24 Nisan 2006 yılında Yeni Mesaj gazetemizde aşağıda okuyacağınız makaleyi kaleme almıştım. Geçen gün bir okuyucum günümüzle ilintili anlamlı bir makale olduğunu dile getirmesi hasebiyle istifadenize sunuyorum.
Teksas Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Eric R. Pianka Teksas Bilimler Akademisi'nde bir konuşma yaparak, dünya kaynaklarının insanlara yetmediğinden bahsedip "Kaynaklar tükenince insanlık yok olacak" gerekçesiyle bakın neler öne sürmüş: "Büyük ölçüde nüfusun küçülmesi gerekiyor. Ama, savaş ve açlık dünya nüfusunu azaltmaz. AIDS iyi bir yöntem gibi görünüyor. Ancak çok yavaş seyredip az insan öldüreceği için etkili değil." Dünya insanlarının hızlı ve seri halde ölmeleri için ne yapmak gerek?
Onun da cevabını veriyor büyük bilim adamı(!) "Ebola, çok hızlı ve kolay yayılan bir hastalık. Öldürme oranı da çok yüksek. Dünyanın çeşitli yerlerinde Ebola salgını yaratırsak, insanların yüzde 90'ı ölür. Bu sayede geriye kalan yüzde 10'luk kesim refah içinde yaşar.
"Konuşmanın sonunda 400 kadar dinleyici, ABD'li bilim adamı Prof'u çılgınca alkışlarlar. Elbette Prof. Dr. Eric R. Pianka'nın ferdî bir görüşü değil bu görüş.
ABD'nin ve dolayısıyla Batı'nın, haçlının kimyasını ve hayata, olaylara bakış açısını ortaya koyan bir ölçü bu: Dünya nüfusunun % 90'ını öldürmek. İşte bundandır ki dünya bugün huzursuzdur ve hemen hemen her tarafta kan, zulüm ve gözyaşı hakimdir.
Her şeyden evvel belirtelim ki yukarıdaki görüş ve düşünce külliyen yalan ve yanlıştır. Batı bu yalan ve yanlış düşüncesiyle yıllarca sınırsız olan kaynakları belirli ellerde tekelleştirip yetersiz ve sınırlı hale getirmiştir. Ve hemen hemen geri kalmış tüm dünya devletlerini iliklerine dek sömürmüş ve yine sömürmeye devam etmektedir. Oysa gelecekte tüm geri kalmış dünya devletlerinin de el kitabı olacak Milli Ekonomi Modeli'nde de belirtildiği şekliyle dünya hem sınırsız hem de sürekli yenilenen kaynaklara sahiptir. Öyle ki ülkemizde dahi 3 katrilyon dolarlık bir kaynak mevcuttur ve bu sadece Türkiye'yi değil tüm dünyayı asırlarca doyuracak miktarda bir kaynaktır.
Milli Ekonomi Modeli, dünyada kaynak savaşına neden olan, insanları birbirine karşı düşman yapan "kaynaklar sınırlı" anlayışını reddetmektedir. Dünyada bütün insanlığa kıyamete kadar yetecek kaynak mevcuttur. Milli Ekonomi Modeli'nde "kaynaklar sınırsızdır" temel tespitinin yanında ihtiyaçların da sınırlı olduğu vurgulanmaktadır. Esasen kapitalist anlayışın "ihtiyaçlar sınırsızdır" anlayışının altında insanların özellikle Batılıların sahip oldukları ihtiraslar, kaprisler, aç gözlülükler yatmaktadır. Kapitalist ekonomi "insan insanın kurdudur" felsefesinin bir ürünü olduğundan, Batı insanı ihtirasının ve "ene"sinin esiri olmuştur ve hep ben, ben demektedir. Onun içindir ki insanlığın %90'ı ölmelidir. Halbuki insanın yediği yemek, giydiği giyecek, bindiği binek ve kullandığı her şey sınırlıdır, yani ihtiyaçlar sınırlıdır.
Kaynakları kıt olarak görmek haddizatında bir nevi Allah'a kafa tutmak ve isyan etmektir. Bu görüş ve mantalite İslam inancına da taban tabana zıttır. Şu iki ayet-i kerime bile bunu apaçık bir şekilde ortaya koymaktadır: "Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın" (Hud Sûresi, 6). "Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışsanız, imkan yok sayamazsınız." (Nahl, 16)
Milli Ekonomi Modeli, hâlihazırda dünya üzerinde yaşanan açlık ve yoksulluğun kaynakların kıt olmasından değil sınırsız olan kaynakların adil olarak paylaşılmadığından yaşandığını net olarak ortaya koymaktadır. Evet dünya yine tarihte olduğu şekliyle Türk'ün eşsiz adaletini beklemektedir. Ve o günler elbette yakındır?
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025