Siyaset, MGK bildirisinin altını doldurmalı

Son yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında "tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet" vurgusu yapıldı.Bu vurgu önemli ama zaten Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda tartışmaya bile açılmasına müsaade edilmeyen bu konular hakkında bugün neden böyle bir açıklama yapma gereği duyuluyor. Bu vurgunun yapılmasının en önemli nedeni son zamanlarda bu temel konuların artık tartışılıyor olmasındandır.Soru şu: Peki, bu tartışmalar durup dururken mi ortaya çıktı, yoksa bu bir sürecin parçası mı?Bugün iki devlet, iki bayrak, özerklik gibi konular her yerde konuşulur hale geldi.Bunda AKP Hükümetinin başlatmış olduğu demokratik açılımın büyük rolü vardır.Demokratik açılımla terör sorunu Kürt sorunu haline getirilmiş, Kürt sorunu olarak da Kürt vatandaşlarımızın Türkiye'nin gene-linde yaşanan iş ve aş problemlerinden muzdarip olması değil de Abdullah Öcalan'ın Kürt halkına giydirmek istediği kalıp baz alınmıştır.Bugün Kürt vatandaşlarımızın Kürtçe eğitim, resmi dilin Kürtçe olması, iki bayrak, özerklik gibi bir talepleri yoktur. Bölgede yapılan anketlerde bunu göstermektedir, halk iş ve aş beklemektedir. Hükümet halkın bu gerçek taleplerine cevap vermediği gibi Abdullah Öcalan'ın söylemlerine bürünerek ve onun yol haritasını çözüm olarak benimseyerek, Kürt vatandaşlarımızı bölücülerin kucağına bırakmaktadır. Siyasi icraatta durum buyken, hükümetin büyük ağırlığının bulunduğu sivilleşen MGK'da "tek dil, tek bayrak" vurgusu yapılması ister istemez, "icraat farklı, söylem farklı" yorumlarına neden olmaktadır.MGK'da ifade edilenler sonuna kadar doğrudur ama icraattan sorumlu siyasilerin bu ifadelerin altını dolduracak icraatlar ortaya koyması şart ve de zaruridir.Aksi takdirde bugün "tek bayrak, tek dil" vurgusu yapılır, yarın AB ve ABD baskısıyla açılımlara hızla devam edilir, her şey değişir, temel taşlar yerinden oynar ve bu sefer top-lanan MGK, "İki dilden, iki bayraktan fazla-sını asla kabul etmeyiz" açıklaması yapar ve bu maalesef böylece devam eder.  Cumhuriyetin temelleri böyle sarsıldıkça sonuçta artık açıklama yapacak bir MGK da bulamazsınız.Türkiye maalesef uyguladığı bağımlı politikalarla bütün kırmızıçizgilerini ortadan kaldırmaktadır. Dün kırmızıçizgimiz olan Musul'a, Kerkük'e, Kıbrıs'a, Kuzey Irak politikamıza, Casus Belli politikamıza, Ermenistan politikamıza ve daha nicelerine sahip çıkmadık, bugün artık dilimiz, bayrağımız, milli bütünlüğümüz tartışma konusu oldu?Bir yerden taviz vermeye başlarsanız sonuç bu noktaya kadar gelir. Dış politikadaki ihmalkarlık, temel dinamiklerimizin sarsılamaya başlamasına kadar geldi.  Görünen o ki ülkemizde en temel konuları bile yerle bir eden siyasi anlayışın MGK'daki vurgunun arkasında durabilmesi beklenemez. Bunun için yepyeni bir siyasi anlayışa ihtiyaç var. Bu anlayış milli olmalı, bağımsız olmalı, işi temelden yani ekonomiden almalı ve uyguladığı politikalarla ülkemizde devlet millet, sivil asker tek bilek tek yürek yapmalı?Bu noktada projesi olan tek partinin Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) olduğunu görüyoruz. BTP'nin hem milli bir ekonomik çözümü var, hem milli bir iç ve dış politikası var, hem de birlik ve beraberliği temin edecek argümanlara sahip.İşi sahibine bırakmak için hala geç kalmış değiliz.