Sandık ufukta göründü falan değil, artık sandık kapıda, hemen eşiğin dibinde.
Erken gelen, bir gece ansızın gelen, hiç de beklenmedik bir anda gelen sandık ne getirir ne götürür, göreceğiz.
Sandık, erkenden, zamansız kim tarafından milletin önüne getirilmişse, sandığı getirenlerin sandık tarafından erkenden götürüldüğüne dair yakın tarihimizde çokça örnekler var.
Nice siyasi partiler seçim sandığını erkenden, zamanı gelmeden milletin önüne koymuş ve kendisi de millet tarafından kapının önüne konmuştur.
Halihazırdaki ittifakın küçük ortağı 3 Kasım 2002 seçimlerini birbuçuk sene öne çekmişti ve o seçimin sonunda da Meclis'ten çekip gitmişti.
Rivayet o ki, iktidar partisi ile ittifak kurmasının ana sebeplerinden biri de barajın altında kalıp Meclis dışına düşme korkusudur.
Şimdi yaklaşık birbuçuk yıl erken gelen, normal süresinin birbuçuk yıl evvelinden milletin önüne getirilmesi kararlaştırılan sandık bakalım kimleri 'Ayşe ninenin çeyiz sandığına' kilitleyecek.
Türkiye'de son on beş-on altı yıl boyunca ayarı ile oynanmadık kantar kalmadı diyebiliriz.
Özellikle siyaset kantarının ayarları, gramları, tepeden tırnağa her şeyi altüst edildi.
"Ayarı ile oynadığınız kantar/Gün gelir sizi de tartar" ölçüsü gereğince şimdi siyaset kantarı, kendisinin ayarları ile keyfince oynayanları tartmaya hazırlanıyor.
Erken ya da zamanında millet, önüne getirilen bu sandık fırsatını iyi değerlendirip, 'söz hakkını' tam yerinde kullanmalıdır.
İktidar koltuğunda on altıncı yılını devam ettiren iktidar partisine yaptığı yanlışların ve yapmadığı faydalı icraatların hesabını sormalı, muhalefete de millet ve memleket meselelerini yeterince gündem etmediğinin hesabını sormalı.
On altı yıllık tek başına iktidarı boyunca elini-ayağını, kolunu-bacağını küresel tefecilere, küresel faiz lobilerine kaptırdığı her halinden belli olan iktidar partisine "sen kimsin ve bu hal neyin nesi?" sorusunu sorarken muhalefete de "benzin 7 liraya doğru koşarken sen hangi sepetin altındaydın?" sorusunu sormalıdır.
On altı yıllık iktidarı boyunca, küresel ağalara verdikleri söz gereği seksen milyonu pazar haline getiren tarımı ve hayvancılığı bitme noktasına getirecek düzenlemeler yapan iktidar partisine "hangi yüzle kapıma geldin?" sorusunu sorarken muhalefete de "bütün bu felaketler yaşanırken sen hangi oyunda ve eğlencedeydin?" sorusunu sormalıdır ve soracaktır bu millet.
Şimdi, ayarları ile çokça oynanan siyaset kantarına çıkma zamanı.
Bakalım kimler kaç okka geliyorlar!..
Erken gelen, bir gece ansızın gelen, hiç de beklenmedik bir anda gelen sandık ne getirir ne götürür, göreceğiz.
Sandık, erkenden, zamansız kim tarafından milletin önüne getirilmişse, sandığı getirenlerin sandık tarafından erkenden götürüldüğüne dair yakın tarihimizde çokça örnekler var.
Nice siyasi partiler seçim sandığını erkenden, zamanı gelmeden milletin önüne koymuş ve kendisi de millet tarafından kapının önüne konmuştur.
Halihazırdaki ittifakın küçük ortağı 3 Kasım 2002 seçimlerini birbuçuk sene öne çekmişti ve o seçimin sonunda da Meclis'ten çekip gitmişti.
Rivayet o ki, iktidar partisi ile ittifak kurmasının ana sebeplerinden biri de barajın altında kalıp Meclis dışına düşme korkusudur.
Şimdi yaklaşık birbuçuk yıl erken gelen, normal süresinin birbuçuk yıl evvelinden milletin önüne getirilmesi kararlaştırılan sandık bakalım kimleri 'Ayşe ninenin çeyiz sandığına' kilitleyecek.
Türkiye'de son on beş-on altı yıl boyunca ayarı ile oynanmadık kantar kalmadı diyebiliriz.
Özellikle siyaset kantarının ayarları, gramları, tepeden tırnağa her şeyi altüst edildi.
"Ayarı ile oynadığınız kantar/Gün gelir sizi de tartar" ölçüsü gereğince şimdi siyaset kantarı, kendisinin ayarları ile keyfince oynayanları tartmaya hazırlanıyor.
Erken ya da zamanında millet, önüne getirilen bu sandık fırsatını iyi değerlendirip, 'söz hakkını' tam yerinde kullanmalıdır.
İktidar koltuğunda on altıncı yılını devam ettiren iktidar partisine yaptığı yanlışların ve yapmadığı faydalı icraatların hesabını sormalı, muhalefete de millet ve memleket meselelerini yeterince gündem etmediğinin hesabını sormalı.
On altı yıllık tek başına iktidarı boyunca elini-ayağını, kolunu-bacağını küresel tefecilere, küresel faiz lobilerine kaptırdığı her halinden belli olan iktidar partisine "sen kimsin ve bu hal neyin nesi?" sorusunu sorarken muhalefete de "benzin 7 liraya doğru koşarken sen hangi sepetin altındaydın?" sorusunu sormalıdır.
On altı yıllık iktidarı boyunca, küresel ağalara verdikleri söz gereği seksen milyonu pazar haline getiren tarımı ve hayvancılığı bitme noktasına getirecek düzenlemeler yapan iktidar partisine "hangi yüzle kapıma geldin?" sorusunu sorarken muhalefete de "bütün bu felaketler yaşanırken sen hangi oyunda ve eğlencedeydin?" sorusunu sormalıdır ve soracaktır bu millet.
Şimdi, ayarları ile çokça oynanan siyaset kantarına çıkma zamanı.
Bakalım kimler kaç okka geliyorlar!..
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024