Son on yılda ne oldu?

Çilekeş, vefakar ve cefakar Müslüman Türk milletinin tam yarım asırdan beri büyütüp beslediği, dişinden tırnağından artırarak yetiştirdiği ve büyük umutlar beslediği "İmam-Hatip Nesli" büyüyüp gelişmiş ve günün birinde Türkiye'de iktidar olmuştu.3 kasım 2002 seçimlerinin ardından Türkiye'deki Müslümanlar tam bir zafer sarhoşluğu yaşıyordu.Gerçi daha önce merhum Erbakan'ın Başbakanlığı ile bir nebze iktidar tadını tatmışlardı ama, tek başına iktidar olamadığı için bu tat biraz buruk kalmıştı.Yenilikçi kanadın ayrılıp tek başına iktidar olması ile zafer sarhoşluğu yaşanırken, tebrikler ve tebrikleri kabuller devam ederken bir de baktık ki, on yıllardan beri umutla beklenen bu kadro meğer küresel işgalcilerin de umutla bekledikleri bir kadro imiş.Tek başına iktidar olan İmam-Hatip nesli bir sabah kalktı 60 bin coniyi Anadolu'ya yerleştireceğiz teklifi ile milletin ve millet meclisinin karşısına çıktı.Zafer sarhoşluğu, tebrikler, tebrikleşmeler devam ederken "bu da nerden çıktı" demeye kalmadan, hava sahamız, limanlarımız kullanılarak Bağdat'a girildiği haberini aldık.Türkiye'de tek başına iktidar olan İmam-Hatip neslinin desteği ile, onayı ile ve hatta duaları ile haçlı işgal güçleri bir İslam ülkesini işgal etmişti?Bu kadronun iktidar olmasında epey pay sahibi olan diyalogcu medya başta olmak üzere yandaş medya Irak'ın işgalinde "hikmetler" aramaya ve yayınlamaya başladı ama, şaka değil, Irak'tan katliam haberleri sızmaya başlamıştı bile.Hemen yanı başımızda, komşu ve kardeş Irak halkı yoğun bombardıman altında idi, kan gövdeyi götürüyor, bin yıllık minareler çam gibi devriliyor, minare ne ki, çam gibi delikanlılar çayır gibi biçiliyordu.Ve Türkiye'de tek başına iktidar olan İmam-Hatip nesli ve destekçileri bir çıt bile çıkarmıyorlar, kaşlarını çatmıyorlar, surat asmıyorlar, sadece uyduruk bildirilerle bu zilleti millete hazmettirmeye çalışıyorlardı.İmam-Hatip neslinin tek başına iktidarları döneminde koca Irak mülkü yerle bir edilirken, BOP kapsamında daha nice halkı Müslüman olan ülkeler Irak usulü demokrasi ithaline zorlanmaya başladı.Komşu ülkelerde bu tür açıktan işgaller yaşanırken söz konusu kadronun tek başına yönettiği Türkiye'de de saman altından, hasır altından işgallere yol veriliyordu.Mesela, özelleştirme adı altında ülkenin yüzlerce yıllık birikimleri yok fiyatına satılıyor, devlet fakirleştiriliyor, millet ise gırtlağına kadar borçlandırılıyordu.Bir AB kara sevdası uğruna milleti millet yapan değerler, kırmızı çizgiler bir bir yok ediliyor, Tevhid ehli bu milletin inancında mutlak haramlar helal, mutlak helaller haram sayılmaya başlanıyordu.Yani İmam-Hatip nesli tek başına çıktığı iktidar koltuğunda adeta tanınmaz hale gelmişti."Elli yıldır umutla beklediklerimiz bunlar mıymış" türünden itirazlar oldu ise de diyalogcu kanat anında hikmetler üreterek milleti teskin ediyordu.Çilekeş, vefakar ve cefakar Müslüman Türk milleti, yarım asırdan beri bin bir meşakket içinde yetiştirip tek başına iktidar yaptığı İmam-Hatip nesli tarafından büyük hayal kırıklığına uğratılmış, hayalleri suya düşürülmüştü.Vaziyet bu merkezde iken, bu iktidarın sırtından geçinen, heybelerini doldurmaya devam eden çevreler hala, bu kadroyu alternatifsiz olarak sunmaya devam ediyorlar.Bu bakış, kuşkusuz son on yıla bir kuş bakışı?Daha neler var neler?