Siyasilerimizin AB hayranlığını anlamak mümkün değil

Malum, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AB karşıtı olan ve Türkiye'yi AB'de istemeyen partiler zirve yaptı. Fransa, Hollanda, Avusturya, İngiltere, Danimarka, Finlandiya ve daha birçok AB ülkesinde AB karşıtları öne geçtiler.Fransa'da, Hollande'nin partisini açık ara geride bırakan Ulusal Cephe'nin lideri Marine Le Pen katıldığı televizyon kanalında Hollande'ye 3 şart sunduğunu belirtti.Birincisi, Türkiye'nin AB üyeliğinin veto edilmesi; ikincisi AB ile ABD'nin yürüttüğü Transatlantik Ticaret Anlaşması'nın sona erdirilmesi; üçüncüsü ise Fransa'nın Türkiye ile ortak çalışma yürüttüğü enerji ve demiryolu alanında faaliyet gösteren firma Alsom'un tamamen kamulaştırılması?Tabi, Ulusal Cephe'yi asıl öne geçiren husus, AB'nin tamamen lağvedilmesini talep etmesi?Dikkat ederseniz sunulan şartların ikisi Türkiye ile alakalı? AB'nin lokomotif ülkelerinden Fransa'nın zirveye oturan partisinin gündeminde Türkiye karşıtlığı ön planda?Durum buyken, AB'de yaşanan siyasi deprem üzerinde değerlendirme yapan Başbakan Erdoğan ve AB Bakanı Çavuşoğlu hala AB üyeliğinin stratejik bir hedef olduğundan bahsetmeye devam ediyorlar.Neymiş efendim, bugün Türkiye'nin AB ihtiyacından çok AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı çok net bir şekilde ortaya çıkmışmış.AB sürecine yeni bir ivme kazandırmak için ulusal eylem planı hayata geçireceklermiş.Yahu, AB halkları AB'yi istemiyor, bizimkiler hala AB sevdasında?Kraldan fazla kralcılık bu olsa gerek? Hem de alası?AB halkları, seçimlerde AB kaldırılsın diye baskı yapıyor, neredeyse 2014 yılını AB'yi lağvetme yılı ilan ediyor; bizimkiler ise tam tersine 2014 yılını AB yılı kabul ediyor. AB halkları, AB projesinin kendilerine ve halklarına verdiği zararlardan dem vurarak AB karşıtlığına soyunuyor; bizimkiler ise AB'yi hala stratejik bir hedef kabul etme körlüğüne devam ediyor.Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünkü yazısında ifade ettiği gerçeğin altını çizmek istiyorum: "Esasen bu vebal yılların boşa geçmesine sebep olan millete aittir."Bakın, AB halkları en demokratik hakları olan sandığı kullanarak kendi siyasi liderlerinin basiretsizliğini hesaba çekiyor. Bizim milletimiz ise onlarca yıl bize hiçbir değer katmayan AB'nin peşinde sürüklenip duran, hiçbir milli projeye sahip olmayan siyasilerimizle hala aynı yanlış yolda yürümeye devam ediyorlar.Halbuki, Türk milletinin içinde, taa 2000 yılında "AB 15 yıl içinde dağılacaktır" diyen, Milli Ekonomi Modeli ile de Türkiye'ye ve dünyaya mükemmel bir çözüm yolu gösteren Prof. Dr. Haydar Baş var.Milletimiz görmezden geldi, duymazdan geldi ve bugün sürünmeye devam ediyor.Le Pen'in 2. şartı da oldukça dikkat çekici?ABD ile ticaret anlaşmasının sona erdirilmesi gerektiğini vurguluyor.Bildiğiniz gibi, bu Transatlantik Ticaret Anlaşması, Rusya'nın AB halklarını etkilemesinin önünü kesmek için ortaya atılmıştı.Bunun iptal edilmesini isteyen bir liderin zirveye çıkması demek, AB halklarının ABD ile ittifaktan da rahatsız olduğunun göstergesidir.Kim ne derse desin, bugün AB halkları da Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile ayağa kalkan ve yine Sayın Baş'ın soysal devlet politikalarıyla barış duruşu ortaya koyan Rusya'ya meyletmektedir.Diğer bir ifadeyle AB halkları da Milli Ekonomi Modeli'ni beklemektedir.Eğer Türk milleti AB halklarından mutlaka bir şey almak istiyorsa, işte bu yanlışlara dur diyen yönlerini, yanlış siyasilere karşı net bir tavır ortaya koymalarını örnek almalıdır.