Ramazan ayında insanlar arasındaki paylaşım duygusu en üst seviyeye çıkıyor.
Gündelik yaşamda bunu görüyoruz. Birçok kişi iftar sofralarında buluşurken, yiyecek ve içeceklerin aslında ne kadar önemli nimetler olduğu akıllara geliyor.
Tüm bunların yanında; mütevazi sayılmayan iftar sofralarında yenilen yemeklerin sosyal medyada büyük bir hevesle paylaşıldığı gözlemlenmektedir.
Dolayısıyla iftar sofralarının israf sofralarına dönüştüğü hiç akla dahi gelmiyor.
Bu paylaşımların doğru bir davranış olmadığını kıymetli hemşerim ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adil Şen, hocamız geçtiğimiz gün bir sohbetinde dile getirdi.
Yaptığı önemli açıklamalar dikkat çekiciydi.
Değerli hocamızın dile getirdiği acı gerçekler ışığında son günlerde paylaşım çılgınlığına dönen görkemli iftar organizasyonlarının sahipleri tarafından sosyal medya hesaplarından paylaşılmasının gerek dinen ve gerekse ahlaken uygun olmadığını vurgulamış ki Adil hocamız "Bu ay yediğimizi, içtiğimizi sergileme ayı değildir. Eğer bu yapılıyorsa asgariye indirilmesi gerekir" diyerek haklı bir uyarıda bulundu.
Öyle ki sözlerinin sonunda "son dönemin görmemişliğidir" diye müslümanların bilerek ya da bilmeyerek bu sosyal hastalığa düştüklerini sözlerine ekliyor Sayın Şen.
Aslında tespit bize göre son derece doğru. Bir dilim ekmeye suya muhtaç insanlar varken böylesi bir hastalık vurgusu önemlidir.
Üzülerek görmekteyiz ki, İslam coğrafyasının bir çok yerinde savaşlara bağlı olarak evinden yurdundan uzakta, ıstırap içinde yaşam mücadelesi veren Müslümanların olduğu bir dönemde bizlerin daha hassas ve duyarlı olması gerekmez mi.
Adil Şen Bey'in ifadesiyle; kıtlıkların, yoklukların, savaşların olduğu bir dünyada yediğimizi, içtiğimizi paylaşmak bir noktada günahtır bile.
Çünkü 'Komşusu açken, tok yatan bizden değildir' hadis-i şerifi bizim bu anlamdaki temel prensiplerimizden biridir.
Netice olarak son günlerini yaşadığımız ramazan ikliminde ölçünün kaçırılmaması gerekir.
Dünyada bu kadar insanın açlıktan öldüğü, ülkemizde çöplükten ekmek toplayan insanların bulunduğunu bildiğimiz halde bunları görmezden gelip iftar sofralarında lüks tüketim/israf yaparak üstüne üslük marifetmiş gibi bunları sosyal medya hesaplarında paylaşmak dinende ahlaken de uygun değil.
Paylaşmak güzeldir ama oruç sevabını iftar sofrasında paylaşmak bir başka güzeldir.
Netice olarak bu güzel sünneti yerine getirirken israftan ve gösterişten kaçınanlara selam olsun.
Gündelik yaşamda bunu görüyoruz. Birçok kişi iftar sofralarında buluşurken, yiyecek ve içeceklerin aslında ne kadar önemli nimetler olduğu akıllara geliyor.
Tüm bunların yanında; mütevazi sayılmayan iftar sofralarında yenilen yemeklerin sosyal medyada büyük bir hevesle paylaşıldığı gözlemlenmektedir.
Dolayısıyla iftar sofralarının israf sofralarına dönüştüğü hiç akla dahi gelmiyor.
Bu paylaşımların doğru bir davranış olmadığını kıymetli hemşerim ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adil Şen, hocamız geçtiğimiz gün bir sohbetinde dile getirdi.
Yaptığı önemli açıklamalar dikkat çekiciydi.
Değerli hocamızın dile getirdiği acı gerçekler ışığında son günlerde paylaşım çılgınlığına dönen görkemli iftar organizasyonlarının sahipleri tarafından sosyal medya hesaplarından paylaşılmasının gerek dinen ve gerekse ahlaken uygun olmadığını vurgulamış ki Adil hocamız "Bu ay yediğimizi, içtiğimizi sergileme ayı değildir. Eğer bu yapılıyorsa asgariye indirilmesi gerekir" diyerek haklı bir uyarıda bulundu.
Öyle ki sözlerinin sonunda "son dönemin görmemişliğidir" diye müslümanların bilerek ya da bilmeyerek bu sosyal hastalığa düştüklerini sözlerine ekliyor Sayın Şen.
Aslında tespit bize göre son derece doğru. Bir dilim ekmeye suya muhtaç insanlar varken böylesi bir hastalık vurgusu önemlidir.
Üzülerek görmekteyiz ki, İslam coğrafyasının bir çok yerinde savaşlara bağlı olarak evinden yurdundan uzakta, ıstırap içinde yaşam mücadelesi veren Müslümanların olduğu bir dönemde bizlerin daha hassas ve duyarlı olması gerekmez mi.
Adil Şen Bey'in ifadesiyle; kıtlıkların, yoklukların, savaşların olduğu bir dünyada yediğimizi, içtiğimizi paylaşmak bir noktada günahtır bile.
Çünkü 'Komşusu açken, tok yatan bizden değildir' hadis-i şerifi bizim bu anlamdaki temel prensiplerimizden biridir.
Netice olarak son günlerini yaşadığımız ramazan ikliminde ölçünün kaçırılmaması gerekir.
Dünyada bu kadar insanın açlıktan öldüğü, ülkemizde çöplükten ekmek toplayan insanların bulunduğunu bildiğimiz halde bunları görmezden gelip iftar sofralarında lüks tüketim/israf yaparak üstüne üslük marifetmiş gibi bunları sosyal medya hesaplarında paylaşmak dinende ahlaken de uygun değil.
Paylaşmak güzeldir ama oruç sevabını iftar sofrasında paylaşmak bir başka güzeldir.
Netice olarak bu güzel sünneti yerine getirirken israftan ve gösterişten kaçınanlara selam olsun.
Hüseyin Turhan / diğer yazıları
- Neden dedeler parklarda oturur bilir misiniz? / 02.04.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024