Sınırsız şiddet

Ramazan ayına girmemizle birlikte saldırılarda azalma olur diye beklerken tam tersi yaşanıyor. Müslümanlar'ın kutsal saydığı bu ayda ne Irak'ta ne Afganistan'da ne de Filistin'de şiddet dinmiş değil.Afganistan'daki yerel operasyonda siviller öldürüldü. Irak'ta Ramazan'ın ilk gününde camiye saldırı düzenlendi, cami havaya uçurulurken cemaat enkazın altında kaldı. Filistin'de İsrail askeri yine küçük çocukları vurdu.Hele hele Irak'taki son saldırı oldukça ilginçti. Bazı kaynaklar Irak'ın Hilla kentinde yapılan cami saldırısını direnişçi saldırı  adı altında verdi. Peki bu direnişçi neden işgalci alanlarını değil de cami cemaatini hedef tutmuştu. Malum, direnişçi tanımlaması bölgede kendini savunan kişi ya da gruplar için kullanılırken bu saldırının direnişçi tanımlamasına alınması pek anlamlı değildi.Irak'taki işgale karşı savunmaya geçen Iraklı yerel güçlere de direnişçi denirken o kimlikte ve Müslüman ağırlıktaki bu yapılanmalar neden böyle bir saldırı yapsınlardı ki?Irak'taki tablo Ramazan ayında da acı resmini gösteriyor.Amerikan yönetimi "Terör"le mücadelenin uzun zaman alacağını söyleyerek bu ülkede epey zaman daha kalınılabileceğini söylüyor ama tarih konusunda net birşey söylemiyor.Irak lideri Talabani de buna yakın açıklamalarda bulunuyor. Irak'ta düzenin tam temini için Amerikan askerlerinin biranda gitmesini istemeyen  Talabani Amerikan askerleriyle barış ve güvenliğin temin edileceğini zannetmekte. Ki öyle olmuş olsaydı epey zamandır bölgede bulunan askerler barışı getirmiş olmazlar mıydı?İslam dünyası mübarek Ramazan ayına barış ve huzurla girip aynı şekilde bitirmeyi umut ederken devam etmekte olan bölgesel şiddet Müslümanlar'ı tedirgin etmekte.Sahura kalkarken, iftarımızı açarken Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de ölen/öldürülen Müslümanların haberleriyle sarsılıyoruz.Öte yandan  dünyamızda yaşanan seller, tayfunlar, depremler ve fırtınalarla hayatlarını kaybedenler karşısında hüzünleniyoruz.Kan, gözyaşı, şiddet vicdan ve sınır tanımıyor.