İslâm'ın ilk emri "Oku" dur. Bu emir "Keree" kelimesi ile verilmiştir. Daha henüz ortada okunacak bir metin olmadığına göre, okumaktan kasıt; anlamak, düşünmek, idrak etmek ve çağırmak demektir. Düşünmek, tefekkür etmek, hayal etmek başlı başına bir ibadet ve duadır. İslâm'ın ilk zamanlarında olduğu gibi günümüzde de en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerin başında bunların gelmesi gerekir. Tefekkür ibadetlerin en başında olmalı dense yanlış denmiş olmaz.
Düşünmeyen, hayal etmeyen, aklını kullanmayan, yeni keşifler, yeni buluşlar elde edemez. Sağlıklı, verimli düşünebilmek, hayal kurabilmek dağarcığımızdaki kelimelerle ilgilidir. Kelime hazinesi ne kadar çok olursa o kadar çok hayal kurar ve o kadar çok tefekkür ederiz. Kullanılan kelime sayısının çoğalması isteniyorsa da çok okumalı, yazmalı ve araştırma yapılmalıdır. Elbette ki anlayarak okumak, yazmak ve araştırmak.
Okumaktan kasıt anlayarak okumak olduğuna göre, okuyabilmek, yazmak için de okur-yazar olmak gerekir. Okur-yazar olmak, herkesin ana dilinde okuması ve yazması demek olmasına rağmen, Arap milliyetçileri okuma ve yazmayı "Arapça" yazmak ve okumak olarak anlamak istediler. Allah her dili bildiğine ve anladığına göre her dilde, okumak, yazmak ve konuşmak bir eksiklik değil Allah'ın varlığının bir ayetidir.
Bu manada Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün harf devrimi "Oku" emrinin bir gereğidir. Birilerin zannettiği gibi İslâm'a karşı yapılan bir fiil değil, İslâm'a hizmetin bir gereğidir.
İkinci "Okumak" emri "Tela" kelimesi ile verilmiştir. Türkçeye tercüme ederken yine okumak olarak tercüme ediyoruz. Hâlbuki takip etmek, ona uygun şekilde hareket etmek, izini sürmek, okuyup aktarmak ve uygulamak manalarına da gelir. Elbette Kur'an'ı takip etmek, O'na uymak, O'nu okuyup aktarmak anlaşılmalıdır. Allah (cc) (Ankebut, 45)'te bu şekildeki okumayı namaz ibadetinden önce zikreder. "Kitaptan vahyolunanı okumak" sadece Kur'an'dan okumak manasına gelmez. Kâinat da bir kitap, her bir insan da bir kitap olduğuna göre, kâinat ve insanla ilgili okunan her şey de ibadettir.
Altını çizerek ifade etmek gerekirse "Okumak" en önde gelen bir ibadettir. Okumanın içinde tefekkür de ihmal edilmemelidir. Böyle olmasına rağmen İslâm toplumunda Türkiye hariç okur-yazar oranı halâ yüzde 45'lerde seyrediyor. Bu yanlış anlayış Arap milliyetçiliğinden kaynaklanmaktadır. Sanki İslâm'ı öğrenmek için Arapçayı bilmek zorunda imiş gibi bir algı yaratıldı.
Üçüncü okumak emri "Rettele" kelimesi ile verilmiştir. Bu da; güzel okumak, yavaş ve açık okumak, beyan etmek, yavaş yavaş (ağır ağır) okumak manalarına gelir.
Okumanın içinde; anlayarak okumak, düşünmek, hayal etmek, ,istemek, dua etmek, yavaş yavaş okumak, sindire sindire okumak, benimseye benimseye okumak var. Bu kadar çok şeyi ihtiva eden bir başka ibadet şekli var mıdır?
- Sadece namaz Cennet’e götürür mü? / 06.10.2023
- Ücreti alınanın ecri olur mu? / 30.09.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ırkçılık mı? / 28.09.2023
- Peygamberimiz kavmini Allah'a şikâyet etti mi? / 22.09.2023
- Cami yaptırmak israf olur mu? / 18.09.2023
- Şikâyet yerine şükretmek / 15.09.2023
- Çoğunluk hak değildir / 11.09.2023
- İslâm'ın ilk emri oku! / 07.09.2023
- Cahillerden olma! / 04.09.2023