Silahlar şefe teslim!

AKP-PKK süreciyle Amerika ve Büyük Ortadoğu Projesi’le bağlarını kuramayan aklı karışıklar artık zorlanmayacak.
Amerika ses vermeye başladı.
Prof. Dr. Henri Barkey, AKP ve PKK’nın kulaklarına Atlantik ötesi rüzgarı üflüyor.
Barkey kim, filan demeyeceğinizi biliyorum.
CIA’in üst düzey yöneticilerinden ve Ortadoğu Masası eski Graham Fuller’i hatırlarsınız.
PKK terör örgütünün kuluçka döneminden bugünkü siyasallaşma sürecine kadarki serencamında çok büyük katkıları olan istasyon şeflerinden Fuller.
Fuller’in sağ kolu Barkey…
Prof. Dr. Barkey, Amerika’nın önde gelen think-thank kuruluşlarından Carnegie Endowment For International Peace’in uzmanlarından.
Türkiye’de kısaca Amerika’nın sesi olarak bilinir.
Hararetli KCK gündeminin olduğu sene başında AKP hükümetinin kulağına birkaç damla kar suyu kaçırmıştı Barkey. Akşam’dan Şenay Yıldız’a demişti ki:
“BDP’liler, bana, artık gençleri kontrol edemiyoruz, diyorlar.”
“Türkiye’de de bir ‘intifada’ yaşanabilir.
Erdoğan’ı uyarmışlardır herhalde…
Bağımsız ve ayrı bir devletten ise, bölgesel özerklik tanıyın, rahatlayın.
Anayasanın tamamıyla değişmesi lazım!”
Satır arasında bir not daha düşmüştü Barkey.
PKK silahları, ne Türkiye’ye verir, ne de Kuzey Irak yönetimine; bu işin ağabeyi, bölge şefi Amerika… Şefe teslim ettirmek en akıllıca yol.
Erdoğan ve ekibi, AKP-PKK sürecinin bir Amerika BOP süreci olduğunu Türk milleti fark etmesin diye, olayın bu yönünü gözden kaçırmaya çalıştı.
Amerika’nın sesi Prof. Dr. Barkey, tekrar seslenmek ihtiyacı hissetti:
“Silahlar şefe teslim!”
“Silahlar ABD’ye bırakılabilir!”
“Ancak bunları şimdiden konuşmak doğru değil” eklemesi de yapıyor Barkey.
AKP’nin ukala takımının (akil insanlar), Türk milletine hazmettirme faaliyetinde henüz bir arpa boyu mesafe kat edemediler, dolayısıyla konuşmak doğru değil, diyor; ama ne yapalım ki, hükümete de önemli bir hatırlatma yapmak da gerekiyor.
Barkey bunu yapıyor.
Amerikan yönetimi, Ortadoğu’ya ve bölgemize “daha az insanî ve iktisadî maliyet”le yerleşme niyetini gizlemiyor.
Erdoğan’ın, Suriye bahanesiyle NATO’yu bölgeye davet etmesi de henüz unutulmuş değil…
Bu arada Amerikan üst düzey askeri yetkililerin peş peşe Türkiye’ye gelerek, Rusya’nın burnunun dibinde, Karadeniz sularında “tatbikat oyunu” oynamakta ısrarcı olması, elbette dikkat çekiyor.
Stratejik derinlik sahipleri, Obama-Erdoğan görüşmesinin ana gündem maddelerinden birinin bu mesele olacağını hatırlatıyor.
Barkey’in Erdoğan hükümetine, AKP-PKK sürecinde “eğer silahlar teslim edilecekse tek güvenilir adres” ve bölgesel şef olarak Amerika’yı yeniden hatırlatması, önümüzdeki günlerin çok ağır ve sancılı gelişmelere gebe olduğunun habercisidir.
Türk milleti, AKP-PKK sürecini bu açıdan görür, fark ederse; kendisine ders vermek ve PKK’nın taleplerini hazmettirmek için seferber olan ukala takımına, öyle dersler verir ki… Amerika’nın da hesabı bozulur, AKP’nin de, PKK ve Apo’nun da!
Türk milleti, bu hesabı bozmazsa, AKP-PKK süreciyle olgunlaştırılan “son vuruş”la kendi biter.