini. İçim kanıyor bir taraftan? Kan kaybından ölmem belki; ama bu sensizlik öldürecek bir gün beni. Alışamıyorum yokluğuna bir türlü. Unutamıyorum da senli dünleri. Her yaşlanan zaman, götürüyor benden bir şeyleri. Her yeni gün, filizlenmek şöyle dursun; çürütüyor ümitlerimi. Nereye kadar böyle gider bilemem. Kalbimde yalnız sen? Sevda trenine binemem artık, başka birini de sevemem.
İç rahatsızlığımdan mütevellit, doktora gittim geçen gün. "Hastalığın, gıdasız kalışından? Kendine bakmıyor musun?" dedi. Biliyordum gıdasız kalışımın sebebini; lakin diyemedim.
Nasıl diyebilirdim ki gıdamın sen olduğunu?Sensiz, kendime bakabilir miydim hiç?
Her ne kadar yanımda olmasan da bu sonbaharda, yaşadığını bilmek en tesirli ilaçtır hastalıklı ruhuma. Sen var oldukça, ben de var olacağım, nihavendi bulacağım. Ayaklanacağım, düşmüşlüğümün inadına.
Bilal Temur / diğer yazıları
- Yaşayan âşıklar mezarlığı / 23.06.2010
- Hayat / 16.06.2010
- Muhacir gönül / 09.06.2010
- Sensiz? / 04.12.2009
- Hayat / 16.06.2010
- Muhacir gönül / 09.06.2010
- Sensiz? / 04.12.2009