logo
24 ARALIK 2025


Harç mı, haraç mı?"

20.12.2025 00:00:00

Ülkemizde neyin yolunda gittiğini anlamak için bazen rakamlara değil, kelimelere bakmak gerekiyor. 

İnsanların gündelik hayatta hangi kelimeleri seçtiği, hangi ifadeleri artık daha sık kullandığı bize çok şey anlatıyor. 

Bugün sıkça duyduğumuz "harç mı, haraç mı?" sorusu da böyle bir işarettir.

 Bu bir dil meselesi değil, bir yönetme anlayışı meselesidir.

Bize daha iyisini layık gördüğünü anlatanların gerçek niyetlerinin toplamıdır. 

Harç, devletle vatandaş arasındaki makul ilişkinin ürünüdür. 

Bir hizmet, bir işlem vardır ve bunun karşılığında alınan bedel izah edilebilir bir şeydir. Vatandaş neye para verdiğini bilerek yaşar, devlet de neden aldığını anlatabilir. 

Bu bağ kopmadığı sürece itiraz da doğmaz. Çünkü mesele para değil, mantıktır, niyettir. 

Ama her alınan bedel harç değildir.

Bir bedel, hizmetle bağını kaybetmeye başladığında, zorunlu, kaçınılmaz ve alternatifsiz hale geldiğinde, hukuki adı ne olursa olsun toplumun zihninde başka bir yere düşer. 

Burada sorun miktar değildir. Küçük ya da büyük olması fark etmez. 

Adalet, rakamla değil, niyetle ve yöntemle ölçülür.

Hayatın olağan akışı içinde yapılan pek çok işlem artık sadece bir işlem değildir. Satmak, devretmek, belge almak, kayıt yaptırmak.

Bunların hiçbiri keyifli tercihler değildir, hayatın dayattığı mecburiyetlerdir. 

İnsanlar bunları istemedikleri halde yapmak zorunda kalır. İşte bu mecburiyet hali, zamanla bir gelir alanı olarak görülmeye başlandığında, devletle vatandaş arasındaki ilişki zedelenir, ve böyle de olmaya çoktan başladı. 

Çünkü mecburiyet pazarlık kaldırmaz.

Mecburiyet sorgulamayı bastırır.

Mecburiyet sessizliği büyütür.

Bu yolla alınan her bedel, vatandaşta şu duyguyu üretir hale geldi. 

Hizmet alan biri değil, yakalanmış biri olma hissi.

Sorular çoğalır, cevaplar azalır.

Araç satışlarından binde iki satış harcı alınacağı açıklandı. Araba satışından para alınması yetmiyormuş gibi bir de ekstra harç koymak açıklanacak gibi bir durum değil. 

Nedir bu vatandaşın dişinden tırnağından artırıp almak için bin bir zahmete ve zorluğa rağmen kazanımının üstüne konan vergiler, Allah aşkına. 

Pasaport meselesi, bu zihniyetin en görünür örneklerinden biridir. Pasaport bir ayrıcalık aracı değil, bir lütuf hiç değildir. Vatandaşın ülkesinden çıkabilme hakkının belgesidir. 

Yani bir özgürlüğün aracıdır. Özgürlükler erişilebilir olmak zorundadır. 

Erişimi fiilen zorlaştırılan bir özgürlük, kağıt üzerinde var olsa bile gerçekte daraltılmıştır.

Burada açık bir yasak yok, ama görünmez bir engel var. 

Kimse "gidemezsin" demez.

"Gidebilirsin ama bedeline katlanırsın" denir vatandaşa. 

Bu yöntem modern yönetimlerin sıkça başvurduğu bir yöntemdir.

Yasak koymadan sınırlamak. Hakları kaldırmadan erişimi zorlaştırmak. 

Böylece özgürlük söylemi korunur, ama fiiliyatta seçici bir filtre kurulur. 

İmkanı olan geçer, olmayan kenarda kalır, bi bakıma engellenir. 

Aynı mantık hayatın başka alanlarında da tekrar eder. Ortada yeni bir hizmet, yeni bir sistem, yeni bir kolaylık yoktur. 

Ama yeni bir bedel vardır. Çünkü artık mesele hizmet üretmek değil, hareketten pay almaktır. Yaşamak, işlem yapmak, ilerlemek, hepsi potansiyel bir tahsilat anına dönüşür.

Burada itiraz edilen şey, devletin gelir toplaması değil tabii ki. Devlet bizim, güçlü ve kudretli olması hepimizin şartsız koşulsuz tercihidir. 

Devlet elbette gelir toplar. Asıl mesele, bunun hangi anlayışla yapıldığıdır. 

Hak üzerinden mi, hizmet üzerinden mi, yoksa mecburiyet üzerinden mi?

Zorunlu olan her şey gelir kapısı haline geldiğinde, vatandaş kendisini, hak sahibi olarak değil, sürekli ödeme yapan biri olarak görmeye başlar. 

Devlet de hizmet sunan bir yapıdan çok, her adımda karşısına çıkan bir tahsilat mekanizması gibi algılanır. 

Güven böyle erir, sessizce, fark ettirmeden halkın öfkesini ve sitemini gitgide sistematik şekilde artırır. 

Dil bu yüzden sertleşir. İnsanlar kelimeleri rastgele seçmez artık. 

 "Harç" demekle yetinmeyip başka kelimelere yönelmeleri tesadüf değildir. Çünkü dil, hukuktan önce hisseder. 

Hizmetle açıklanamayan bedel, izah edilemeyen tahsilat, alışkanlık haline gelmiş artışlar, hepsi aynı duyguyu üretir, adaletsizlik.

Takvim değiştiğinde bu duygu daha da belirginleşir. Yeni yıl artık umut değil, tedirginlik çağrıştırır. 

İnsanlar "ne değişecek?" diye sormamaya başlar. 

Bu kez neyle karşılaşacağız diye düşünmeye başlar.

Artışların rutinleşmesi, sorgulamayı değil kabullenişi besler. 

Yeni yıl, iyileşmenin değil, yüklerin yeniden düzenlendiği bir eşik haline gelmeye başlar. 

Bu yalnızca ekonomik bir mesele değildir. Bu, gelecek algısı meselesidir. 

İnsanlar plan yaparken umutla değil, temkinle davranmaya başlar. 

Devletin en büyük sermayesi para değil. En büyük sermayesi güvendir, devletine olan inancıdır

Para toplanır, tablolar yapılır, kalemler dengelenir. 

Ama güven ve inanç kaybolduğunda, onu yerine koyacak bir muhasebe yoktur. 

Güven ve inanç gittiğinde, geriye sadece tahsilat kalır. Ve tahsilatla yönetilen bir düzen uzun süre ayakta kalamaz.

Onlarca hükümetler, siyasi iradeler geldi geçti. 

100 yaşını geçen Cumhuriyet ve daha önceki 600 yıllık devletimiz ve 2000 yıllık Türk tarihi bize bi şeyler anlatıyor. 

Tarihimize baktığımız vakit çok güçlü ve paralı olan devirleri değil, halkının iradecisine inancı ve güveni olduğunda daha mutlu ve huzurlu olduklarını gösteriyor. 

Bir ülkede insanlar her işlemde "acaba şimdi ne çıkacak" diye düşünmeye başlamışsa, her yeni yılı umutla değil kaygıyla karşılıyorsa, ödediği bedelin adını içinden geçirerek söylüyorsa, sorun kelimelerde değildir.

Sorun, talip olan ama çare olamayandadır. 

Ve demokratik rejimle yönetilen hukuk devletlerinde çözümün adresi her zaman sandıktır. 

Bu şanlı, şerefli halk, her zaman kendisine kıymet vererek yöneten iradeleri başa geçirmeyi bilmiştir.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Burhan Boran / diğer yazıları
Ankara'da düşen uçağın enkazına ulaşıldı
İçinde Libya Genelkurmay Başkanı da vardı
Beşiktaş, kupaya derbi galibiyetiyle başladı
Fenerbahçe -1- Beşiktaş -2-
Ankara'dan havalanan Libya Genelkurmay Başkanı’nı taşıyan uçak ile bağlantı kesildi
İçişleri Bakanı Yerlikaya’dan açıklama
Asgari ücret belli oldu
Bu yılda vermediler...
Özgür Özel, Grup Toplantısı'nda konuştu
'Deprem suçluları affedilmemeli'
DEM Parti Adalet Bakanı ile görüştü
'Yol haritasını konuştuk'
Menemen Olayı'nın 95. yılı
Şehit Kubilay'ı rahmetle anıyoruz
'Bu hukuk kime hizmet ediyor'
BTP liderinden çarpıcı açıklamalar
PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri'ne 2. dalga operasyon
İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Kocaeli ve Yalova'da 28 gözaltı
Bugünkü soruşturmanın adresi Şile Belediyesi
Operasyonda 22 şüpheli gözaltına alındı
Venezuela, tankerlerine "ablukaya" karşı yasa çıkardı
ABD'nin eylemleri 'korsan' olarak nitelendirildi
Trump'tan Venezuela'ya açık savaş tehdidi
"En güçlü donanmaya sahibiz"
Netanyahu, 7 Ekim'in soruşturulmasını istemiyor
"7 Ekim komisyonunun yetki ve sınırlarını hükümet belirleyecek"
Doğu Akdeniz'de tehlikeli ittifak!
İsrail, Yunanistan ve GKRY liderleri bir araya geldi
Trabzonspor'a Gençlerbirliği şoku
Zirve yarışında ağır darbe
Ankara'da düşen uçağın enkazına ulaşıldı
İçinde Libya Genelkurmay Başkanı da vardı
Beşiktaş, kupaya derbi galibiyetiyle başladı
Fenerbahçe -1- Beşiktaş -2-
Ankara'dan havalanan Libya Genelkurmay Başkanı’nı taşıyan uçak ile bağlantı kesildi
İçişleri Bakanı Yerlikaya’dan açıklama
Asgari ücret belli oldu
Bu yılda vermediler...
Özgür Özel, Grup Toplantısı'nda konuştu
'Deprem suçluları affedilmemeli'
DEM Parti Adalet Bakanı ile görüştü
'Yol haritasını konuştuk'
Menemen Olayı'nın 95. yılı
Şehit Kubilay'ı rahmetle anıyoruz
'Bu hukuk kime hizmet ediyor'
BTP liderinden çarpıcı açıklamalar
PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri'ne 2. dalga operasyon
İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Kocaeli ve Yalova'da 28 gözaltı
Bugünkü soruşturmanın adresi Şile Belediyesi
Operasyonda 22 şüpheli gözaltına alındı
Venezuela, tankerlerine "ablukaya" karşı yasa çıkardı
ABD'nin eylemleri 'korsan' olarak nitelendirildi
Trump'tan Venezuela'ya açık savaş tehdidi
"En güçlü donanmaya sahibiz"
Netanyahu, 7 Ekim'in soruşturulmasını istemiyor
"7 Ekim komisyonunun yetki ve sınırlarını hükümet belirleyecek"
Doğu Akdeniz'de tehlikeli ittifak!
İsrail, Yunanistan ve GKRY liderleri bir araya geldi
Trabzonspor'a Gençlerbirliği şoku
Zirve yarışında ağır darbe
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.