logo
29 NİSAN 2024

'SESSİZ' TERÖR

04.09.2005 00:00:00
Önce "vaziyet ve manzara-i umumiye''.Başbakan Diyarbakır'a 4000 polis eşliğinde gitti; Kürt Sorunu dedi, Kürt varlığı dedi.PKK bir aylık "eylemsizlik kararı'' aldı.Batman, Tunceli ve Maçka'da çatışmalar yaşandı. Suriyeli, Ermeni ve İranlı PKK'lılar yakalandı. Suriyeli teröristin leşini Suriye'ye teslim eden Belediye Başkanı "Bu bizim milli çeyizimiz'' dedi. Önce "vaziyet ve manzara-i umumiye''.    Başbakan Diyarbakır'a 4000 polis eşliğinde gitti; Kürt Sorunu dedi, Kürt varlığı dedi.    PKK bir aylık "eylemsizlik kararı'' aldı.    Batman, Tunceli ve Maçka'da çatışmalar yaşandı. Suriyeli, Ermeni ve İranlı PKK'lılar yakalandı.    Suriyeli teröristin leşini Suriye'ye teslim eden Belediye Başkanı "Bu bizim milli çeyizimiz'' dedi.    Batman'da Beşiri çatışmalarında ölen teröristler için gösteri yapıldı; "Burası Kürdistan-Türkiye değil'' sloganları atıldı.    Bunların hepsi, 2005 yılının 30 Ağustos'undan önceki son on gün içerisinde gerçekleşti.    Siyaset erbâbı ile ciheti askeriye bu süreç içinde farklı düşünce, tavır ve davranış sergiledi.    Genelkurmay Başkanı, "Hükümetle son derece uyum içerisindeyiz'' şeklinde bir açıklama yapmadığını belirtmek lüzumu hissetti.    Asker yoğun bir şekilde devir teslim törenleri ile meşguldü. Vangelis'in müziği eşliğinde şişelere üniforma giydirildi.    Biz derhal; hâlâ Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'te yaşadığımızı zannederek "BU 30 A?USTOS; BATMAN BİR GÜNLÜ?ÜNE MERKEZİ HÜKÜMET OLMALIDIR..'' önerisini getirdik.    Ve 30 Ağustos gününü heyecanla bekledik.    Fena halde yanılmışız..    Meğer her yer güllük gülistanlık imiş.    Gene her yılki gibi geçit törenleri yapıldı, gene davetiyedeki kıyafet zorunluluğuna uymayan protokolün ve cümle AB'ci basının davetli olduğu resepsiyonlar verildi.    Resepsiyonla ayni saatlerde Erdoğan, bayraksız bir fonda "Ulusa'' Seslendi.    "Türkiye, son 33 ayı büyük bir değişim hareketini, adeta bir 'sesiz devrim'i adım adım gerçeğe dönüştürerek geçirdi'' dedi. ''Dünya devletleri içinde birinci ligdeki yerimizi aldığımızı'' da sözlerine ekledi. ''Geldiğimiz bu noktadan asla tatmin olmayacağız. Ancak bu büyük değişimin keyfini çıkarmanın, büyük gururu yaşamanın da her vatandaşımızın hakkı olduğunu düşünüyorum'' diye sözlerini bitirdi.    Böylece hem yazının başına "Sessiz Devrim''in "Sessiz''ini alma zorunluluğu doğdu, hem de içimize "Acaba biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz'' şüphesi düştü.    Bütün dış politik problemlerinde havlu atan, istiskal edilen; içeride de "Burası Türkiye değil'' noktasına gelen Türkiye'de Başbakan; "Keyfini çıkarın'' diyor.    Bir devrim yaşadığımız su götürmez de kimin açısından.    Mozaikçi ve bölücülerin eteklerinin zil çalmasına bakılırsa 3 Ekim süreci onlar için hakikaten bayram.    Bizim için ise "her gün.''    Bizim; "BU 30 A?USTOS; BATMAN BİR GÜNLÜ?ÜNE MERKEZİ HÜKÜMET OLMALIDIR..'' dediğimiz olaya Erdoğan şöyle yaklaşıyordu:    "Fazla büyütmemek lazım. Toplama kalabalık, bindirilmiş kıtalar arkalarında kamuoyu desteği yok''..     Aynı 84'te Özal'ın; "Üç-beş çapulcunun işi, büyütmeyelim'' deyip tatiline devam etmesi gibi bir "önemsemezlik-küçümseme'' havası içinde.    Özal da o zaman "Türklerin bir şeyler fark etmemesi'' telaşında idi.    Özkök; ''Batman'daki olayları benim ayrıca değerlendirmeme gerek var mı? Her şey ayan beyan ortada değil mi? Herkes, sorumluluğunu idrak etmeli. Bütün aktörler ne yaptığının farkına varmalı. Bu tabii çok önemli bir konu'' diye "ortaya'' konuşuyordu.    Aynı, Kıvrıkoğlu'nun Öcalan'ın idamı ile ilgili bir soruya verdiği "Bize sormayın, biz tarafız, oyumuz belli'' cevabı gibi.    Genelkurmay Başkanları acaba böyle hayati konularda "nötr'' olmayı, her yana çekilecek cevaplar vermeyi "ince siyaset'' veya "siyaset dışı görünüm vermek'' mi zannediyorlar?    Gene en açık ve net açıklamayı gazeteciler Büyükanıt'ın ağzından zorla aldılar, sonra da lâfı didiklemeye başladılar:    Kara Kuvvetleri Komutanı Batman'daki PKK yanlısı DEHAP eylemleri için "Türkiye Filistin haline getirilmek isteniyor'' dedi ve Türkiye için en kötü senaryonun Türkiye'nin 'Filistin haline getirilmek istenmesi' olduğunu söyledi. Büyükanıt, "Getirilebilir mi?'' sorusuna "Hayır, isteniyor'' demekle yetindi. "Gerginliği büyütmemek lazım. Bu eylemler organizasyonun bir parçası. Bir parçası da yasal bir parti. İş basit bir PKK olayı değil. Çok büyük bir oyun oynanıyor. Bunun bir parçası olmayalım'' diye ilâve etti ve TSK olarak, terörizmle mücadele ettiklerini belirterek, ''Bu uğurda gerekirse canımızı veririz'' dedi. Silahlı mücadelenin terörle mücadelenin en kolay yolu olduğunu anlatan Büyükanıt, "Bizim işimiz, güvenlik boyutu. Diğerleri için yorum yapamayız. Ancak, terörle mücadele eden kuvvetler, yani TSK zaman zaman hedef oluyor'' yakınmasında bulundu. Doğu ile Batıyı bir bütün olarak analiz etmek gerektiğini, bölgedeki herkesin Türkiye vatandaşı olduğunu hiçbirine kötü niyetle yaklaşmadıklarını vurgulayan Büyükanıt, "Ama birileri ajite ediyor. Bir kalkışmaya çeviriyorsa, buna başka bölgelerden reaksiyon geliyorsa, bu Türkiye'nin felaketi olur'' diye konuştu. Büyükanıt, ''Her zaman görmek değil, iyi anlamak da lazım. Bana verilen görev ve yetkiler çerçevesinde terörle mücadele ederim, başka bir şey söylersem Allah beni çarpar'' dedi.    Erdoğan'ın Kıbrıs'ı Lübnan'la ve oradaki Türk Silahlı Kuvvetlerini; Lübnan'ı işgal etmiş olan Suriye ile özdeşleştirmesine ses çıkarmayan zihni ve fikri devşirilmişler derhal lâfın üzerine atladılar.    Halbuki Büyükanıt Türkiye'yi Filistin'e benzetmemişti; dışarıdan tahrikle Türkiye'nin Filistinleştirileceğini anlatmak istemişti.     Orgeneral Büyükanıt'ın cevaplarını tekrar okuyun.Tabii tartışmaya; Meclis Başkanı'nın da katılması gerekiyordu ve o da uygun bir zaman aralığı bulup fikir beyan etti.    Arınç barış ve demokratikleşme için sadece cesaret gerektiğini belirterek; "Son günlerde sıkça çokça tartışılan konu Kürt sorunudur. Bu sorunların çözümü için daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük gerekiyor. Bunları elde etmemiz için önümüzde çok da fazla engel yok. Barış için, özgürlük için, demokratikleşme için sadece cesaret gerekiyor. Bence ihtiyacımız olan tek şey de budur. Cesurca adımlar atmak gerekiyor. Korkulardan sıyrılmak gerekiyor. Zaten demokrasinin tariflerinden birisi de budur. İşte o zaman ihtiyacımız olan gerçek özgürlüğe kavuşabiliriz" dedi.     Ve beni de ister istemez 1925 Şeyh Sait isyanına götürdü:    İsyan başlayınca Başbakan Fethi Bey'e; çok partili hayatı denemenin daha erken olduğu düşüncesiyle Terakkiperver Fırka'nın kapatılması gerektiği "söylenir''.    Fethi Bey Fırka Reisi Kazım Karabekir Paşa ve Umumi Kâtip Ali Fuat paşa ile Rauf Bey'i davet ederek; "Size fırkanızı kendi kendinize dağıtmanızı tebliğe beni memur ettiler. Dağıtmazsanız, geleceği çok karanlık görüyorum. Kan dökülecektir'' der.    Devam eder; "Sizinle bu surette konuştuğuma çok müteessirim. Bilirsiniz ki ben, her türlü örfî muamelelerin karşısındayım? azınlıkta kalacağımdan korkuyorum. ("TEK ADAM. Ş.Süreyya Aydemir. Cilt 3. Sayfa 217)    "(Gruba) Paşa davet edildi. Geldi. Gazi kararlıydı ve daha ilk bakışta görülüyordu ki, o Fethi Bey'in görüşlerine katılmamaktadır. Şu sözleri, olayların akacağı istikameti gösteriyordu:    "Milletin elinden tutmağa lüzum vardır.İnkılâbı, başlatan tamamlayacaktır.'' (S. 219)     Grubun kararı kendiliğinden belirdi, Fethi Bey kabinesi istifa etti. Gazi yeni kabineyi kurmaya İsmet Paşa'yı memur eyledi. (Aynı sayfa).    İsmet Paşa'nın bu ikinci başbakanlığı konusunda bir de rivayet vardır.    Gazi Paşa Anadolu Klubünde sohbet etmekte, ileride bir masada da Başbakan Fethi Bey briç oynamaktadır. Yaver Gazi'ye gelerek Doğudan gönderilen ve isyanın başladığını belirten telgrafı getirir.     Okur, hiç ses çıkarmadan telin gözleriyle başbakana götürülmesini ister.    Fethi Bey teli alır, okur, o da ses çıkarmadan oyuna devam eder.    Gazi kalkar ve çıkar.    Derler ki; İsmet Paşa'nın başbakanlığına karar verildiği an, işte o andır.    Gazi Paşa'nın şimdi hayatta olmadığına hayıflanmanın ve şimdi de hâlâ onu arıyor olmanın boş bir hayâl olduğunu biliyoruz.    Ama Fethi Paşa'nın 'Her türlü örfi muamelenin karşısındayım'' sözlerini ister istemez Arınç'ın "Bu sorunların çözümü için daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük gerekiyor'' sözleriyle; yine Fethi Paşa'nın isyan telgrafını okuduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi oyuna devam etmesini de Erdoğan'ın; "Fazla büyütmemek lazım. Toplama kalabalık, bindirilmiş kıtalar arkalarında kamuoyu desteği yok'' sözleriyle mukayese etmeden olmuyor.    İş kalıyor; "Milletin elinden tutmağa lüzum vardır.İnkılâbı, başlatan tamamlayacaktır'' tavrını ortaya koyacak kararlı ve gür bir sese?    Millet, Türk milleti elinden tutacak olanı arıyor.   Hüseyin Mümtaz   www.giresungazete.net
AKP 'yasak' dedi, sendikalar ve partiler kararlı
Yine 1 Mayıs yine gerilim!
Türkiye, NATO Genel Sekreterliği için Rutte'yi destekleyecek
26 Nisan'da Erdoğan'la görüşmüştü
İsrail'den UCM'nin tutuklama kararı ihtimaline hazırlık
Büyükelçiliklere talimat geçildi
'Doktora olmayan mülakat neden öğretmen için var?'
Ayrımcılığa tepki gösterdi
Özel'den Yerlikaya'ya 1 Mayıs telefonu
'Kararı gözden geçirin'
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı
22 kişi cinayetten yargılanacak
İstanbul'da müthiş yarış
Yağmur yağdı, dereceler güzelleşti
'AKP, 31 Mart'ta neden oy kaybetti' anketi
CHP'nin performansı 7. sırada
Oturma izni biten Kenyalı kadın kaçamadı
Soyunarak polise direnmeye çalıştı!
Su baskını ve yıldırım tehlikesine dikkat
Kuvvetli sağanak uyarısı
İzmirli 'Müslümcüler' Mustafa Keser'e tepkili
'Kendisinden özür bekliyoruz'
Hiç şut çekilmeyen maça inceleme istendi
Şüphe uyandıran maç istatistiği
Çukurova'da buğday üreticisi bekleyişte
Hasat yetişti fiyat belli değil
Üç AB ülkesi vize başvurusu almayı durdurdu
Vizesizi geçtik vizeyle bile hayal!
CNN International’dan İmamoğlu röportajı
'Muhalefetin en iyi umudu'
AKP 'yasak' dedi, sendikalar ve partiler kararlı
Yine 1 Mayıs yine gerilim!
Türkiye, NATO Genel Sekreterliği için Rutte'yi destekleyecek
26 Nisan'da Erdoğan'la görüşmüştü
İsrail'den UCM'nin tutuklama kararı ihtimaline hazırlık
Büyükelçiliklere talimat geçildi
'Doktora olmayan mülakat neden öğretmen için var?'
Ayrımcılığa tepki gösterdi
Özel'den Yerlikaya'ya 1 Mayıs telefonu
'Kararı gözden geçirin'
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı
22 kişi cinayetten yargılanacak
İstanbul'da müthiş yarış
Yağmur yağdı, dereceler güzelleşti
'AKP, 31 Mart'ta neden oy kaybetti' anketi
CHP'nin performansı 7. sırada
Oturma izni biten Kenyalı kadın kaçamadı
Soyunarak polise direnmeye çalıştı!
Su baskını ve yıldırım tehlikesine dikkat
Kuvvetli sağanak uyarısı
İzmirli 'Müslümcüler' Mustafa Keser'e tepkili
'Kendisinden özür bekliyoruz'
Hiç şut çekilmeyen maça inceleme istendi
Şüphe uyandıran maç istatistiği
Çukurova'da buğday üreticisi bekleyişte
Hasat yetişti fiyat belli değil
Üç AB ülkesi vize başvurusu almayı durdurdu
Vizesizi geçtik vizeyle bile hayal!
CNN International’dan İmamoğlu röportajı
'Muhalefetin en iyi umudu'

1 Mayıs için Taksim çağrısı yapan sendika ve partiler hangileri?

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs kutlaması için uygun olmadığını açıkladı. Ancak birçok sendika ve parti, 1 Mayıs için Taksim çağrısı yaptı.
29.04.2024 15:10:00 / Güncelleme: 29.04.2024 15:31:54
Yaşar Cebesoy
1 Mayıs için Taksim çağrısı yapan sendika ve partiler hangileri?
1 Mayıs için Taksim çağrısı yapan sendika ve partiler hangileri?
Her yıl 1 Mayıs yaklaşırken başlayan Taksim Meydanı gerilimi bu yıl da yaşanıyor. 1 Mayıs 1977'de yaşanan kanlı 1 Mayıs'ın ardından işçiler için sembol haline gelen Taksim Meydanı, 2004 yılına kadar İstanbul'daki kutlamaların adresi oldu.

AK Parti iktidarı ise 2004'te Taksim Meydanı'nı 1 Mayıs kutlamalarına kapattı. 2010 yılına kadar ise her yıl 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkmak isteyen gruplar polisin sert müdahalesi ile karşılaştı .

2010 yılında Taksim Meydanı 1 Mayıs kutlamalarına yeniden açılırken, 2013 yılında yeniden yasaklandı.

O yıl 1 Mayıs kutlamaları için Taksim'e çıkmak isteyenlere yapılan sert müdahale, hemen arkasından patlak verecek olan Gezi eylemlerinin de ateşleyicisi oldu.

O günden sonra AK Parti, 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda kutlanmasını bir daha serbest bırakmadı ve alan çıkmak isteyen kitleler her yıl gözaltına alındı.

Bu yıl da Taksim gerginlik  sebebi

Bu yıl da 1 Mayıs yaklaşırken başta DİSK ve KESK olmak üzere çeşitli sendikalar ve siyasi partiler Taksim Meydanı için çağrıda bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi de (CHP) 1 Mayıs için Taksim çağrısı yaptı.

Ancak önce İstanbul Valisi Davut Gül, ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs gösterilerine yasaklandığını açıkladı.

Ancak 1 Mayıs'a iki gün kala sendikaların ve partilerin Taksim ısrarı sürerken, iktidar ise alternatif bir kutlama alanı göstermedi.

İktidara yakın HAK İŞ Konfederasyonu 1 Mayıs'a Kocaeli'nde, Memur Sen ise İzmir'de kutlama kararı aldı.

Taksim'e çağrı yapanlar

Öte yandan 1 Mayıs için pek çok sendika, meslek örgütü ve siyasi parti de 1 Mayıs için Taksim çağrısı yaptı.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) basın açıklamasında sendikaların 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaklarını açıklayarak üyelerine Taksim çağrısı yaptı.
Öte yandan CHP, DEM,  TKP, HKP ve EHP gibi partiler de 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaklarını duyurdu.

Sosyalistlerden ortak çağrı

Emek Partisi, Halkevleri, SOL Parti, Türkiye İşçi Partisi ve Türkiye Komünist Hareketi'nin İstanbul örgütleri, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürümek üzere Saraçhane'de saat 10.00'da buluşma çağrısı yaptı.

Ortak açıklamada "Türkiye işçi sınıfının mücadelesiyle tarihsel ve kentsel bir anlam kazanmış olan Taksim'i emekçilere kapatarak işçi sınıfının ortak mücadele hafızasını kesintiye uğratmak istiyorlar. AYM kararını tanımayarak kendi yarattıkları hukuku dahi ayaklar altına alıyor, gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal etmeye devam ediyorlar. Yasaklarla, baskılarla engellemeye çalıştıkları, işçi ve emekçilerin insanca bir yaşam ve çalışma talebi, eşit ve özgür bir yaşam mücadelesidir" denildi.

AYM kararı var

Anayasa Mahkemesi 2023 yılında, Taksim'de kutlama yapılmasının engellenmesinin "Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının engellenmesi" olduğuna hükmetmişti.

2009'da resmi tatil ilan edildi

Türkiye Cumhuriyeti'nin Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkileri çerçevesinde, Ankara'da, 1 Mayıs 1922'de işçi bayramı kutlandı.

Cumhuriyet tarihindeki ilk resmi kutlama ise 1 Mayıs 1923'te yapıldı.

Milli Güvenlik Konseyince 12 Eylül döneminde resmi tatil olmaktan çıkarılan 1 Mayıs, 2009'da "Emek ve Dayanışma Günü" olarak yeniden resmi tatil ilan edildi.

Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı: 22 kişi cinayetten yargılanacak

Öldürülen Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş soruşturması tamamlandı. Başsavcılık , 22 kişi hakkında ''tasarlayarak öldürme'' suçundan iddianame düzenledi.
29.04.2024 13:21:00
Haber Merkezi
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı: 22 kişi cinayetten yargılanacak
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı: 22 kişi cinayetten yargılanacak
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturma bir  yıl 4 ay sonra tamamlandı. Başsavcılık, 22 kişi hakkında ''tasarlayarak öldürme'' suçundan iddianame düzenledi. İddianame, Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Ankara Başsavcılığı, 30 Aralık 2022'de Ankara Çukurambar'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturmasını tamamladı. Başsavcılık, ''tasarlayarak öldürme'' suçundan 22 kişi hakkında iddianame düzenledi. Söz konusu iddianame, Ayhan Bora Kaplan Davası'na da bakan Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

NE OLMUŞTU?

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022'de, Ankara'da Çukurambar'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Soruşturma kapsamında bugüne kadar aralarında tetikçi Eray Özyağcı, eylemi organize eden Doğukan Çep, eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem ile 3 polisin de aralarında bulunduğu 22 kişi tutuklanmıştı. 

İstanbul koşu şehri oluyor

 
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından düzenlenen Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu rekor bir katılımla yapıldı. Tarihi Yarımada parkurunda yağmurlu havaya rağmen 10 bin 129 yarışçının katıldığı yarı maratonu erkeklerde Faslı atlet Hicham Amghar 59.47'lik derecesiyle kazandı. Kariyerindeki en iyi yarı maraton derecesine ulaşan Amghar, geçen yılki yarı maratonda 59.58 ile ikinci olmuştu. 
29.04.2024 12:00:00 / Güncelleme: 29.04.2024 14:46:12
RUHİ SARI
İstanbul koşu şehri oluyor
İstanbul koşu şehri oluyor

Erkeklerin kazananı Hicham (Hişam) Amghar, geçtiğimiz yıl ikinci tamamladığı Türkiye İş Bankası İstanbul Yarı Maratonu'nda kovaladığı zafere bu yıl kariyerinin en iyi derecesiyle ulaştı. Amghar, bir önceki en iyi derecesini 59.53 ile Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Ras Al Khaimah (Şarika) Yarı Maratonu'nda elde etmişti. Kadınlardaki en hızlı atlet olmayı başaran Sheila Chelangat da kariyerinin en iyi yarı maraton derecesini koştu. İstanbul Yarı Maratonu şampiyonları 15'en bin dolarlık ödülün de sahibi oldu.

Kenyalılar ve Etiyopyalılar kürsüde başkalarına yer bırakmıyor!

Dünyanın 11, Avrupa'nın ise 4 Gold Label (Altın Eiket) kategorisi içinde yer alan ve 'En Hızlı Yarı' sloganıyla koşulan yarışta erkeklerde ikinciliği 59.55'lik derecesiyle Etiyopyalı Dinkalem Ayele, üçüncülüğü de 1.00.03'le yine Etiyopyalı Gemechu Bute aldı. Kadınlarda ikinciliği 1.07.14'lük derece tutturan Kenyalı Miriam Chebet, üçüncülüğü ise 1.08.17 ile koşan Etiyopyalı Zewditu Aderawelde etti. Erkekler kategorisindeki yarışa Virjin Adaları'ndan katılan Eduardo Terrance Garcia, 1.03.53'lük derecesiyle ülke rekorunu da elde etti. Gerek yarı maratonda, gerekse de maratonda son dönemde Kenyalılar ve Etiyopyalılar dışında kürsüye çıkabilen koşucu pek yer almıyor. 21 Nisan'da düzenlenen İzmir Maratonu'nda Japon koşucu Suguru Okabe (haberlerde Oktabe olarak geçiyor) 2.43.16 ile kadınlar kategorisinde 3. ilan edilmişti ancak erkek çıktı! Okabe, daha sonra erkek kategorisine alındı. Yine 28 Nisan'da yapılan Hamburg, Madrid ve Belgad maratonlarını da Kenyalılar ve Etiyopyalılar kazandı. Bu açıdan bakıldığında Faslı Amghar'ın İstanbul zaferi istisna niteliğinde. 


Yarı maratonu yaklaşık 4 bin 800 kişi tamamaldı

Geçen sene 10K ve 21K'da toplam 8 bin 786 kişinin koştuğu Türkiye İş Bankası İstanbul Yarı Maratonu, bu yılyüzde15'lik artışla 10 bin 129 yarışçıya ev sahipliği yaptı. Yağmurlu havaya rağmen büyük ilgi gören yarı maraton hem büyük bir sportif rekabete hem de çok renkli görüntülere sahne oldu. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'nda İstanbul Vali Yardımcısı Ünal Kılıçarslan, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Celal Aksoy, Spor İstanbul Genel Müdürü İ. Renay Onur, Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle, İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, Avrupa Birliği Büyükelçisi ve AB Türkiye Delegasyon Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut ve İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü Muhittin Özbayyerlerini aldı. Meyer-Laundrut ayrıca 21K koşusuna da katıldı ve yarışı tamamladı. Spor İstanbul'un 29 Nisan sabahki verilerine göre yarı maratonu (21.1 kilometrelik koşu) 4 bin 773 kişi tamamladı. Diskalifiye gibi nedenlerle sayı değişebiliyor. 

Türkiye doğumlular içinde en iyi derece

Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'nda aynı zamanda Türkiye yarı maraton şampiyonları da belirlendi. Erkeklerde 1.02.44'lük derecesiyle Ali Kaya (Kenya asıllı bir sporcu), kadınlardaysa 1.13.34'lük derecesiyle Özlem Kaya ipi göğüslemeyi başaran atletler oldu. Genel sıralamada 21. olan Ali Kaya en iyi derecesine ulaşamadı. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, bir ilke daha sahne oldu. Türkiye doğumlular içinde en iyi dereceyi 1.03.48 ile Ramazan Özdemir elde etti. Genel klasmanda 28. olan Özdemir, Türk sporcular içinde 2. sırayı aldı. Türkiye'de ilk kez 16 yaş ve üstü gençler de yarı maraton koştu. Bunlar içinde parlak bir dereceye ulaşan atlet olmadı. Elit atletlerde birincilerin 15'er bin dolar ödül aldığı Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'nda yaklaşık 8 milyon liralık ödül dağıtıldı.


Koşu kültürü yaygınlaşıyor

Toplam 4 bin 773 sporcu yarı maratonu bitirmeyi başardı. Bunların 3 bin 769'u Türk... Koşu yapmak için alanlar kısıtlı olsa da Türkiye'de koşuya gönül verenlerin sayısı artıyor. Yağmurun etkisiyle dereceler de güzelleşti. 21 Nisan'daki izmir Maratonu'nu 107. sırada bitiren Yeni Mesaj Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Recep Bahar da İstanbul Yarı Maratonu'nu kişisel en iyi derecesi olan 1.38.00'lık dereceyle tamamlayarak genel klasmanda 716., Türk sporcular içinde 507., 50-54 yaş kategorisinde ise 28. sırada yer aldı.

Katılım daha da artacak

Spor İstanbul Genel Müdürü Renay Onur, İstanbul Yarı Maratonu'nun dünyada popüler olmaya başladığını aktararak, "Kırılan dünya rekoru, buranın daha çok konuşulmasını sağlıyor. Elit atletler rekor kırmak, olimpiyatlar için puan almak veya kişisel en iyi derecesini yapmak için burayı tercih ediyor. Avrupa katılımcıları 2013'ten sonra azalmıştı. Turistler de de azalmıştı. Son üç yıldır fuarlara da katılıyoruz. Hızlı bir şekilde yabancı katılımın da arttığını görüyoruz. Hatta yerli katılımından daha fazla yabancı katılımı var. Burası 2-3 sene sonra maratondan daha fazla kişi katılır hale gelecek" şeklinde konuştu.

Ege Denizi'nde 4.2 büyüklüğünde deprem

Ege Denizi'nde 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi

 
29.04.2024 10:15:00
AA
Ege Denizi'nde 4.2 büyüklüğünde deprem
Ege Denizi'nde 4.2 büyüklüğünde deprem

Ege Denizi'nde 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 07.24'te merkez üssü Ege Denizi olan 4,2 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.

Muğla'nın Datça ilçesinin yaklaşık 195,27 kilometre açıklarında meydana gelen depremin 9,65 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.
 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.