Şimşek: "Yağmur yağacak, tedbir alıyoruz"

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Bursa'da Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin açılışında ekonomiye dair açıklamalarda bulundu. Şimşek, konuşmasında 
"enflasyonun karşı karşıya olduğumuz en büyük sorunlardan biri" olduğunu belirttikten sonra "en büyük sebebinin liradaki değer kaybı" olduğunu vurguladı.
Ve Şimşek konuşmasının devamında şu dikkat çekici sözleri söyledi:
"Sorun reel sektörün döviz borçları. Ne yapacağız? Meşhur ABD Başkanı JF Kennedy'nin lafı var; 'çatıyı güneşliyken tamir etmek lazım.' Şu anda faizler nispeten düşük; ekonomiler büyüyor ama yağmur yağacak. Bunlar için tedbir alıyoruz. Döviz borçlanmaya sınır getireceğiz; KOBİ'lerde yaptık. Büyükler yönetebildiklerini söylüyor ama görüyoruz yönetemiyorlar; tedbiri alacağız. Maalesef yatırımlarda inşaatın payı çok yüksek?"
 "Vergi tabanımız dar, genişletmemiz lazım. Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi kastediyorum."
"Geleneksel sektörlerde kar payları düştü..."
"Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var. Türkiye'nin de Avrupa'ya ihtiyacı var; demokratik kaliteyi artırmamız, hukuk sistemini iyileştirmemiz için. Doğuda güneyde örnek olacak bir şey yok. Bu konularda Avrupa'dan ilham almaya devam edeceğiz?"
Bu arada dolar rekor düzeye tırmandı, tarihinde ilk kez 4 lirayı aşarak 4,03 liraya çıktı. Euro ise 4,97 lirayı aşarak 5 liraya dayandı. Uzmanlar, dolardaki bu rekor yükseliş için ABD Başkanı Trump'ın, yeni bir ticaret savaşı olarak yorumlanan Çin'e milyarlarca dolarlık ek gümrük vergisi ve yatırım kısıtlamalarına ilişkin kararlarını gösteriyorlar. Ayrıca kredi derecelendirme kuruluşlarının ABD Merkez Bankası'nın faiz artışları yapmasını beklediklerine ilişkin raporunun da etkili olduğu belirtiliyor.
Gerekçe ne olursa olsun, açıkça gözükmektedir ki, dışarıda birisi hapşırırsa, Türkiye ekonomisi ölümcül zatürree oluveriyor. Bu güneşli halimiz? Reel ekonomide yaşanan her türlü sıkıntılara, iflaslara, daralmalara rağmen, eğer hava Şimşek'in iddia ettiği gibi güneşliyse, yağmur yağdığında vay halimize, yağmurlu havayı hiç düşünemiyorum.
Yapılan ithalatlar açıkça göstermektedir ki, tarım ve hayvancılık bitmiş durumda; tekstilin kalbi Merter piyasası darmadağın vaziyette, dükkanlar boşalmış kiracı bulunamıyor; Kapalıçarşı, tarihinde ilk defa sinek avlıyor, dükkanlar bomboş, bankacılık sektörü dışında rahat olan hiçbir sektör yok. Zaten Şimşek, "geleneksel sektörlerde kar payları düştü" derken bu durumu izah ediyor.
Bakın, tarım dedik dilerseniz tarımın halini gözler önüne seren güncel bir örnek verelim. Mardin'de tarımsal sulamada kullandıkları elektriğin borcunu ödeyemeyen yaklaşık 7000 çiftçinin elektriği Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) tarafından kesildi.
7000 çiftçinin ödeyemedikleri borç tutarı 400 milyon lirayı buluyor. DEDAŞ'ın borcunu ödeyemeyen çiftçiler için yaptığı bu uygulamada borçsuz olanlar da mağdur oldu.
40 köy, 4 gündür elektriksiz, ışıksız. 21'inci yüzyıldayız, her ülke vatandaşını aydınlatmak için çaba sarf ediyor, biz ise karartmaya çalışıyoruz.
Kızıltepe İlçesi'ne bağlı Küçükboğazıya Köyü'nün muhtarı İbrahim Sarıboğa "400.000 lira borcumu ödeyemiyorum. Benim yüzümden bütün köyü mağdur etme hakları yok. Suyumuzu başka yerden temin ediyoruz. Çevremizde bulunan 40'tan fazla köyde de elektrik yok" dedi.
Ve ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek, yaklaşan yağmurdan bahsediyor. Belli ki, yakın bir zamanda yaşayacaklarımız şu an yaşadıklarımıza rahmet okutacak cinsten?
Yağacak yağmura yönelik alınacak tedbirlere bakılırsa, hükümet, dışarıda kredi bulmakta sıkıntılar yaşıyor; yani taşıma suyuyla dönen ekonomi değirmenine taşınacak su bulunamıyor. Bu durum, tamamen üretimden, tüketime her aşamada borçla dönen ekonominin suyunun azalması ve bitmesi anlamını taşıyor.
Bildiğiniz gibi, piyasada dolanan TL bile dışarıdan borç alınan doların karşılığı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi doların tercümesi? 
Şu bir gerçek ki dolar olmazsa, tercümesi de olmaz.
Vergi tabanını genişletmekten bahsediyor Şimşek, kayıtdışı ekonomi ile mücadele diyor. Bu, gelir kaynağı olarak sadece verigileri, cezaları ve zamları bırakan AKP hükümetinin, kazanan, kazanmayan her vatandaşa daha fazla vergi yükleyeceği anlamına geliyor.
Ve tek çözüm olarak da 50 yıldır bizi kapısında bekleten, her fırsatta sırtımızdan hançerleyen Avrupa'yı işaret ediyor, "Avrupa'dan ilham almaya devam edeceğiz" diyerek?
"Doğuda güneyde örnek alacak bir şey yok" diyerek de, yükselen değerin doğu olduğunu, BRICS devletlerinin Milli Ekonomi Modeli ile Milli Paralarla Ticaret ile Batı'yı her sahada mağlup etmelerini de göz ardı etmeye devam ediyor.
Esasen Avrupa dışında çözüm yok derken de, içimizdeki gerçek çözüm sahibini Prof. Dr. Haydar Baş'ı gizlemeye devam ediyor.
Halbuki Prof. Dr. Baş, Sayın Şimşek'in yukarıda problem olarak saydığı bütün sorunların çözümünü Milli Ekonomi Modeli'nde, formülüne varıncaya kadar yazıyor, anlatıyor.
Millet ve siyaset görmemekte ısrar ettikçe, yağmur da yağar, tipi de olur, kasırga da olur. Ve ardından Nuh Tufanı gelir, elimizde ne var ne yok hepsini siler süpürür.