Sömürgeleştirme ve köleleştirme, Batılıların değişmeyen inancıdır. Zamana ve zemine göre değişen sadece şekil ve tarz olmuştur. Günümüzde ise, bu inancı gerçekleştirmek için kurumlar kurdular. Tabii ki, kurumların amacını sakladılar. İnsanlığa iyilikten, yardımdan söz ettiler. Ama hiçbir dönemde ve yerde buna uygun bir iş yapmadılar, yapmıyorlar. Dün denecek kadar yakın geçmişte, Afrika'da masum erkekleri, kadınları ve çocukları demir ağlarla avlayarak, çığlıklarına aldırmadan köle tacirlerinin gemilerine birbiri üstüne yığarak satışa çıkaran Batılılar, yaptıklarından utanç ve pişmanlık duymadılar. Duymuş olsalardı, aynı inancı sürdürmezlerdi. Bugün aynı inancın gereği, Dünya Bankası ve IMF... gibi kurumların, 'reform, yeniden yapılanma, özelleştirme, serbest ticaret' dayatmalarıyla yapılmaktadır. O kurumların dayatmalarına boyun eğenler, gerçekte yeni tip sömürgeleşmeyi ve köleleşmeyi kabul etmektedirler. Bundan başka bir izah, yalandır, aldatmacadır. Aslında "uluslararası kurum ve kuruluş" kavramları da boştur. Onların hepsi ABD ve yandaşlarının elinde bir araçtır. Örnek olarak ABD ve IMF ilişkisine değinelim. Dünyanın en borçlu ülkesi ABD'dir. Peki IMF, ABD'ye, diğer borçlu ülkelere davrandığı gibi davranıyor mu? Yani ona bir dayatmada, bir telkin ve tavsiyede bulunuyor mu? Hayır, tam aksine, ondan emir almaktadır. Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, bu ilişki hakkında şunları söyler: "Dünya Bankası'nda başekonomist olarak görev yaptım. Bu süre içinde IMF, ABD Hazine Bakanlığı'nın nasıl birlikte hareket ettiklerini gördüm ve dehşete kapıldım". Söz konusu ilişkiye bir örnek de Fox TV yorumcusu Dick Morris'in Irak'ın işgalinden önce söylediği sözlerdir. Aynen şöyle demişti: "Araplar bize, Irak'a operasyon yapma izni vermeyebilir. Bizim onlara ihtiyacımız yoktur. IMF, Türkiye'yi bizim için satın almıştır. Oradan istediğimiz herşeyi yapabiliriz". Siz IMF'den borç ve emir almaya nasıl bakarsanız bakın, karşı tarafın bakışı işte budur.Amerikalı bir deniz subayı olan Smedley D. Butler'in söyledikleri de ABD'nin, IMF ve diğer sömürücü kurumlarla ilişkisine örnek teşkil etmektedir. Butler, 'Savaş Bir Üçkâğıttır' adlı kitabında şöyle diyor: " Asteğmenden tümgenerale değin bütün rütbelerde görev yaptım. Bu süre boyunca hemen her zaman bankacılar ve büyük iş alemi için birinci sınıf bir gangsteren işlevini yüklendim Tek kelime ile kapitalizmin gagsteriydim". ABD'nin subayı kendini böyle tanımlıyorsa, ekonomik tetikçilerinin yaptıklarını siz hesap edinizDünya Bankası ve IMF, 'Dünya Hükümeti' olarak tanımlanan Bilderberg Grubu ile de çok yakın ilişki içerisindedir. Bilderberg Grubu'nun her yıl kapalı kapılar ardında yaptığı toplantılarda, Dünya Bankası ve IMF başkanları baş sırada yer almaktadır. Kararlar gizli olsa da, uygulamaları açıktır. Uygulamalara bakarak, hangi kararların alındığını anlayabiliriz. Dahası, gizli kararlar yalnız Bilderberg Grubu'nda alınmıyor. Gregory Palast'a göre, IMF de gizli anlaşmalar yapıyor. Dünya Bankası ve IMF'nin sömürgeleştirme ve köleleştirme kurumları olmadığına itiraz edenlere bir delil daha sunalım. Joseph Stiglitz, 'Küreselleşme Büyük Hayak Kırıklığı' adlı kitabında şöyle diyor: "IMF, kalkınmakta olan ülkelere çoğu zaman sömürgeci bir yönetici tavrıyla yaklaşır. Bazen bir fotoğraf binlerce kelimeye bedeldir. 1998'de çekilen ve tüm dünyaya gönderilen tek bir fotoğraf, milyonların beynine kazındı. Özellikle eskiden sümürge olan ülkelerde yaşayanların beynine. IMF başkanı olan Michel Camdessus, ayakta kollarını kavuşturmuş, yüzünde katı bir ifade var. Endonezya başkanı ise oturmuş, sanki aşağılanıyor gibi. Aslında talihsiz başkan ihtiyacı olan yardım karşılığı ülkesinin ekonomik egemenliğini IMF'ye teslim etmeye zorlanıyordu" (s. 62). Bazıları çıkıyor, "dedikleriniz doğru, ama ne yapalım, bunu değiştiremeyiz" diyorlar. Böyle söyleyenler, gönülden köleleşmiş insanlardır. Dünyada bir sömürgeleştirme ve köleleştirme varsa -ki var olduğunu kesindir- bunu yapanlar da insanlardır. İnsanların yaptıkları herşeyi, yine insanlar yıkabilir, değiştirebilir. Buna inanalım, bu yolda yürüyelim.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018