logo
29 MART 2024

Soru Türk milletinedir

11.01.2005 00:00:00
Yunanistan'ın, silahla, terörle alamadığı Kıbrıs'ı, şimdi dost görünerek AB yoluyla almak oyununu oynadığını söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, "Soru Türk milletinedir. Kıbrıs'tan vazgeçecek misiniz, vazgeçmeyecek misiniz? Vazgeçtiği taktirde Kıbrıs 13. Yunan adası olur" dedi Sayın Cumhurbaşkanı, az önce bazı sözleri millî senet olarak kabul ediyorum, dediniz. Ancak 17 Aralık'ta Türk hükümeti bir başka şeye imza attı, söz verdi. 3 Ekim'e kadar Kıbrıs'ın tanınması konusunda AB şart ortaya koydu. Milli senet konusunda size söz verenler AB'ye de başka söz verdiler. Burada bir çelişki söz konusu değil mi?

Denktaş- Ben, bana verilen söze bakarım. Başkalarına verilen söz varsa ben bilmiyorum, yahut ben dinlemem. Çünkü ben 52 yılımı, binlerce insan da canını feda etmiştir, anavatana inanarak, güvenerek... Bunun millî bir dâvâ olduğunu bilerek her şeyimizi ortaya koymuş bir halkız biz. Sayın Gül'ün, zannedersem bugün, "Biz hiç bir şekilde ön şart olarak Kıbrıs'ı tanımayı kabul etmiş değiliz" diye bir açıklaması var. Biz Türk tarafındaki insanlar olarak, Türkiye'siz yaşayamayacağımızı bilen ve Türkiye'ye güvenen insanlar olarak son ana kadar bunlara inanmak mecburiyetindeyiz. Son an gelir ve "Türkiye arkanızdan çekildi. Her şey bitti. Yapay bir anlaşma ile bu mesele halledilecek" noktasına gelirsek o zaman bizim yapabileceğimiz fazla bir şey yok. Sadece Türk askeri çekilirken ağlarız. Kendi başımıza yapabileceklerimizi de yapmaya çalışırız.

Şehit yakınları "boşuna mı kan döktük" diyorlar

Siz, çok müzakerelere katılmış bir insansınız. Türkiye ile AB müzakerelerinin samimi bir şekilde geliştiğine inanıyor musunuz? 17 Aralık'tan sonra gelişen sürecin Türkiye ve KKTC için hayırlı bir sürece doğru gittiği söylenebilir mi?

Denktaş- Hayırlı bir sürece götürmek hepimizin görevidir. Ben Anadolu'ya gidiyorum. Her yerde gördüğüm heyecan 1958-1960'larda gördüğüm heyecanın aynıdır, belki de daha fazladır. Bana ağlayarak sarılan gaziler var. "Vatan gidiyor. Biz boşuna mı kan döktük" diyen şehit aileleri var. Biz barış, uzlaşma istiyoruz. Ama kalıcı bir uzlaşma istiyoruz. Kalıcı olması için ne olması lazım? Kıbrıs'ta de facto iki egemen halkın varlığını kabul etmeleri lazımdır. Türkiye'nin bunun üzerinde 1960'da elde ettiği stratejik haklar vardır. Annan Planı bunu tümüyle siliyor. AB'yi getiriyor. AB'nin bunu yapmaya ne hakkı var? Türkiye girinceye kadar askeri müdahale hakkı dahil 1960'taki hakları devam etmelidir. Sen, Türkiye'ye ucu açık bir şey veriyorsun. Kıbrıs'ı peşinen nasıl isteyebilirsin? O da ucu açık kalmalıdır. Pazarlığın böyle yapılması lazımdır. 3 Ekim nasıl birdenbire sokuşturulur, onu anlayamadım. Çünkü ondan evvelki yaklaşımda 3 Ekim yoktu. Kıbrıs'ın da ucu açıktı. Şimdi birdenbire 3 Ekim'i getirdiler. Bu, bunların taktiğidir. Nasıl bizim görüşmelerimizde 1 Mayıs'ı getirdiler, şimdi de 3 Ekim'i getirdiler. 3 Ekim, Allah'ın emri değildir. Hiç bir şey bitmez. Türkiye kabul etmez. Daha da gün verirler. Pazarlık devam eder. Yeter ki Türkiye kararlı dursun. Nelere razı olabileceğini herkes bilsin. Çünkü esnek davranmak suretiyle dünyaya yanlış mesajlar veriyoruz. Biraz evvel söyledim. "Efendim, biz ambargonun, izolasyonun kalkmasını istiyoruz, tanınma istemiyoruz" diyoruz. Onu söyleme. Tanınma senin hakkındır. Onu niye söylüyorsun? O mesajı vermek suretiyle Annan Planı'nda bize verilmeyen egemenliğe razı olduğumuzu gösteriyoruz. Razı değiliz. Biz, bağımsızlığımızı sonuna kadar koruyacağız. Türkiye de KKTC'yi tanıyacağını tekrarlıyor. Biz buna bakarak önümüzdeki günleri göreceğiz.

Rum reddetti de tehlike atlatıldı

Aslında Kofi Annan Planı referandumu ile bir alan ortaya çıktı. Türkiye bu mevcut alanı daha iyi değerlendirebilir miydi? Hükümet bu mevcut alanı ne kadar değerlendirebildi?

Denktaş- Türk hükümetinin bütün hedefi tarih almaktı. Tarih almak için bir çok şeyi göze aldı. Rizikoya girdi. Ve Allah'tan Rum, reddetmek suretiyle içine düşeceğimiz büyük tehlikeyi atlatmış olduk. Ben "neler oldu"ya bakmıyorum. Bundan sonra ne yapacaklar, ona bakıyorum. Tekrar ediyorum. Bize verilen sözü millet adına verilen milli senet addediyorum. Verilen söz şu: Biz, Rum'u tanımayacağız; ta ki birleşesiniz. KKTC'yi tanımaya devam edeceğiz. Askerimizi çekmeyeceğiz. Destek devam edecek. Ben buna bakıyorum. Halkıma bunu telkin ediyorum. Türk milletine de bu sözü aldığımı söylüyorum ve teşekkür ediyorum.

KKTC'den kim vazgeçecek? Göreceğiz

Peki bir yol haritası çıkartırsak, özellikle 17 Aralık'ta değişen koşullar altında KKTC olarak nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz? İkincisi, Türkiye Hükümeti bu konuda nasıl bir yol haritası içinde olmalı. Bir de sizin cumhurbaşkanlığı süreniz doluyor. Bundan sonra sizin yol haritanız ne olacak? Sizin göreve devam edip etmeme kararı KKTC'nin ilelebet yaşayıp yaşamaması gibi bir kaderle de at başı gidiyor.

Denktaş- Tam aksine, benim çekilmem dünyaya şunu göstermek içindir: Dünyada "Kıbrıs meselesi eşittir Denktaş. Barışı, uzlaşmayı Denktaş engelliyor. Denktaş'tan kurtulun, Kıbrıs meselesi halledilir. Çünkü kimse egemenlik, devlet istemez, bağımsızlıktan yana değildir, Rumlarla birleşir, Türkiye'yi de istemez" gibi bir intiba yaratılmıştır. Ben de "İşte ben çekiliyorum. Hadi bakalım hodri meydan! Bağımsızlıktan, egemenlikten, devletinden vazgeçerek, kim halledecek, görelim" diyorum.

İkinci cümleniz açısından bakıldığında her şeye rağmen sizin varlığınız yetiyor herhalde.

Denktaş- Biz, görevden kaçmıyoruz. Görev başka bir şekilde, aynı heyecanla devam edecektir. Bütün dünyanın baskısına, Türkiye'nin bütün telkinine, tehdidine ve baskısına rağmen % 35 insanın "hayır" demesi bir mucizedir.

O günden bu tarafa da çok şey değişmedi mi? % 35'ler belki de % 50'lere çıkmış olamaz mı?

Denktaş- Çok şey değişti. Şimdi gitsek % 50-55-60'lara çıkmıştır.

Bu, sizin cumhurbaşkanlığınızın devamına verilen oy anlamına gelmez mi?

Denktaş- Devletin varlığını bende görmek yanlıştır. Devlet, halk tarafından meydana getirilmiştir. O devletin tehlikeye girdiğini gören halk, tabiatıyla ayağa kalkacaktır. Zaten yavaş yavaş kalkıyor. Nasıl bir yol haritası dediniz. Muhakkak bağımsız, iki halk esası üzerinde bir anlaşmada ısrar edilmelidir. Bundan vazgeçildiği takdirde biz, kağıt üzerinde ne verilirse verilsin, azınlığız, Girit misali kayboluruz. Girit misali Kıbrıs gider. Ondan sonra arkasından ağlamak da yetmez. Çünkü sizin bütün Güney sahillerinizin yolları kapanmış olur. Bunun idraki içerisinde olmak lazımdır. Bağımsız iki devletin anlaşma yaparak birleşmesi, sınır meselesini halletmesi, mal-mülk meselesini siyasi açıdan halletmeleri ve Türkiye AB'ye girinceye kadar Türkiye'nin garantörlük haklarının olduğu gibi devam etmesi, yol haritası olması lazımdır. Benim yol haritam ise yeni bir satıhta mümkün olduğu kadar aynı göreve arkadaşlarımızla birlikte devam edeceğiz.

Yeni satıhı biraz açar mısınız?

Denktaş- Bana halen gelip de "Senin kalman lazım" diyen insanlara şunu diyorum: "Burada kalmakla benim yetkim mahdut. Ben artık görüşmeci olamam. Çünkü 'hayır' demişim. Uluslararasında uzlaşmaz adam oldum. Uzlaşmaz adamın orada olması ve Türkiye ile işleri yürütmesi, 'Uzlaşma istemedikleri için aynı adamı tutuyorlar' anlamına gelecek. Onun için benim çekilmem Türkiye'nin de önünü açar."

Soru Türk milletinedir

Sayın Talat'a baktığımız zaman "görüşmelere hazırız" diyor. Türkiye'de de hükümetin en büyük ideali AB. Rum kesimi ve Yunanistan'ın elinde veto var. KKTC için bundan sonraki süreçlerde nasıl bir öngörüde bulunabilirsiniz?

Denktaş- Biz taa başlangıçtan söyledik. Yunanistan, silahla, terörle alamadığını, yani Kıbrıs'ı, AB ile almak oyununu oynamaktadır. Şimdi çok dost görünüyorlar. Dostumuz, silah zoruyla, terörle çalmış olduğu ünvanın arkasına saklanarak Kıbrıs'ı güler yüzle, AB yoluyla almaya çalışıyor. Soru Türk milletinedir. Kıbrıs'tan vazgeçecek misiniz, vazgeçmeyecek misiniz? Vazgeçmiyorsanız Türkiye hep bu zorlukları göğüsleyecektir. Göğüsleyecek güçtedir, kudrettedir, diye biliyorum. Vazgeçtiği takdirde Kıbrıs 13. Yunan adası olur. Sizin bütün sahilleriniz Yunanlıların kontrolü altına girer. En güçlü, en haklı olduğunuz dâvâyı kaybetmiş olursunuz. Ondan sonra yasını tutsanız da tutmasanız da bir şey değildir. Çünkü arkasından çok daha şey gelecektir. Tekrar ediyorum, Avrupa Parlamentosu'nun 70-80 paragraflık kararının -ki AB not ettik diye geçirmiştir- içeriğinin ne olduğunu Türk halkı bilmelidir. Çünkü Türk hükümetinin önünde çok zorluklar vardır. Bu zorluklarımızı biz arttıracağımıza, bunları bilerek şimdiden kamuoyu sesini yükseltirse Türkiye'nin üzerine o zaman fazla baskı gelmez. Yoksa Kıbrıs meselesinde olduğu gibi basın güllük gülistanlık gösterirse, "herşey iyi gidiyor. Verilebilir. Önemli değil. Denktaş sorundu, artık olmayacak. Onun için temaslar Mayıs'tan sonra başlasın" gibi yazıları gördükçe tabiatıyla Türk hükümetine baskı gelecektir. "Halkın bir şey istediği yok, o halde ver kurtul" diye baskı gelecektir. Türk hükümeti "Görmüyor musunuz? Benim kamuoyum neler diyor? Halk ayakta. Büyük bir endişe içinde" diyebilse, basın bunu yazsa, o zaman baskı belki azalacaktır.

Putin'in ziyaretinin önemi

Belki "Tek alternatifim AB" demese herhalde burada çok daha rahat bir müzakere süreci geçirebilir, değil mi?

Denktaş- AB'nin burasına kadar geldikten sonra belki o söylenemez ama başkalarının Türkiye'nin alternatifinin var olduğunu bilmesi, gözle görmesi lazım. Onun için ben Putin'in ziyaretini çok yerinde ve zamanında buldum. İnşaallah bugünlerde size Çin'den de bir heyet gelir. Çünkü ABD'nin bu tutumu karşısında, dünyanın bütün kaynaklarına hakim olmak, demokrasiyi bombalarla istediği ülkeye götürmek siyaseti devam ettiği sürece ben öyle görüyorum ki çok tehlikeli yıllara gidiyoruz.

- Sayın Cumhurbaşkanı, pembe manşetli, çok AB'ci medyanın ötesinde bir de Kıbrıs'a bir dâvâ olarak bakan medyanın var olduğunu söyleyerek verdiğiniz bilgiler için size çok teşekkür ediyoruz.
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.