Şikâyet yerine şükretmek

İnsanın dünyaya geliş gayesi; ibadet etmek, dua etmek, imtihan olacağını bilmek ve güzel ameller yapmaktır.

Güzel amel; inanarak insanlığın faydasına olan işler yapmak, adaletin ve barışın tesisi için çalışmaktır. Bunlar yüce kudrete inanarak yapılmalıdır. İnanmadan yapılan işlerin ecri de yoktur.

İnanmanın olmazsa olmazı da insanları sevmekten geçer. Bunun da gerçekleşebilmesi için insanlar arasında selâmı ve barışı yaymak şarttır. Selam ve barışın yayılması zihinsel gücün yayılmasını artırır. Fiziksel güce ihtiyaç duyulduğundan daha fazla zihinsel güce ihtiyaç vardır. Zihinsel olarak rahat olan fiziksel olarak da rahat olur.

İnsan ilk önce kendini sevmekten başlayacak. Kendini seven etrafını da sevmeye, etrafına sevgi sinyalleri göndermeye başlar. Karşı taraftan da kendine aynı sinyaller gelmeye başlayacak ve insanlarla kaynaşma sağlanacaktır.

Kendini eleştiren ve acıyan insanlar mutlu olamaz, başarılı da olamaz. İnsan kendini acıma ve eleştirme yerine "şükretmeye" odaklaması gerekir. Sabah uyanabildi, nefes alabildi, suyunu içebildi, lavaboya gidebildi, yeni güne katılabildi, daha güzel işler yapabilecek, en önemlisi yaşıyor. Bundan dolayı şükredecek.  Ne tür sıkıntı ile karşılaşırsa karşılaşsın ondan daha kötüsünün olabileceğini unutmayacak. Kendini eleştiren ve acıyan insan olumsuzlukları kadere bağlar, her zaman olumsuzlukların kendini bulduğunu söyler. Şükretme odaklı insan ise her olumsuzdan olumlu bir sonuç çıkartır.

Kaza yapan iki insanı ele alalım. Biri başına gelen kaza ile ilgili her zaman bu işler beni bulur, kaderim ne kötü diye sızlanır, arabadan sinirli bir şekilde, karşı tarafı suçlayarak belki de hakaret ederek arabasından iner. Hâlbuki şükretmeye odaklı olan insan arabadan karşı tarafa tebessümle geçmiş olsun der, ne gelirse mala gelsin, ölü ve yaralı olmadığına, hasarın az olduğuna şükreder. Şükretmek malı, sevgiyi, nimeti artırır.

Elbette Allah'tan gelen, müdahale şansımızın olmadığı şeylere şükredeceğiz. Birileri hakkımızı yiyorsa hakkımızı alana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Hakkımızı aramaz ve savunmazsak kendimize en büyük haksızlığı yapmış oluruz.