Sorularla Erdoğan, ABD, AKP ve İsrail -1-

Türkiye’de 1970’lerde “Milli Nizam” adıyla başlayan ama halk arasında “Milli Görüş” olarak bilinen siyasi hareketin evlatları on yıldır iktidardalar.
Aynı ülkede, aynı Meclis’te, isimleri farklı siyasi partiler ve milletvekilleri ile beraber olmalarına rağmen kendilerini hep farklı göstermiş, hem devlet, hem diğer partiler ve de halk bu hareketi farklı olarak algılamıştı. Bu farklı algılayışın sebebi “din” idi. Çünkü bu siyasi görüşün bütün söylemlerinde hep bir “din” vurgusu vardı.
Tabi bu farklılık “farkı” ortaya çıkardı. Özellikle doksanlardan sonra planlı bir yükseliş başladı. Tabi o zamanlar (ben de dahil olmak üzere) bu hareketin milletten, milletin manevi değerlerinden güç aldığını sanıyorduk.
Gerek Erbakan iktidarında ve gerekse üç dönemlik Erdoğan iktidarında bu gücün milletten değil başka odaklardan kaynaklandığı açıkça ortaya çıktı. Yaptığım basit bir araştırma ve medya takibinde öyle iddia ve ispatlara rastladım ki, şaşırmadım desem yalan olur.
Tarihin kaydettiği bu iddia ve olayların bazılarını soru şeklinde ortaya koyacağım… İsteyen düşünür, isteyen cevap verebilir…   
• 1977 MSP Kongresinde Korkut Özal, Erbakan’a karşı aday olmuştu. En sıkı destekçilerinden biri (Özal’ın) Bülent Arınç’tı. Erbakan’a karşı Özal’ın yanında yer alan en sıkı destek olarak Tayyip Erdoğan adı geçiyor. Bu doğru mudur?  
O Korkut Özal (ki, vatandaş nazarında manevi değerlere bağlılığıyla bilinir) yıllar önce bir TV kanalında, açıkça İsrail’in varlığını ve gücünü kabul etmiş ve “Türkiye, İsrail’in liderliğinde oluşacak bir Ortadoğu ortak pazarına girmelidir!” demişti. Acaba İsrail’e bu denli şirin görünme ve sadakatin temelleri o zaman mı atılmıştı?
• Anladığım kadarıyla Korkut Özal çizgisinde büyüyen Erdoğan, aslen Yahudi olan ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz ile ne zaman ve hangi şartlarda tanıştı. Bu tanışmanızın Beyoğlu İlçe Başkanlığından (Refah Partisi) İstanbul il başkanlığına ve oradan belediye başkanlığına geçişinizde bir etkisi oldu mu?
• 1995, 1996 ve cezaevine girmeden hemen önce 1998’de ve 2000 yıllarındaki ABD ziyaretlerinizin sebebi neydi? Öyle ya! ABD, hocanızı (Erbakan) pek sevmezdi! Sizi neden sevdi?
1996’da sizi makamınızda (belediye başkanlığında) ziyaret eden Abramowitz’in “Siz İstanbul’u yönetip, yıldızınızı parlatabildiğinize göre, Türkiye için de çok şey yapabilirsiniz!..” sözlerindeki maksat neydi? Acaba ABD, Erbakan’da bulamadığını sizde mi bulmuş ve görmüş müydü?
Yine Abramowitz’in çok önceleri yaptığı şu açıklamadaki kastı tecelli mi etmişti; “Evet, kravatlı ve daha şehirli kılıklı görünen Erdoğan’ı Erbakan’a tercih ederiz.”
• AKP kurulmadan kısa bir süre önce, siyasi hayatınızda hep karşı olduğunuz İsrail’in büyükelçisi ile bir araya gelmenizin sebebi nedir? Basında yer alan “yeni kurulacak partinin ABD ve İsrail politikalarına ters düşmeyeceği garantisi” verildi haberi doğru mudur?
• Siyonist ve CIA ajanı Graham Fuller’in; Kemalizm’in modasının geçtiği ve ılımlı İslam’a öncülük etmesi gerektiğini ileri sürmesi artı bir röportajında, Fazilet Partisi’ndeki gençlerin baskın çıkacağı ve Yenilikçi Hareketin ılımlı İslam’a liderlik yapacağı bir kehanet miydi? Yoksa AKP’nin doğum sancıları mı?
• 28 Şubat sürecinin öne çıkan ismi, JİNSA (Yahudi Milli Güvenlik Enstitüsü) ödüllü Çevik Bir ile 28 Şubat’tan sonra bir araya geldiniz mi? Yine Çevik Bir’in ekibinden emekli Koramiral Atilla Kıyat’la, Hidiv Kasrında yenilen yemeğin konusu neydi?
Siyasi geçmişinizi borçlu olduğunuz partiye yapılan askeri hareketin başları ile bu kadar ilişki içinde olmanız ne kadar etiktir?   
• AKP’li Murat Mercan’ın, Ariel Sharon’a yakın The Jerusalem Post gazetesine verdiği “Türkiye-İsrail ilişkilerinin asla zarar görmeyeceği” demeci ne anlam ifade ediyor ve ne garanti altına alınmak isteniyordu?
• İsrail cumhurbaşkanı Siyonist Moshe Katsav, 3 Kasım’daki AKP zaferini neden taltif etmiştir?
• Davos’ta ekran karşısında posta koyduğunuz Peres, AKP için şu cümleleri neden kullanıyordu? “Türkiye’de, AKP’nin iktidar olması hem İsrail için hem de dünya için çok büyük bir fırsattır. AKP’ye ve Tayyip Erdoğan’a İsrail olarak hayranız. Teşekkürlerimizi iletiyoruz.”
• 1977’de Ankara’ya büyükelçilik diplomatı olarak atanan ve 25 yıldan fazla ülkemiz ve milletimizle ilgili araştırmalar yapan, İsrail’in, Türkiye özel uzmanı Alon Liel adlı Siyonist, “Demo-İslam” yani “Türkiye’nin Yeni Yüzü” adlı, İbranice kitabında “Tayyip Erdoğan’ı 10 yıl öncesinden keşfettiklerini” iddiasının gerçekliği var mıdır?
Yine aynı diplomat ve yazarın “Şeriatı o engelledi... Erdoğan, İslam’ın özel hayattaki yeriyle, kamudaki yeri arasına bir duvar çekti. Bu ise tam aradığımız şeydi…” dediği Erdoğan profili ile günümüz Türkiye gerçekleri paralel değil mi? (devam edecek…)