Dünya silah pazarını Rusya ile birlikte elinde tutan ABD, hem dünya barışı için belli ülkeleri silahsızlandırmaya çalışıyor, hem de silahsızlandırdığı o ülkeler üzerinden yeni yeni savaş cepheleri açıyor.
Silah ihracında tekeli elinde bulunduran ABD, birinciliği eline geçirse de Rusya ile genel anlamda ve ihraç kalemlerinde kıyasıya bir rekabet veriyor. ABD ve Rusya'yı Almanya, Çin ve Hindistan takip ediyor.
Afganistan ve Irak işgalinden sonra uluslararası silah pazarını ABD'ye kaptıran Fransa, İngiltere ve İtalya bu pazardan dışlanmamak için gayret sarfediyorlar.
Fransa ve Rusya, Birleşmiş Milletler kurumlarında ABD'nin Ortadoğu kararlarına muhalif olmaları boşa değil.
Irak başta olmak üzere, Filistin ve Arabistan pazarında etkili bir şekilde yaralmak isteyen bu ülkeler, Amerika'nın Ortadoğu pazarında tek kalmasını istemiyorlar.
Fransa, Kuzey Afrika ülkeleri ve Ortadoğu' ya silah yığdırarak ekonomisini ayakta tutma niyetinde.
Rusya da; komşu ülkeler başta olmak üzere Hindistan, İran ve Çin gibi ülkelerde pazar payını artırmak istiyor.
Kimyasal, biyolojik ve nükleer silahları indirterek dünya barışını sağlamaya çalışan gelişmiş teknoloji sahibi ülkelerin, savaş çığırtkanlığı yaparak ve belli ülkelere tehdit savurarak silah ihraç etmeye çalışmaları tam bir ikiyüzlülük.
Gelişmiş ülkeler, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki etnik ve sosyal dokuyu kaşıyarak o ülkelerin iç yaplarını istikrarsızlaştırıyor, ve hükümetlerin silah taleplerini canlandırmaya çabalıyorlar.
Uluslararası terörle mücadale adı altında pazarlanan güvenlik tedbirleri ve silahlanma ihtiyaçları bu kapsamda değerlendirilebilir.
Dünyayı silah kalkanıyla sarmaya çalışan Amerika'nın; İran, Suriye ve Kuzey Kore gibi ülkelerin üzerine gitmesi komik bir tablo ortaya koyuyor.
Silahsızlanmadan çoğu ülke tedirgin aslında. Birinin silahsızlanması diğerinin silah yığmasına da zemin hazırlıyor.
Silah satamamadıkları için sızlanan gelişmiş sanayi ülkeleri, çoğu ülkede marjinal kesimleri ve antidemokratik hükümetleri desteklemekten de geri kalmıyorlar.
Silahsızlanma çabaları pek çok ülkenin sızılarını artırıyor.
Rusya, Irak'a yakın planda yeniden silah satmak istiyor. Putin'in ziyaretinde de silah satımı ile ilgili dosyalar var.
Almanya ve Fransa da, Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelere silah satmak niyetindeler.
ABD,Fransa, İtalya ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerin sızlanması boşa değil.
Silah ihracında tekeli elinde bulunduran ABD, birinciliği eline geçirse de Rusya ile genel anlamda ve ihraç kalemlerinde kıyasıya bir rekabet veriyor. ABD ve Rusya'yı Almanya, Çin ve Hindistan takip ediyor.
Afganistan ve Irak işgalinden sonra uluslararası silah pazarını ABD'ye kaptıran Fransa, İngiltere ve İtalya bu pazardan dışlanmamak için gayret sarfediyorlar.
Fransa ve Rusya, Birleşmiş Milletler kurumlarında ABD'nin Ortadoğu kararlarına muhalif olmaları boşa değil.
Irak başta olmak üzere, Filistin ve Arabistan pazarında etkili bir şekilde yaralmak isteyen bu ülkeler, Amerika'nın Ortadoğu pazarında tek kalmasını istemiyorlar.
Fransa, Kuzey Afrika ülkeleri ve Ortadoğu' ya silah yığdırarak ekonomisini ayakta tutma niyetinde.
Rusya da; komşu ülkeler başta olmak üzere Hindistan, İran ve Çin gibi ülkelerde pazar payını artırmak istiyor.
Kimyasal, biyolojik ve nükleer silahları indirterek dünya barışını sağlamaya çalışan gelişmiş teknoloji sahibi ülkelerin, savaş çığırtkanlığı yaparak ve belli ülkelere tehdit savurarak silah ihraç etmeye çalışmaları tam bir ikiyüzlülük.
Gelişmiş ülkeler, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki etnik ve sosyal dokuyu kaşıyarak o ülkelerin iç yaplarını istikrarsızlaştırıyor, ve hükümetlerin silah taleplerini canlandırmaya çabalıyorlar.
Uluslararası terörle mücadale adı altında pazarlanan güvenlik tedbirleri ve silahlanma ihtiyaçları bu kapsamda değerlendirilebilir.
Dünyayı silah kalkanıyla sarmaya çalışan Amerika'nın; İran, Suriye ve Kuzey Kore gibi ülkelerin üzerine gitmesi komik bir tablo ortaya koyuyor.
Silahsızlanmadan çoğu ülke tedirgin aslında. Birinin silahsızlanması diğerinin silah yığmasına da zemin hazırlıyor.
Silah satamamadıkları için sızlanan gelişmiş sanayi ülkeleri, çoğu ülkede marjinal kesimleri ve antidemokratik hükümetleri desteklemekten de geri kalmıyorlar.
Silahsızlanma çabaları pek çok ülkenin sızılarını artırıyor.
Rusya, Irak'a yakın planda yeniden silah satmak istiyor. Putin'in ziyaretinde de silah satımı ile ilgili dosyalar var.
Almanya ve Fransa da, Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelere silah satmak niyetindeler.
ABD,Fransa, İtalya ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerin sızlanması boşa değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005